Eve geldiğinizde satın aldığınız ayakkabıların aslında gardırobunuzdakilere hiç de uygun renkte olmadığını fark ediyorsunuz. Onları da gereksiz, pahalı ve kullanmayı düşünmediğiniz diğerlerinin yanına koyuyorsunuz.
Gerçekte, alışveriş bağımlısı olduğunuzu biliyorsunuz. Borç içindesiniz ama yine de ne zaman işinizde stres ya da aile ilişkilerinde sorun yaşasanız, kendinizi yeni bir şeylerle mutlu etmenin yolunun sadece alışveriş yapmak olduğunu düşünüyorsunuz. O halde bu duruma artık bir “dur!” deyin!
Alışveriş hastalığı neden en çok kadınlarda görülüyor?
Hepimizin iç dengeleri bozulduğunda, yani kendimizi değersiz, güçsüz ya da depresif hissettiğimizde, bunu dışarıya vurma şeklimiz farklı olabilir. Kimimiz kendimizi daha iyi hissetmek için uyumayı, kimimiz spor yapmayı, kimimiz alışverişe çıkmayı tercih ederiz. Öte yandan bu durum kadınlarla erkekler arasında toplumda kabul gören şekiller yönünde değişkenlik gösterebilir. Örneğin, kadınlar içlerinde yaşadığı değersizlik ve güçsüzlük hissini alışverişle telafi etmeye çalışırken, erkekler bunu birden çok kadınla beraber olarak aşmaya çalışabilir.
Kadınların alışveriş yapması toplumda daha çok kabul edilebilir görünürken aynı şekilde bir erkeğin birden çok kadınla beraber olma eğilimi de "Erkektir, yapar" şeklinde kanıksanmıştır. Dolayısıyla, insanlar farkında olmadan toplumsal beklentilere göre daha uyumlu hareket etmeye çalışmakta ve sonuçta da alışveriş hastalığı daha çok kadınlarda görülmektedir.
Alışveriş çılgınlığına neden kapılırız?
Sahip olma güdüsü
Alışveriş hastaları "Param var mı, yok mu; ihtiyacım var mı, yok mu" diye düşünmeden gördükleri/beğendikleri her şeyi satın alırlar. Alışveriş yapamadıkları zaman da büyük sıkıntı duyarlar ve kendilerini kötü hissederler. Sonra da, alışveriş yaptıkları için suçluluk duyarlar. Ama alışveriş krizini yenemezler, daima satın alma güdüsü duyarlar.
Değersizlik hissi
Değersizlik, yalnızlık, öfke, engellenme ve sinirlilik gibi negatif duygular da, alışveriş hastalığına yol açabilir. Bazı kişiler alışveriş yaparak kendilerini değerli ve güçlü hissederler. Kişi, satın aldıklarının kendisine değer katacağına ve güçlülük hissi vereceğine inanır. Ancak istediği şeyleri aldığında, ilk anki haz hariç hayal ettiği hissi yakalayamaz ve değersizlik hissi bu kez daha da yoğun olarak geri döner. Bu durum bir kısır döngüye dönüşür. Kişi o ilk anki hazzın geri gelebilmesi için giderek artan bir şekilde alışveriş yapmaya devam eder.
Çocuklarla olan sağlıksız iletişim
Çocuklarıyla sağlıklı ve doyurucu ilişki kuramayan, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek anne-babaların iletişimlerindeki bu eksikliği, onlara bir şeyler satın alarak tamamlamaya çalışmaları da çocuklarda gelecekte alışveriş hastalığının ortaya çıkmasına neden olur. Çocuklar da her istediklerine sahip olmak isterler. Bu nedenle, sürekli olarak bir şeyler satın almak, çocuğu mutlu etme veya eksik iletişimi tamamlama yolu olmamalıdır.
Peki, bu bağımlılığın üstesinden nasıl geleceksiniz?
Ya terapiye gidin ya da kartları bırakın
Eğer kendi kendinize hakim olamıyorsanız, borçlarınız boyunuzu aştı ama siz hala durmadan bir şeyler alıyorsanız durum vahim demektir. Öncelikle bunun altında yatan nedenlerin halledilmesi gerekir. Tedavi için, bunu hastalık olarak kabul edip bir uzmana gidin. Uzmanın uygun göreceği terapi ile sorunu aşabilirsiniz.
Ayrıca, hastalık düzeyinde olmadığı halde satın alma güdüsüne engel olamıyorsanız, çarşıya çıkarken kredi kartlarınızı evde bırakabilir ya da kartlarınızı imha edebilirsiniz. Elbette iradeniz izin verirse! Bu şekilde alışveriş için gözünüz dönse de nasılsa bir şey alamazsınız.
Alışveriş bağımlılığınızdan kurtulmak için başka alanlarda vakit geçirmek, kişisel gelişiminize yatırım yapmak da faydalı olur.
Kişisel gelişim konuları yazılarımızı okumak için buraya tıklayın...
Hayatın farklı döngülerini Gestalt felsefesi kursuyla keşfederek, yaşadığınız her deneyimi değerli hale getirebilirsiniz...Kendini ve yaşamı keşfetme kursu için tıklayın.
İster mesleki anlamda, ister hobi olarak ‘güzel’ yemek yapmayı öğrenmek için gidebileceğiniz yemek kursları burada!