Birkaç gündür Angelina Jolie’nin yaşadığı bu gerçeği ve verdiği kararı idrak etmeye çalışıyorum. Bu durum benim bütün öğrendiklerimi ve bilinçaltı yüklemelerimi sorgulamama neden oldu. Kendimi onun yerine koymaya çalışıp duyguları anlamaya yoğunlaştım. Onun deneyimini kendime rehber alıp yeniden düşündüm.
Yaz aylarının gelmesiyle hepimizin kadın kimlikleri ayaklandı. İnce kıyafetlerin, bikinilerin arkasında daha da ortaya çıkacak olan bedenimiz bizim kadın kimliğimizin dışa yansıması, en büyük silahı değil mi?
Ne kadar düzgün, ne kadar az selülitliyse bacaklarımız; ne kadar düzse karnımız; ne kadar dolgun ve dikse göğüslerimiz; ne kadar yuvarlak ve sertse popomuz sanki o kadar daha seksi ve kadın hissediyoruz kendimizi, değil mi?
Dışarıdan beslenerek kendini gören, aldığı iltifatlarla ya da beğeni dolu bakışlarla kendini tartan, seksiliğini ve cazibesini ölçen zihinlerden kurtulmak bu kadar kolay mı?
İşte bütün bu şartlanmaları bir kalemde atan bu karara saygı duymamak, dikkat etmemek mümkün değil! Yanında dünyanın en seksi erkeği olacak ve belki de Angelina’yı Angelina yapan en önemli özelliklerinden birini kaybetmek O’nu güçsüz bir kadın mı yaptı şimdi?
Yaptıkları ile hep dünyanın gündemine oturan Jolie, bu seferki seçimiyle de yeni düzeni bize öğretmeye gelmiş bir görevli gibi davranıyor. Bu sefer aldığı kararla bedeninin kendisini ifade etmediğini, gücünü özünden aldığını söyleyerek bize yeni bir yol gösteriyor.
Bu kararıyla egosunu bir kere daha öldürüp yoluna devam ediyor. En büyük sınavını başarıyla veriyor bence.
Gerçek gücümüz içimizde, özümüzden geliyor. Onun farkına varmanız, dışarıdaki bu sahte kurguya kapılmadan verdiğiniz kararlarla gücünüzü elinize almanızı diliyorum. Her şey evrenin ve bütünün hayrına olsun.
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam ve Nefes Koçu