Barcelona'yı en güzel anlatan film olan Vicky, Christina, Barcelona'dan kareler.
Seyahate çıkmayı oldum olası severim, benim için anda kalmanın en pratik uygulanışıdır. Bu sebeple eşimle birlikte biriken millerimizle ve yakında doğacak bebeğimizle ufak bir kaçamak yaptık. Rotamız ise Barcelona’ydı.
Yemeğe bu aralar verdiğim önemin artmasıyla yeri doğru seçtiğimizi anladım. Yemekler müthişti. Öğlen yemeği saatleri bizimkine göre biraz geç hatta akşamüzeri saati bile denebilir. Çünkü Barselona’da saat 14.30 - 17.00 arasında öğlen yemeği yenebiliyor. Daha erken giderseniz pek bir şey ve kimse bulma şansınız yok.
Tabii bu sebeple aksam yemeği saatleri de daha geçe kayıyor. Bir çok restoran akşam servisine 22.00 de başlıyor.
Gelelim yemeklere…
Et, balık, sebze oldukça bol. Fiyatların diğer Avrupa ülkelerine kıyasla uygun olduğunu fark ettim.
İspanyolların meşhur tapasları sayesinde bir öğünde pek çok çeşit yemek yemeniz mümkün olabiliyor. Tapasların kelime karşılığı benim için küçük lezzet tabakları demek. Tadımlık porsiyonlarda aldığınız bu tabaklardan her öğünde 7-10 tane seçebilirsiniz. Böylece alternatif lezzetlere ve yeniliklere açık oluyorsunuz.
“Bu bol alternatifli ve çoklu yemek çeşidi acaba İspanyolların kimliklerine nasıl yansımıştır.” diye kendi kendime sormadan edemiyorum? Bu durum acaba daha hızlı karar vermelerini mi sağlıyor yoksa kararsızlık denizleri daha mı derin?
Kültürel aktiviteler..
Gün boyu yapılabilecek pek çok kültürel aktivite mevcut.
Öncelikle şehre damgasını vuran kişi bana göre dahi mimar Gaudi. Ünlü Sagrada Familia Kilisesi'nde benim dikkatimi çeken, bu katedrale 3 girişin olması ve her girişin de bir şeyi temsil etmesi: Sadakat, umut, merhamet. Acaba, Gaudi’nin özellikle temsili seçtiği ifadelerin vurgulanmasının ne gibi bir anlamı var?
Gaudi’nin Barselonalılara bıraktığı bir de mirası var: Hala tamamlanamamış katedralı La sagrada Familia’nın bir an önce tamamlanması. Bu da sanıyorum Barselonalıların en büyük dileklerinden birini oluşturuyor. Çünkü her bir noktası atlanmadan işlenen bu müthiş eser için gece gündüz çalışılıyor ve buna rağmen bitiş tarihi için en erken 2025 gösteriliyor. Bu eseri eksik haline rağmen görmeden geçmeniz pek mümkün değil.
Picasso müzesinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Müzede, ilk çizimlerinden son eserlerine kadar sanatçının gelişimini ve değişimini görmeniz mümkün. 20 yaşına kadar görüneni mükemmel bir şekilde çizen sanatçının daha sonra gördüklerinin içine ruhsal ve sanatsal yorumlarını katarak çizdiğini fark ettim. Bu sebeple bence kesinlikle atlanmaması gerekiyor.
Barselona bence her mevsim farklı tatlar alabileceğiniz keyifli bir liman şehri.
Kendinize ve sevdiklerinize anda kalabilmenin pratiğini yapabileceğiniz seyahatler dilerim,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu