Filmi bir de farkındalıkla izler misiniz?
Matthew McConaughey (Connor) ünlü bir fotoğrafçı olmanın yanı sıra eğlenceyi ve kadınları seven biridir. Uzun süreli ilişkiler kurmakta zorluk çeker ve ne zaman bir kadınla yakınlaşsa bir süre sonra kendini ondan uzaklaştırmış olarak bulur.
İlişkilerini fast food şeklinde yaşayan yakışıklımız, etraftaki bütün kadınlara ilgi duyar. Ama ilk aşamayı geçemediğinden sürekli aynı döngüyü yaşamaktan kendini alıkoyamaz.
Kardeşinin evleneceğini duyan Connor, kendi zemininde bu olayı başına gelebilecek en kötü şey olarak yorumladığı için, ilk olarak kardeşini bu durumdan kurtarmaya çalışır.
Niyetim size filmi anlatmak değil, burada işlenen konu günlük hayatta ne kadar da çok karşımıza çıkıyor, onu fark ettirmek istiyorum.
Filmde de olduğu gibi, zeminimizde olan bir gerçeği bir zamanlar, bir şekilde kabul etmiş ve farkında olmadan inançlarımız haline getirmiş olabiliriz. Ve hayatımızda bize ait olmayan ama kabul ettiğimiz inançların yaratımları olan deneyimler başlar. Bu, sık karşılaşılan bir durumdur. Ayrıca, geçmiş deneyimlerimizin başkaları için de geçerli olduğu düşünüp, karşımızdakilere empoze etmeye çalışırız.
Filmde benim ilgimi çeken asıl nokta Connor’ı ziyaret eden üç hayaletin, yakışıklımızı geçmişine ve geleceğine doğru yolculuğa çıkarması ve ne zaman kadın avcısına dönüştüğünü göstermeye çalışmalarıdır.
Farkındalık dediğimiz, yaşadığımız bir olay karşısında bilinçaltı kayıtlarımızı görmek ve deneyimleri nasıl hayatımıza çektiğimizi fark etmektir. Bilinçaltına aldığımız bir kayıt, belli bir zaman sonra karşımıza deneyim olarak çıkar.
Filmde de tam olarak bu konu işleniyor. İlk olarak ‘kadınlardan uzaklaşma ve yakın ilişkiye girmeme’ inancını Connor’ın nasıl kayda aldığını bulmaya çalıştılar.
Geçmiş kayıtlarının şimdiki deneyimler olarak karşısına çıktığını fark eden McConaughey, bu döngüye devam ederse onu bekleyen gelecek ile de yüzleşme fırsatı buldu.
Ve bu döngüden çıkma kararı aldı. Benzer durumlar hepimiz için geçerlidir: Geçmiş kayıtlarımız bir şekilde bizim karşımıza fark edilmeyi bekleyen deneyimler olarak çıkarlar ve döngü biz fark edene kadar devam eder.
Yeni bir deneyimin başlaması ve bir üst zemine geçmemiz ise ancak bu eski kayıtlarımızı silmemiz, yerine yeni bilincimizle yeni inançlarımızı oluşturmamızla oluşur. Tıpkı filmde McConaughey’in oynadığı karakterin eski alışkanlıklarını bırakarak, kendine yeni bir döngü başlatması ve buna sahip çıkması gibi.
Filmin son derece öğretici olduğunu düşünüyorum. Tabii bizi hayaletler ziyaret edip geçmişe veya geleceğe götürmeyecekler. Bu işi de bizim farkındalık çalışmaları ile yapmamız gerekir.
Unutmayın; yaşamınızda farkındalığınız sizi bir üst zemine taşıyacaktır.
Vaktiniz olursa bu bilgiler ışığında Hayalet Sevgililerim’i seyretmenizi dilerim.
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu