Güzel manolyam benim.
Senin yapraklarını dökmenin üzerinden kocaman bir sene geçti.
Olan bitenden haberin yoktur.
Dur ben sana özetleyeyim.
İsyan bayrakları çekildi bazı devletler arasında
kardeş kardeşe düşman oldu.
Kaç can karıştı toprağa bir hiç uğruna bilemezsin tabii...
Kalpler kırıldı, atıldı bir kenara,
Aşıkların göz yaşları sel oldu .
Sen yokken kimileri yaşamlarında hastalık, deprem, sel karşında ayakta kalabilmeyi deneyimledi.
Bazı kadınlar bebeklerini kollarına almanın mutluluğunu yaşarken, kaç kadın da annelik duygusunu hiç tadamayacağını öğrendi. Çalıştıkları ortamlarda kaç kişi egolarını beslerken; birden bire işsiz kaldı. Statülerinden, standartlarından, kendilerini var ettiğini düşündüklerinden sıyrılıp, sadede kendileriyle baş başa kaldılar.
Kimileri içinse olanlar gelip geçti.
Kimileri ise olanlara yenildi, dünde kaldı, ana gelemedi.
Güzel manolyam benim.
Seni her gördüğümde hayatın her şeye rağmen devam ettiğini düşünüyorum. Her zaman, her şeyin gelip geçici olduğu simgeliyorsun bana...
Kederlenince içimi kara dumanlar sarınca; “Evet, diyorum; 'bu da geçer'. ''Bu da geçecek. Tıpkı her bahar ayında manolyamın çiçek açması gibi, benim gönlümde yeniden çiçek açacak. Keyifte, çoşkuda, neşede olacağım. Hayat her şeye rağmen güzel.''
Güzel manolyam benim, senin farkındayım.
Aradığın huzur kendi içinde saklı
Yaşam nehrinde yol alırken kimi zaman beklenmedik dalgalar alıp götürür bizi. Biz daha olanın farkına varamadan bir bakarız andan kopmuşuz, içimizdeki coşkuyu, neşeyi, sevinci kaybetmişiz.
Yaşadıklarımızdan öyle bir bunalırız, öyle çok üzülürüz ki o an yaşam durur bizim için. Sanki bir daha mutlu olamayacağımızı düşünürüz. Dün de kalıp olanları sorgulamaya nedenlerini bulmaya çalışırız. Zamanla keşkeler başlar. Bu sefer yapmadıklarımız ya da farklı yapabileceklerimiz için pişmanlık duymaya başlarız.
Bütün bunlar bizi andan kopar, yaratımdan uzaklaşırız. Olana teslim olmak, kabul etmek yerine direnç gösteririz. Böyle zamanlarda içimize dönmemiz öğütlenir, huzurun kaynağının bizde saklı olduğu söylenir.
Her gecenin bir sabahı mutlaka var, yaşadığın deneyimlere sahip çık
Ben huzuru, dinginliği kendimden önce doğada bulurum. Doğada olanlara bakarım. Her akşamdan sonra ışıklarıyla ortalığı aydınlatan güneş yeni başlangıçların habercisidir benim için.
Olanları sorgulamadan her sabah öten horozlar; taşlanmalarına, kazınmalarına rağmen dimdik duran ağaçlar ve her bahar açan manolyam, bana yeniden başlangıçların mümkün olduğu simgeler.
Ve kendi kendime derim ki;
“Herşeye rağmen hayat devam ediyor. Beni şu an tahmin bile edemeyeceğim güzellikler bekliyor. Yaşadığım her deneyim için şükrederim. Sahip olduğu her şey için şükrederim. Ve öyledir.”
Yaşam nehrinde anda yolunuzu kesen hesapsız dalgalar karşısında, sorumluluklarınızı fark edip yerine getirmeniz ve daha sonra ise olana teslim olup, olanın olmasına izin vermeniz dileğiyle.
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu