Evdeki Kadın'ım bugün...
Bu aralar sık sık “Evdeki kadın”ımın şefkatli sesi ile sabah erkenden kalkıyorum. Biliyorum ki o gün saçını bile taramadan kalkıp çocuklarına yumurta pişiren, kimse uyanmadan çayı demlemeyi hedefleyen hamarat kadınım ben.
Kocasını yüzünden tebessümünü ayırmadan öpücüklerle ise yollayan, gün boyu evi işlerini toparlayıp, çocuklarının derslerine yardım eden, akşama yemek hazırlayan hamarat anne kadın. İlişkilerini her zaman ön planda tutup, kocası ile arasındaki ufak anlaşmazlıklara takılan, kocasının yüzündeki bir sıkıntıyı kendi içinde olana bin katarak endişeyle yaşayan kadınım. Arkadaşlarının telefonlarına birkaç gün sonra dönebilen, hep bitmeyen bir işi, ertelediği niyetleri olan,dileklerinden vazgeçmiş kendini unutmuş , evde akşam kocasının yolunu gözleyen unutulmuş kadınım ben…..
Bugün de Amazon Kadını...
Bir bakıyorum kimi zamanda bir telaş içinde uyanıyorum. Biliyorum ki; o gün işlerini yapmak için aceleyle yataktan kalkan, duşunu alıp, makyajını yapıp yüksek topuklarıyla işe koşan, kahvaltı etmeyi unutan, kahvesini bile yollarda içen amazon kadınım.
Böyle günlerde kendimi hayatın bütün engelleri ile baş edebilecek güçte hissediyorum. Üzerime giydiğim kalın kabuğumla kendimi bütün kelimelerden koruyorum. Attığım zehirli oklarımla yeni düşmanlar edinip, kendime yeni fethedilecek yerler buluyorum. Evdeki kadına küçümseyen gözlerle bakıp , yaptıklarını küçümsüyorum. Onun yapamadıklarını bile iş ediniyorum kendime. Kendi sınırlarını çizemeyen evdeki kadının, geldiğimde kaptırdığı haklarını savunuyorum. Kocaya baş kaldırıp, telaşla arkadaşlarını arayıp buluşma planları yapıyorum. Sonra tekrar sokaklara dönüp kendime önümdeki savaşlarda kullanabileceğim yeni silahlar arıyorum. Bu kıyafetler içinde kadınsı duygularıma yer bulamıyorum. Kırılgana, zarif duygularımla çelik pençelerimi uzatıp, tanışamıyorum. Genelde bir elimde telefonum, diğer elimde laptopum içimde duygularımı bana hatırlatmaya çalışan beni, duymayarak, gürültülü bir şekilde etrafta dolaşıyorum.
Farkında Kadın oluyorum bazen...
Bazen de gözlerimi açtığımda taparcasına bedenime bakıyorum. Renkli ayaklarımı, bakımlı ellerimi hayranlıkla seyrediyorum. Kalçalarımı, göbeğimi istediğim pürüzsüzlükte muhafaza edebilmek için spor yapıyorum. Telaşsız geçiyor dakikalarım. Sokaklarda amazon kadınları gördükçe hallerine acıyorum. Onların telaşına inat öğlen yemeğimi bir kafede daha bir uzun oturarak yiyorum. Arkadaşlarımla akşamüstü çay saatleri yapıp, yeni insanlarla tanışıyorum. Kimi zamanda kitapçılarda dolaşıyorum. Yeni benlere ulaşmak için geliştirebileceğim yönlerimi bulmaya çalışıyorum. Kendimden başka kimse yoluma çıkamıyor. Bütün kimliklerimden sıyrılmış, şımarıkça tek başıma yürüyorum.
Ve diğer kadınlarım
Aralarda kadınlarımın birbirini habersiz ziyarete geldikleri, yanında yeni benler getirdiklerini de görüyorum.
Gün içinde bazen bir şarkının sözlerine dalıp giden hayalperest ben, iç çamaşırı dükkanının önünden geçerken içeri girmeye iten cazibeli ben, kimi zamanda ikinci kırmızı kadehten sonra ortaya çıkan özgür, çılgın ben oluyorum.
Her kadınıma bir isim veriyorum. Ben onlarla beslenip büyüyorum, hayata onlarla tutunuyorum. Biliyorum ki her bir kadınımın sevgisi farklı, aşkı farklı oluyor.
Ender de olsa neşe içinde isimsiz uyandığım da oluyor. Derin bir nefes alarak, şükrederek başlıyorum güne. Biliyorum ki; o gün her şey dengede, içimde bütün kadınlarımın en güzel parçalarını taşıyorum. Kiminle ne zaman buluşacağımı biliyorum.
Ama kendi kendime sormadan edemiyorum: Acaba içimde daha tanışacağım kaç kadın var? Kaç çeşit aşk var? Ortaya çıkmak için neyi bekliyorlar?
Kendinizle temasta olmanız, kendinizi fark etmeniz dileğiyle,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu
Bu yazının devamını okumak için 'Benimle dans eder misin?' yazıma tıklayabilirsiniz...