Uzun zamandır ses seda yok senden.
Ne oldu söyle bana küstün mü? Darıldın mı?
Artık fallarda da çıkmaz oldun.
Bir fal vardı senden haber getiren
Artık farkındalığımda kahvenin telvelerinden de konuşmaz oldun.
Eskiden fal baktırmanın bir tadı vardı. Türk kahvesini keyifle içer sonrada yedi kere içe doğru çevirerek, niyet eder kapatırdım.
Çıkanları dinlemek keyif verirdi. Üç vakte kadar olacaklar söylenirdi. Pür dikkat dinler, not alırdım. Güzel olanlar çıksın ister, kısmetlerimi hevesle beklerdim.
Oysaki şimdi öyle mi? Artık farkındalığımda fal baktırmanın bir tadı kalmadı. Biliyorum ki kahve telvelerinden bana bir hayır yok.
Ne istiyorsam, ne olsun diye umutlanıyorsam hepsi benim yaratma gücüme kaldı.
Farkındalık iyi hoş da eski zeminlerdeki bazı alışkanlıkları bırakmak biraz beni zorluyor. Bunlardan biri de fal baktırmak.
Gerçi beni tutan yok, iç içebildiğin kadar kahveyi, döndür bardağı ya da kes kağıtları değil mi?
Ama işin aslının öyle olmadığını biliyorum ya benim de içim artık duyduklarına, anlatılanlara inanmıyor. Beni motive etmiyor.
Geriye bir ben kalıyorum. Yaratma gücümde bundan böyle harekete geçmek için benim motivasyonumu bekliyor.
“ Peki bu nasıl olacak? Her an keyifte olamıyorum ki, nasıl bir üst frekansa geçip, yaratacağım” dediğinizi duyar gibiyim.
İnan ve sorumluluk al
“Kendine inanmakla başlar her şey ” diyen sözler vardır.
Yaratım için de ilk olmazsa olmazlardan biri budur. Önce istediğinizi yaratabildiğinize inanacaksınız. İnancın ikiz kardeşi ise sorumluluktur. Yani hayatımızda olan her şeyin bizim yaratımımızın eseri olduğuna inanmadır.
Bu ilk adımı attıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
Karar ver ve hayal et
İkinci adım ise hayal etmek. Ne olmasını istediğine karar vereceksiniz ve onu hayal etmeye başlayacaksınız. Hayal etmek siz de ne çağrıştırıyor bilemem. Benim kastettiğim niyetlerinizin gerçek olduğu andaki duygularımızla buluşmadır.
Bu buluşma ne kadar uzun ve ne kadar derin hissedilirse temelleri o kadar sağlam olur.
Serbest bırak ve anda kal
Son adım ise niyetimizi serbest bırakmadır. Yani sürekli bunun olup, olmayacağı düşünmeden anda kalabilmektir. Hayatın bize sunduğu farklı fırsatlara doğru yol almaktır. Bu sırada olması için özgür bıraktığımız niyetimizin büyümesine, oluşmasına fırsat vermektir.
Bu sırada bizde anda kalarak, hayatın bize sunduğu fırsatları değerlendirmeliyiz. Böylelikle kendimizi geliştirmeye ve niyetimizin olduğu frekanstaki halimize hazırlık yapmalıyız.
Bu adımları farkında bir şekilde attığımızda yarınlarımızın istediğimiz şekilde yaratabildiğimizi göreceğiz. O zaman da bize olmayan bir gelecekten haber taşıyan fallara ihtiyacımız kalmayacak. Çünkü bileceğiz ki: Yarımızın tek yaratıcısı biziz.
Yaratıcı gücünüzün farkında olmanız dileğiyle,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu
Sevgili Okurlarım,
Bu yazıyla veya diğer yazılarımla ilgili her türlü sorunuz ve görüşleriniz için bana saba.deniz@pudra.com adresinden ulaşabilirsiniz. Mesajlarınızı bekliyorum.