Futbol için kesinlikle bir anda kalma pratiği diyebiliriz.
Tribünlerdekileri oyuncuları da işin içine katarsak o zaman oyuncu sayısı OOOOOOOoooooooo’ları buluyor. Ama asıl rakam, yeşil sahanın üzerinde bir top, peşinden koşan 22 erkek bir de siyah kıyafetli olan 3 kişiyi de sayarsak toplam 25 kişi diyebiliriz. 25 kişinin oynadığı bu 90+ dakikalık oyun birçok kişiye anda kalmanın nasıl olacağını öğretiyor. O sebeple çok çoşkulu, heyecanlı, keyifli. Anda kalınınca yaşanacak pek çok duygu bir arada yaşanabiliyor.
Rimelli kirpiklerimin arasından izlediğim maçta neleri fark ettim?
Çekirdek çıtlamak serbest, çıtlayan çekirdek kabuklarından yerde kuleler yapmakta serbest.
Maç sırasında küfür etmek olağan, hatta etmemek garip sayılıyor. Maç sırasında eğer birilerine kızdıysanız ayağa kalkıp bağırın, kimse dönüp bakmıyor. Bağırıp, çağırarak deşarj olmak serbest.
12 numara (seyirciye deniyor) olarak belli sorumluluklarınız var: Rakibiniz kalenize yaklaşınca geri püskürtmek için bağırmanız lazım.
Hakemi uyarmanız, biraz da gözdağı vermeniz lazım ki istediği zaman sizin takımın oyuncularına kırmızı kart çıkaramasın, en fazla sarı kart gösterebilsin. Hatta hakeme sarı kart gösterince öyle büyük tepki verin ki bir daha korkusundan elini cebine atamasın.
Devre arasında erkek tuvaletlerin önünde kuyruk oluşuyor. Maçta bayan olmanın belli avantajları var. Bunlardan biri erkekler tuvaletinin önündeki kuyruktan salınarak geçebiliyor ve boş olan bayanlar tuvaletine girmenin zevkini yaşayabiliyorsunuz.
Tribünlere alınırken sıkı bir kontrol var, su kağıt bardakta veriliyor, pet şişe yasaklanmış ama tuvalet kapısının demir tokmağı açarken elinizde kalabiliyor.
Kaleciler takımlarının renklerinden bağımsız istedikleri renkleri giyebiliyor.
Ben eskiden her takımın 2 rengi var; enine boyuna, çizgili uygulamalarla formalarını süslerler zannederdim, oysaki böyle durum benim sandığım gibi değilmiş.
Örneğin: Bu sene sarı-kırmızı forma giymesi beklenen takım mor forma giyiyormuş. Sarı –lacivert forma giymesi gereken takımın geçen seneki rengi mesela turkuaz imiş. Yani takımlar arasında da bir renk modası hakimmiş. Tabii sebep biraz ticari amaç her sene taraftara o seneki renklere ait formaları satmak. Bu sebeple maçları düzenli takip etmeniz gerekiyor. Uzun süre maç izlemezseniz kendi takımızın renklerini başka bir takımın oyuncusunun üzerinde görüp yanlış tezahürat yapabilirsiniz.
Maç sadece 90 dakika sürmüyor. Yolda, evde, ertesi gün, hafta o hafta hep en son maçın muhabbeti oluyor.
Sanıyorum bu muhabbetlerden eksik kalmamak içinde 90 dakika saniye saniye izleniyor, her hareket daha sonra dantel gibi işleniyor.
Son sözüm evdeki hanımlara
Hanımlar, eşlerinize bir bilet alın maça gitsinler. Streslerini, onları andan koparan düşüncelerini orada bırakıp gelsinler. Bir topun arkasından koşan 25 erkeğe bakarak sadece anda olabilmenin keyfini çıkarsınlar.
Anda kalabilmenin tadına bir kere vardıktan sonra bunu hayatlarında başka alanlara da taşıyacaklar ve bu durum size pozitif olarak dönecektir.
Kendinize anda kalma pratikleri yapabileceğiniz keyifli aktiviteler yaratmanızı dilerim,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu