İşten özel hayata; etkinliklerden çocuklara, durmadan koşturan binlerce insan gibi 2014’ü çok yoğun geçen bir yıldı diyerek hatırlayabilirim. “Çok yoğun” kalıbı da “fena değil”, “geçinip gidiyoruz işte” gibi dilimize yapışmış ve bence bizi aşağıya çekiyor. Bu yüzden 2014’ü çok yoğundu diye hatırlamak yerine kendi kişisel yolculuğumda çok şey öğrendiğim bir yıl olarak hatırlayacağım.
2014 kolay bir yıl değildi ama çok şey öğrendim.
Nefes almanın ve aldığı nefesin farkında olmanın değerini anladım. Bu mucizenin her derde şifa ve her ana farkındalık kattığını, mutluluğu çoğaltarak etrafımıza yayabildiğini gördüm. Bugün, burada, bu anda diye başlayan deneyimin insanı ne kadar zenginleştirdiğini, durulttuğunu anladım.
İnsanın önce kendisini düşünmesi gerektiğini bu yıl fark ettim. Deneyimim bunu acı bir şekilde bana öğretmiş olsa da önce kendi için yaşayanların çok daha mutlu olduğunu biliyorum artık.
Bedenin sağlıklı olmadan ruhun iyi olamayacağını yaşayarak öğrendim. Her hastalığın arkasında bir duygu olduğunu;, beden, zihin ve ruhun bir bütün olduğunu çok daha iyi anladım.
Dünyanın bir ucunda hiç tanımadığım insanların hepimiz için güzel şeyler yapmaya çalıştıklarını bir kez daha gördüm. İyi insanların varlığını bilmenin hepimize şifa verdiğini düşünüyorum.
Hayat zorlaşıp, işler umduğumuz gibi gitmediği zaman sanatın her türünün insanı nasıl dönüştürdüğünü hatırladım.
En büyük derslerimden biri bir insanın sadece gözünün içine bakıp onun gerçek halini görebilmek oldu. Bu gerçeklik bana saf sevginin ne demek olduğunu hatırlatıyor artık.
Hiç tanımadığım insanlara güvenebildiğimi, herkesten ve her şeyden bir şey öğrenebildiğimi gördüm.
Çok daha fazlası oldu belki ama en önemlileri bunlardı sanırım. Bu yüzden 2014’ü daha çok bir öğrenme yılı olarak hatırlayacağım.