Kimi zaman yaşadığımız role kendimizi öyle bir kaptırıyoruz ki, daha olayı anlatırken başlıyor duygularımız bizi yönetmeye. Ya ağlamaya başlıyoruz ya öfke ve kızgınlık kaplıyor her bir yanımızı. Bazen de olumsuz düşüncelerin içinde boğulup, kendimizi çaresizlik, ümitsizlik içinde buluyoruz. Bakışlarımız aşağı düşüyor, dudaklarımız büzülüyor ve isli bulutlar kaplıyor önümüzü, kendimizi depressif hissediyoruz. Olayları sadece olduğumuz noktadan görmeye X bakış açısı diyelim.
Peki, bu durumlardan herhangi birini yaşıyorsak fark etmemiz, değiştirmemiz gereken nedir? Olaya doğru açıdan bakmadığımızdır. Bu durumu, tıpkı kendimizi birden bire trafiğin ortasında bulmamıza benzetiyorum. Olduğumuz noktada (X bakış açısında) fark ettiğimiz sadece trafikken, arabanın üstüne çıkıp baktığımızda olayı daha net görebiliyoruz. O sırada yolun tıkalı olmasının sadece öndeki arabanın durmasından değil, öndeki iki arabanın kaza yapmasından kaynaklandığını fark edebiliyoruz.
Öyleyse bizi yavaşlattığına inandığımız önümüzdeki arabaya karşı hissettiğimiz olumsuz duygular yok oluyor. Ve biz duygularımıza hakim olabiliyoruz. Bu bakış açısına Z bakış açısı diyelim. Duyguların dışarıda kaldığı, nötr alan.
Bazı durumlarda ise daha geniş bakış açılarına sahip olmamız gerekebiliyor. İşte bu, olana farkındalıkla bakmanın en yüksek, en olgunlaşmış noktasıdır: W bakış açısı. Bunu yukarıdaki örnekle anlatacak olursak; neden hergün aynı trafiği çektiğimizi anlamak için olana en yüksekten, yani bir helikopterin içinden bütün tali ve ana yolları aynı anda görebilmek olarak benzetebiliriz. Tıpkı bir kartal gibi. O zaman belki ana problemi anlayacak ve bunun çözümü için sorumluluk alacağız. Veya kendimize bu bilgiler doğrultusunda yeni bir yol çizeceğiz. Örneğimize göre ya belediyeden yeni yollar yapmasını talep edeceğiz, ya yolumuzu değiştirip başka yoldan gideceğiz ya da olanı kabul edeceğiz.
Kısaca anlattıklarımızı toparlayacak olursak; önümüzdeki arabaya Y diyelim, kendimize X diyelim. Öyleyse X ve Y‘nin ilişkisi olaya baktığımız noktaya göre değişebiliyor. X’ten baktığımızda daha duygusal tepkiler verirken, Z açısından baktığımızda nötrde kalabilip duygularımızı yönetebiliyoruz. Mantık devreye giriyor, Y’yi suçlamaktan vazgeçiyoruz. Ondan sonra ise ne yapmamız gerektiğine karar vermek için daha yüksek bir bakıştan, yani W’dan bakmamız gerekiyor. Bu noktada, yani bütün resmi gördüğümüzde çözümle ilgili bazı sorumluluklar almamız gerektiğini fark ediyoruz.
Bakış açınızı doğru olarak kullanmanız ve sorunun değil çözümün parçası olmanız dileğiyle...
Sevgiyle yazdım.
Saba Deniz
Dönüşümsel Yaşam Koçu, Transformal Nefes Koçu