İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo’da düzenlenen 36’ncı Uluslararası İstanbul CBME Türkiye Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı’nın etkinlik platformu mammashow, anne adayları ve annelerin ihtiyaç duyduğu çeşitli konularda 36 uzman konuşmacının yer aldığı etkinlikler dizisi düzenledi.
"Anneliğe dair her şey" mottosuyla düzenlenen mammashow’da, "Nasıl minimalist anne olunur?" sorusuna cevap arandı. Panelin moderatörlüğünü turkisiminimalizm.com kurucusu Hale Acun Aydın yaptı. Minimalist bir hayat süren Çevre Mühendisi, adebiryasam.com’un kurucusu, Gözde Yaşar Altunbaş ve Mimar Ferhan Hasmaden ise kendi hikayelerini anne ve anne adayları ile paylaştılar.
Davranışlarımız ardımızdan gelen insanları da etkiliyor
Hale Acun Aydın, minimalizmi, “Kendine yeten az ve öz eşyayla huzurlu bir şekilde yaşanabilen bir hayat" olarak tanımlıyor. Zaman içinde sahip olduklarının değil de; deneyimlediklerinin, yaşadıklarının daha önemli olduğunu görüyor insan. Birçok şeyi kendi egolarımızı, kendi isteklerimizi tatmin etmek için yapıyoruz. Çocuk sahibi olunca yeni eşyalar almak çok normal geliyor ama aslında bu eşyaların büyük çoğunluğunu etrafımıza sorarak ödünç de alabiliriz. Mesela birden fazla eşyası olanları anlamıyorum. Bizler biliyoruz ki yaptığımız eylemlerden etkilenen çok fazla insan var.” dedi.
Sadeleşmeye başladığımda anormal olduğumu düşündüler...
Çevre Mühendisi Gözde Yaşar Altunbaş, “İhtiyacın olmayanı reddetmelisin. Çok şeyiniz varsa bunları azaltma yoluna gitmelisiniz. Eşyalarınızı geri dönüştürmelisiniz.Ben kendimi 3-4 yıl önce sadeleştirmeye başladım. Benim anormal olduğumu düşündüler.
Anne olunca sisteme yakalandım!
"Sisteme yakalanmam anneliğimle başladı. Bir yanım anne, bir yanım mükemmelliyetçi. Bebeğiniz için en kalitelisini, en iyisini almak istiyorsunuz. Sizde bir ebeveyn statüsü oluşmaya başlıyor. Bir gün evde kullanmadığım bir sürü eşya olduğunu gördüm ve bu benim sinirlerimi bozdu. İşe gümüş takımımı elden çıkarmakla başladım. Sonra oturma grubu ve mutfağa kadar sıçradı bu iş.
3+1 eve sığamazken şimdi 2+1 eve rahat rahat sığıyoruz. Kızımı 3 yaşına kadar eşofman takımıyla büyüttüm. Şimdi 4 yaşını bitirmek üzere. Tabii çevresinde gördüğü için istekleri oluyor ama biz bunu minimumda tutmaya çalışıyoruz. Sadece gerekli olanı alıyoruz.” dedi.
Çocuklar bizden gördüklerini tekrarlıyorlar
Çocuğu açısından baktığında ilk başlarda ona yoksunluk hissettirmek gibi endişeleri olduğunu dile getiren Altunbaş, “Çocuklar bizde gördüklerini yapıyorlar. Eğer onlara istedikleri her şeyi vermeye alıştırırsanız, tatminsiz bir birey yetiştirmiş oluyorsunuz. En temel konulara odaklanırsak, tanıdıklarımızın çocuklarının kıyafetlerini aldık, kullanmadıklarımızı başkalarına verdik. duyarlı oyuncaklar tercih ettik“ diyerek sistematik bir yaşam tarzına geçtiklerini ifade etti.
Alışkanlıklarımızı tüketim ve atık üzerine kuruyoruz...
Minimalizme sıfır atık süreci ile başladığını söyleyen Mimar Ferhan Hasmaden, “Pet bardak, plastik şişe, poşet gibi ürünleri azaltmakla işe başladım. Evde de önce tek kullanımlık ürünleri azalttım. Sonra başka alışkanlıklarımı sorguladım. Alışkanlıklarımızı tüketim ve atık üzerine kurduğumuzu gördüm. Artık cam şişe kullanıyorum ve suyumu yanımda taşıyorum. Balık alırken poşete ya da kağıda değil yanımda götürdüğüm kavanoza koyduruyorum. Kumaştan pazar poşetleri diktim.” şeklinde konuştu.
Mükemmeli hedeflemeyin, elinizden geleni yapın...
Konuşmasına “Artık mükemmeli hedeflemiyorum, elimden geleni yapıyorum. İşe bu şekilde başlamak daha teşvik edici.” sözleri ile devam eden Hasmaden, çocuğa bir şey alınacağı zaman bir materyale bağlı kalınmaması gerektiğinin altını çizdi ve “Çocuğunuza kitap okumak istiyorsanız bu kütüphane üyeliği ile de yapılabilir. Müze ya da tiyatroya gitmek, çocuğu sanatla iç içe büyütmek de önemli. “ dedi. Minimalizmle düşünsel anlamda bir zenginlik kazandığını ifade eden Hasmaden sözlerini şöyle noktaladı: “Başlarda esnaf bile yadırgadı. Onları ikna etmek bile ilginçti. Tepki gördüm, motivasyonumun kırıldığı yerler oldu. Geleceğe, çocuğuma bir şeyler yapıyor olmak hayatıma anlam kattı.”.
