Kapıyı vurup çıkan bir ergen, istediği şeyi yaptırmak için kendini yerlere atan küçük çocuk. Bu sahneler size de tanıdık geliyordur herhalde ... Bir ergen ve küçük çocuk aynı evde yetişiyor. Bağırıp çağırıp tepinen küçük çocuğunuzla kendini birey olarak ispatlamaya çalışan ergen çocuğunuz mu var? Aynı anda bu sıkıntıları yaşıyorsunuz demektir. Ben işe iyi tarafından bakın derim. Aslında yaşlar farklı ama sorun aynı, çözümler ortak…
Asıl sorun aslında ikisinin de birey olduğunu kabul ettirmeye çalışması. Yaş farkı nedeniyle, bunu yapma yolları farklı. Küçük çocuğunuz yemek yememek, uyku saatinde yatmamak için direnirken, ergen çocuğunuz eve daha geç gelmek, kendi kararlarını kendi vermek için ayak diretecek. Küçük çocuğunuz her geçen gün yeni beceriler kazanırken yolunda gitmeyenler için ters davranırken, ergen çocuğunuz sosyal beceriler kazanırken yolunda gitmeyenler için ters davranacak. Çünkü ikisinin de beyinleri her geçen gün daha da gelişiyor. Bu da hayatlarında sürekli değişim oluyor demek. Sizin hayatınızda sürekli bir şeyler değişip dursaydı, siz sakin olabilir miydiniz? Üstelik aynı çatı altında size gösterilecek ilgiyi paylaşan bir başkası daha olsaydı?
Aslında sadece yaşlar farklı ama sorun aynı, çözümler ortak…
Yaşı kaç olursa olsun her çocuk kendini güvende hissetmek ister. Tek dilden konuşan anne baba, güçlü bağları olan bir aile ise bu güvenin temelini oluşturur. Bunun nasıl yapılacağını az çok biliyorsunuzdur. Ama bunu yapmanın aslında farklı yaşlar için çözüm olabileceğini düşünmemiş olabilirsiniz. O halde bunu nasıl yapacağınızı hatırlamakta fayda var.
1- Her şeyin başı istikrar…
Çocuklar kafa karıştıran durumlardan hoşlanmaz. Tutarlı, sonuçlarını öngörebileceği, tanıdık bir ortamı tercih eder. Belli rutinler oluşturmanız, sınırlarını çizmeniz ve ailenize özel kurallarınızın olması onların da rahat hissetmesine, hangi davranışın kabul göreceğini, hangisinin tepki alacağını tahmin edebilmesine olanak sağlar. Üstelik bu durum hem küçük çocuklar için, hem de ergenler için geçerlidir.
2- Önceliklerinizi belirleyin
Her şeye yetişemez, herkesin mutlu olmasını aynı anda sağlayamazsınız değil mi? Bazen bir şeylerden taviz vermeniz, birilerinin gözyaşına gözlerinizi yummanız, “kötü anne” bakışlarına katlanmanız gerekebilir. Adil ve eşit olmak adına kendinizi hırpalamayın. Bazen sizler de yanlış davranabilirsiniz. O an, önceliğinize ve durumun koşullarına göre neyin en doğru olduğunu düşünüyorsanız o şekilde davranın.
3- Ona özel zaman dilimi ayırın
Evet, ailece vakit geçirebilmeniz çok önemli. Ama onların yaşları farklı, ihtiyaçları da farklı Kaldı ki aynı yaşta olsalar bile, farklı ilgi alanları olduğu için, uzmanlar her çocukla ayrı zaman geçirmeyi tavsiye ediyorlar. Biriyle bebekleri dizip evcilik oynarken, diğeriyle havalı bir kafede selfi çektirip snapchat paylaşımı yapmaya hazırlıklı olun.
4- Eşler arasında ağız birliği önemli
Çocuklar zaafları çok kolay görür, buldukları ufacık bir delikten içeri sızmayı çok iyi başarırlar. Bunun için anne-babanın ağız birliği etmesi ve tutarlı davranması çok önemli. Aman bu tuzağa düşmemeye gayret edin, her zaman eşiniz bu konuda sizden önce bir şey demiş mi bunu öğrenin.
5- Akşam yemeği: tüm aileyi birbirine bağlayan görünmez zamk
Belki çok klişe gelecek ama akşam yemeği masasında geçirilen o 20-30 dakika aranızda bir bağ oluşturmak için bulunmaz bir fırsat. Üstelik sofrayı yardımlaşarak kurduğunuz, yardımlaşarak kaldırdığınız, menüyü birlikte oluşturduğunuz, yemeği birlikte hazırladığınız düşünülünce yardımlaşma, aidiyet, işe yarama gibi duyguları da besleyeceği muhakkak.
6- Aslında büyük çocuk küçük çocuğa yardım etmeyi sever
Aralarındaki soğuk savaşa rağmen inanın ikisi de birbiri olmadan yapamaz. Aralarındaki ağı güçlendirmek bazı sorunların kesin çözümü. Onun için “sen büyüksün” yaklaşımını ortaya koymadan küçük kardeşiyle ilgili işlerde büyük çocuğunuzdan yardım isteyin. Aralarındaki yaş farkına ve büyük çocuğun yaşına bağlı olarak siz 1-2 saat evde yokken zaman zaman küçük kardeşin bakımını büyük çocuğunuza da bırakabilirsiniz.
7- Küçük kardeş aslında büyük kardeşin çocukça hareket etme ihtiyacına da cevap verir
Yaşı kaç olursa olsun ergenler bile çocukça, komik şeyler yapmak isteyip de bunu yaşlarına yakıştıramayabilirler. Küçük kardeş ise onlara içlerindeki bu çocuğu ortaya çıkarma şansı verir. Yani yine döndük altıncı maddeye. Sorumluluğu üstlenmek aslında eğlencelidir. Küçük kardeşe bakmak oyun oynamaktan geçer öyle değil mi?
8- Büyük olmanın ayrıcalıkları vardır:
Madem anne-baba olarak sizin ayrıcalıklarınız var. Büyük çocuğun da bazı ayrıcalıkları olmalı öyle değil mi? Her iki çocuk aynı şeylere aynı anda sahip olmamalı. Mesela küçük çocuk telefon sahibi olmak için büyük çocuğun telefon sahibi olduğu yaşı beklemeli. Uyku saatleri farklılaşmalı. Ya da sizin aileniz için uygun olan ayrıcalıklar ne olabilirse onlar büyük çocuğa kendini “büyük” hissettirir.
9- Bir ergen de “ben zamanına” ihtiyaç duyar:
Nasıl ki siz yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyorsunuz, ergen çocuğunuz da küçük kardeşi olmadan arkadaşları ile vakit geçirmeye, küçük kardeşi onu bölmeden müzik dinlemeye ya da canı ne istiyorsa onu yapmaya ihtiyaç duyar. Bu imkanı ona vermeyi sakın ihmal etmeyin.
Elbette, bu saydıklarım sadece benim koçluk tecrübelerime ya da gözlemlerime dayanan birkaç öneri. Sizin aileniz için geçerli olan reçeteyi siz bulabilirsiniz. Çocuk yetiştirmekte en önemli kural şu: yanlış yapmaktan korkmayın. Hele de aynı anda ergen ve küçük çocuk yetiştirmek söz konusu ise hata yapmaya daha çok hazırlıklı olun. Ama mutlaka ve mutlaka yaptığınız her yanlıştan ders alın ve onu tekrarlamayın.
Aslında çok kısa özetlersem ufaklığın GÜVENDE ve DEĞERLİ olduğunu ,
Büyüğün ise DEĞERLİ ve YETERLİ olduğunu bilmeye ihtiyacı var.
Elgiz Henden kimdir?
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu olan Elgiz Henden, 8 yıl akademisyenlik, 12 yıl öğretmenlik ve eğitmenlik hayatında öğrencilerine nasıl daha faydalı olurum arayışıyla farklı eğitimler almış ve gençlere, öğrencilere koçluk yapmaya başlamıştır.
2007'den beri eğitim kurumlarının koçluk ihtiyaçlarını karşılamak için eğitimler vermektedir. 2012-2014 döneminde Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF)'in Türkiye şubesinde yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. ICF'in onayladığı "Eğitim ve Öğrenci Koçluğu", "Dikkat Eksikliği Hiperaktivete Koçluğu" "Anne Baba Koçluğu" sertifika programları düzenlemektedir.
Öğrencileriyle birlikte yazdığı "Başarabilirim Çünkü" adlı kitabın yazarıdır.
Son dönemde "kendine güvenen ergenler ve onları özgür bırakan anne babaların olduğu bir dünya" yaratmak için gençlere koçluk yapmakta, anne babalara ve öğretmenlere eğitimler ve seminerler vermektedir.