Ya da ne zaman profesyonel bir destek alınmalıdır?
Değişen yaşam koşulları, bilgiye çabuk ve kolay erişebilirlik, teknolojinin nimetleri, artan okur yazarlık oranı, vb. sıralanabilecek birçok belirleyici unsuru barındırıyor. Tüm bu unsurlar da bireyleri çok daha bilinçli, ‘farkında’ ve başarı, aynı zamanda da tüketim odaklı kılıyor diye düşünmekteyim. Artan bilgi birikimi elbette memnuniyet verici, ancak beni düşündüren konu; aşırı bilmenin ve farkında olmanın insan canlısının ‘doğal’ını bozuyor olma ihtimali.
Demek istediğim aslında birçok sektörün ilerlemekte olduğu yol ile örtüşüyor; mevsim dışı gıdaları tüketmekten keyif alıyorduk, ki şimdi ‘organik’ ya da ‘doğal’ besinlerin peşinde koşuşturuyoruz. Doğum için birçok destekleyici tıbbi olanaklara pek bir meraklıydık ki şimdi ‘doğal’ doğum yapabilmek için süreci yeniden öğrenmek peşindeyiz, gibi.
Bir psikoloğa, daha doğrusu bir psikoterapiste insanların gitmesi ile ne ilgisi var diyeceksiniz. Şöyle ki; elbette ruh sağlığı, önemi yadsınamaz bir bilim dalıdır. Birçok kişi için, birçok farklı sistemde çalışan uzman hizmet veriyor ve başarı ile sonuçlanan çalışmalarını danışanları ile tamamlıyor. Ve herkes, dilediği an ya da ihtiyaç hissettiği an bir ruh sağlığı uzmanından destek alabilmelidir. Önemle üzerinde durulması gereken ise, erken müdahalenin önemidir. Geç kalınacağına, uzman görüşü almak elbette ki çok daha sağlıklı ve işlevseldir.
Ben sadece günümüz anne babalarının "Çocuğum normal mi?" sorusunu zihinlerinde oluşturmadan, daha soğukkanlı davranmalarını ve ‘normal’ kavramını sorgulamalarını diliyorum. Çünkü bu evham, bir şekilde çocuklar tarafından hissediliyor ve anne babalarının gözlerinde ‘olumsuz’ yansımalarını görmelerine neden olabiliyor kimi zaman.
Ya da bazen anne babaların çocukları ile ilgili değil, kendileri ile ilgili evhamları gündeme geliyor: "Ben doğru mu yapıyorum?"
Şunu unutmayın; evladınızı seviyor ve onu sakınıyorsanız, aslında geride kalanların hiçbir önemi yok. Çünkü evladınız ve sizlerin arasında var olan o kutsal hissiyat tüm yanlış ve hataları telafi edecek güce sahiptir. Ve hatalar en cömert tecrübeleridir insanın. Bırakın hata yapın ailece; sonra düzeltmek, gönül almak için kafa yorun birbirinizle ilgili. Zaten bu değil mi ‘aile’ olmak. Kim dünyaya ‘anne’ ya da ‘baba’ olarak gelmiş ki! Bir şekilde siz de kendi ‘annelik ya da babalık kimliğinizi’ edineceksiniz. Ama bunun için önce kendinize müsaade etmeniz gerekiyor.
Bunun için kendinize şans tanıdığınızda belki de ‘doğal’ , ‘organik’ anne babalığa dönüş evresi de başlar, ne dersiniz?
Önce kendi duygularınızla hareket edin. Kendi doğrularınızla yanıtlayın çocuklarınızın ‘zor’ sorularını. Günümüzde hangi yetişkin bebeklerin leylekle geldiğine inanıyor dersiniz hala? Bu gibi, ‘bizlerce’ gerçekçi ve bilimsel olmayan bir yanıt verdiniz diyelim çocuğunuzun bir sorusuna, ne olacak? Dürüstçe doğruyu söylersiniz. "Utandım, anlatamadım sana ama aslında gerçek cevabı sorunun, budur..." dersiniz, olur!
Bu adımlardan sonra başa çıkamadığınız sorunlar olduğunda ise dilediğiniz uzmandan, dilediğiniz desteği alın elbet.
Son olarak ne zaman destek almak gerekir sorusuna değinecek olursak...
Çocuk ruh sağlığı, çocukların gelişimlerini, ruh sağlıklarını inceleyen ve herhangi bir problemle karşılaşıldığında çözüm üretmeye çalışan bir uzmanlık alanıdır.
Öncelikle tavsiyem, çocuklarınızın içinde bulunacağı yaş dönemi öncesinde, o yaş dönemi gelişim özelliklerini anlatan (normal gelişim evrelerini açıklayan) kitaplar okumanız olacaktır. Böylece bir şeylerin ters gitmesi durumunda, erken müdahale şansınız olacaktır.
Sonrasında ise başa çıkamadığınız ani davranım değişiklikleri gözlemlediğinizde ya da yaşamınızda gerçekleşecek ani olumsuz bir durum olageldiğinde ve/veya ciddi bir değişikliğe gitme kararı siz anne ve baba tarafında alındığında; bu durumun çocuğa nasıl açıklanabileceği gibi konularda da bir uzmandan destek istemek yarar sağlayacaktır.