Hürriyet 30.07.2012

Ebeliğin yeni hali "doulalık" nedir?

Doula Eski Yunanca'da "yardım eden kadın" anlamına geliyor. Gerçek hayattaki karşılığıysa "doğum destekçisi". Dünyada yaygın bu mesleğin Türkiye'deki ilk temsilcilerinden Özge Dündar Taşkın "doula"lığı anlatıyor.

Günümüzde ebeliğin yeni hali olan "dolula"lık gittikçe yaygınlaşıyor. "Doğum destekçisi" anlamına gelen doulalığın Türkiye'deki ilk temsilcilerinden Özge Dündar Taşkın bu mesleği anlatıyor.

Ebeliğin yeni hali


Doula ne demek? Klasik ebeden farkı ne?
Doula, eski Yunancada "hizmet eden kadın" anlamına geliyor. Doula'lık ebelikten farklı. "Doğum destekçisi" tanımını kullanabiliriz. Anneye asla medikal bir destek sağlamıyoruz. Anne adaylarına doğum öncesinde, sırasında ve sonrasında duygusal ve fiziksel destek veriyor, onları bilgilendiriyoruz. Nefes egzersizleri öğretip doğum sırasında bu tekniği kullanmalarında, hastane prosedürlerini anlamalarında yardımcı oluyoruz. Doğum boyunca özel masajlarla onları rahatlatıyoruz. Doğum sonrasında da onları evlerinde ziyaret edip emzirme, bebek bakımı gibi konularda bilgilendiriyoruz.

Nasıl doula oldunuz?
Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu mezunuyum. Spor eğitmenliği yaptım. Yedi yıldır da pilates eğitmeniyim. Bir dönem anne adaylarıyla çalışmaya başladım. Onların anlattığı hikâyeler, bebeğin gelişim aşamaları ilgimi çekti. Bunun üzerine çeşitli doğuma hazırlık kurslarına gittim. Sekiz yıllık doula Amerikalı Julia Steils Paçacıoğlu’dan da aldığım dokuz aylık eğitimle de doula oldum.

İlk girdiğiniz doğumda ne yaptınız?
İlk katıldığım doğumu sadece izledim. Önce kendimizi tanıdık, doğum travmalarımızla yüzleştik. Mesela benim göbek bağım iki kere dolanmış boynuma. Ömrüm boyunca hep boğazımla ilgili sıkıntılar yaşadım: Tiroit, boğaz iltihabı, ses kısıklığı, nefes darlığı gibi... Meğer hep doğum travması sebebiyleymiş.

Yaşadığınız ilginç bir olay oldu mu?
Genellikle gece oluyor doğumlar. Önceleri eşim sanki ben doğuruyormuşum gibi panikliyordu. Artık alıştı. Geçen hafta bir bebek beklediğimizden çok erken geldi. Ailemi ve arkadaşlarımı eğlendiğimiz yerde bırakıp apar topar yetiştim.

Annenin yanından birdakika bile ayrılmayız
Doğum sırasında bazen hiçbir şey yapmayız. Bazen de bir dakika bile ayrılamayız annenin yanından. Önemli olan annenin ne istediği. Anneler bazen bize odaklanıyor, bazen de eşleriyle ya da anneleriyle baş başa kalmak istiyor. Doğumda hazır bulunacak kişiyle de en az bir kere çalışmak istiyoruz. Doğum sürecini anlatıyoruz. Kafalarındaki soruları yanıtlayıp korkularını gideriyoruz.

Televizyondaki doğumlar kadını korkutuyor
Aslında normal doğum korkunç bir olay değil. Filmler, diziler öyleymiş gibi düşündürüyor. "Muhteşem Yüzyıl"daki Hürrem’in doğumlarına benzemiyor gerçek doğumlar. Ne kadar korkunç olursa o kadar seyrediliyor ama kadınları da doğumdan soğutuyorlar. Hatta tanıdığım birkaç doktor o dizilere danışmanlık yapmak istemişti. Sırf daha gerçekçi hale getirmek için.

Pilates topu koymakla olmuyor
Hastane ortamı en sağlıklı insanı bile kendini hasta gibi hissettirebilir. Oysa doğum dışarıdan fazla müdahalede bulunulmazsa çok kolay geçiyor. Doğumun ilerleyişine saygı duyulmalı. Hastaneler doğumhanelerini de ev ortamına yakınlaştırmalı. Bir tane pilates topu koymakla olmuyor. Yurt dışında ev gibi döşenmiş ortamlarda doğum yapılıyor çünkü tıpkı kediler gibi en rahat ettikleri yerde doğurmak istiyor kadınlar.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER