Uzun zamandır beklediğiniz bebeğinizi ya kucağınıza aldınız ya da almak üzeresiniz. Zorlu bir süreçten geçerek bugüne ulaşmış olmanın verdiği mutluluğun yanında farklılaşan ve yeni yeni ortaya çıkan başka kaygılarınız var. En önemlisi bebeğinize nasıl bakacağınız veya size bu konuda kimin destek vereceği. Bebeğin sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde dünyaya gelmesi arzunun hemen ardından kafaları meşgul eden bu sorunun cevabını bulmak çoğu zaman epeyce zor olabiliyor. En değerli varlığınızla sizden daha fazla vakit geçirecek, onun ilk emeklemesini, ilk sözcüklerini, yürümesini vs. gözlemleyecek bu önemli kişinin seçiminde oldukça dikkatli davranmanız gerekiyor.
Bebek bakıcısı seçiminde en önemli nokta bu görevi üstlenecek kişinin güvenilir olmasıdır. Eğer kendi anneniz veya eşinizin annesi veya yakın bir akrabanız size bu konuda yardımcı olamayacaksa o zaman ilk tercih çevrenizde çok iyi tanıdığınız bir yakınınızın bebeğine daha önce bakmış birini aramak olmalı. Bu durumda içiniz oldukça rahat olacaktır. Ancak her zaman böyle bir imkan bulmak pek de kolay değil. Bu durumda insanların aklına genelde ilan vermek geliyor.
Ülkemizdeki işsizlik durumunu göz önüne aldığınızda sizin verdiğiniz iş tanımına uyan uymayan, deneyimli deneyimsiz birçok kişi ile görüşmek zorunda kalıp vakit kaybedebiliyorsunuz. Daha da önemlisi umudunuzu yitirebiliyor, çaresizlik yaşayabiliyorsunuz. Karşınıza “Benim 3 çocuğum var. Hepsini tek başıma kendim büyüttüm. Tabii ki de deneyimliyim” diyen birçok kişi çıkabilir. Oysa kendi çocuğunu büyütmek ile bir başkasının çocuğunun sorumluluğunu alarak, işverenin kuralları ve yönlendirmesi ile bebek bakmak çok farklı bir durumdur. Bu tarz kişilerle çalışmaya başlasanız da bir süre sonra yönlendiremediğinizi, siz ne derseniz deyin kendi bildiğini okuduğunu görürsünüz. Çünkü belki sizin ilk bebeğinizdir, yaşınız o kişiden küçüktür ve siz hiçbir şey bilmiyorsunuzdur! Bu gibi tutumlarla karşılaşmamak için bebek bakıcınızı seçerken ikinci kriteriniz deneyimli ve mümkünse bu konuda eğitimli olmasıdır.
Çocuk gelişimi mezunu, anaokulu öğretmeni veya bebek hemşiresi olması siz ve bebeğiniz için doğru bir karar olacaktır. Sizden önce en az iki farklı aile ile uzun süre çalışmış olmasını tercih edin. İşten ayrılma nedenlerini öğrenin, referanslarını arayarak doğruluğunu teyit edin. Bu konuda size zaman kazandıracak ve doğru seçimler yapmanız konusunda sizi yönlendirecek bir danışmanlık şirketi ile çalışmanızda yarar var. Onlar bakıcı adayına hangi soruları sormanız gerektiği, bakıcıdan beklentilerin ne olması gerektiği vs. konusundan size destek vereceklerdir.
Ancak bu durumda güvenilir ve iyi bakıcı seçme amacı ile çıktığınız yolda dolaylı olarak iyi ve güvenilir danışmanlık şirketini nasıl bulacağınız sorusu ile karşılaşabiliyorsunuz. Çevrenize danışın, internetten anne ve anne adaylarının paylaşımlarda bulunduğu sitelere üye olup oradaki kişilerle konuşun. Bakıcılarını nasıl bulduklarını, eğer bir şirketle çalıştılarsa hangisi olduğunu sorun. Böylece daha doğru bir karar verebilirsiniz.
Bakıcı görüşmeleri yaparken karşınızdaki kişinin bir robot olmadığını aklınızda bulundurun. Beklentilerinizi buna paralel olarak belirleyin. Hem ev temizliği hem yemek hem çamaşır hem bulaşık hem ütü yaparken bir de bebeğinize bakmasını beklemeniz o kişiye haksızlık olacağı gibi bebeğinizin bakımının da yeterince özenli olmasını engelleyecektir. Genelde bu beklentiler henüz ilk bebeğine hamile olan annelerde görürüz. Onlar da bebek doğduktan sonra tüm bu işleri tek bir kişinin yapmasının mümkün olmadığını anlarlar.
Bakıcı seçiminde bir diğer konu yabancı bakıcılardır. Eğer bir bebeğin bakımını üstelenecek ve 0-3 yaşta onunla beraber olacak bir kişiden bahsediyorsak bu kişi sizin dilinizi aksansız ve düzgün konuşan bir kişi olmalı. Çünkü dil bebeklerin en önemli gelişim alanlarından biridir. Dil becerisi onun bilgi düzeyini ve sosyal ilişkilerinin kalitesini belirleyecektir. Dolayısıyla sadece daha uygun ücretli olduğu için evin tüm işleri ve yanında da bebek bakımı ile ilgilenecek Türkçesi düzgün olmayan bir bakıcı tercih etmemenizi öneririm. Çünkü para her zaman kazanılır ama bebeğiniz ilk yıllarını geri getirmeniz mümkün değildir. Sonuçta bir birey yetişecek…
Dil söz konusu olduğunda bir diğer konu da çok yüksek ücretli İngiliz, Fransız, Alman vs. dadılardır. Bu dadılarla çalışmanız eğer ki maddi imkanlarınız el veriyorsa önerilebilir. Ancak bu kişilerle çocuğunuz 3 yaşına geldikten sonra, ancak 7 yaşından önce çalışmaya başlamanızı öneririm. Nedeni ise çocuğunuzun önce tek bir dile hakim olmasını sağlamaktır. Bu durumda ikinci dile transferi daha kolay yapacaktır.
Bebeklikten itibaren çift dil konuşulan ailelerde çocuklar tek dilli ailelere göre daha geç konuşmakta konuştuklarında da iki dili birbirine karıştırabilirler. Normal şartlarda bir çocuğun 3 yaşına geldiğinde kelime hazinesi çok geniş olmasa da konuşmada oldukça ilerlediğini görürüz. Bireysel farklılıklar söz konusu olsa da ikinci dile başlamak için 3 yaş uygundur. Bu dadılarla çalışmaya başlamak için 7 yaş öncesini tercih etmemizin nedeni ise insan beyni nörolojik olarak incelendiğinde görülüyor ki bir dilin anadiliniz gibi öğrenilmesi için o dille 7 yaşından önce tanışmanız gerekir.
Son olarak bakıcı konusunda anne ve babaların kafasına en çok takılan soru eve kamera sistemi konulup konulmaması ile ilgilidir.
Bebek sahibi olmadan önce gerek evlerdeki gerek şu an kaldırılmış olan anaokullarındaki kamera sistemine çok sıcak bakmaz ve özel hayata saldırı olarak düşünürdüm. Ancak gün gelip en değerli varlığınızı hiç tanımadığınız bir kişi ile bırakma düşüncesi ile baş başa kalıp ve bir de çalıştığınız birçok aileden bakıcılarla ilgili korkunç hikayeler duyunca kamera sisteminin aslında iyi bir fikir olduğunu düşünmeye başladım. Ancak etik olması açısından kamera sistemi ile çalışmak istediğinizi bakıcı adaylarınıza önceden bildirmeniz önemlidir. Bu hem sizi ve bebeğinizi koruyucu hem de karşı tarafı caydırıcı bir özellik taşır.
Gizli kameradan bebeğinize yapılan kötü muameleyi sonradan görmenin size de bebeğinize de bir faydası yoktur. Önemli olan o kişiyi yakalamak değil, bebeğinizin zarar görmesini baştan engellemektir. O nedenle çalışacağınız kişi en baştan kameralı sistemle çalışacağını bilmelidir. Bir diğer nokta ise kameraların aslında bakıcıyı da koruduğudur. Örneğin, eve geldiniz çocuğunuzun başında ufak bir morluk var. Bakıcıya bunun nasıl olduğunu soruyorsunuz. O da size çocuğunuzun oyuncağını kendi kendine sallarken başına vurduğunu söylüyor. O kişiye ne kadar güvenseniz de buna inanmakta zorluk çekebilirsiniz. İçinizdeki kuşku ile o kişiyi suçlayabilirsiniz ve ilişkiniz bozulabilir. Hatta işten çıkarma noktasına gelebilirsiniz. Ancak kamera sisteminiz varsa bunu izler ve doğruluğundan emin olursunuz. Böylece hiçbir sorun yokken yeniden bir bakıcı arama telaşına düşmez, bebeğinizin sık bakıcı değiştirmesine neden olabilecek bir faktörü elemiş olursunuz.
İçinize sinen, güveneceğiniz, bebeğinizin sağlıklı gelişimine katkı sağlayacak bir kişi ile kısa zamanda tanışmanız dileğiyle…