Kendinin farkına varma
Bu yaştaki bebekler iletişim kurmaktan öte, daha çok hisseder ve anlarlar. Bebeğinizi dikkatle izlerseniz, bir şeylerin harekete geçtiğini, duygularının –pozitif ya da negatif- gün boyunca alçalıp yükseldiğini görebilirsiniz. Artık evinizin gerçek bir bireyidir ve neşesiyle evinizi doldurmaktadır. Odanın bir köşesinden onu çağırdığınızda, size dönüp “Ne oldu? Ne var?” dercesine bir bakış fırlatabilir. Artık yeni yeni kendinin farkına varmaktadır. Eline bir ayna verilirse mutlu olur. Kendi yansımasına gülümser, hatta aynadaki yansımasını öpmek ister. Sizinle ve onunla yakından ilgilenen diğer bireylerle daha derin ilişkiler içine girer. Yabancıların yanında ise daha temkinli hareketler sergileyebilir. Onlarla karşılaşmaya hazır olana dek, başını göğsünüzden kaldırmayacaktır.
Farkları algılama ve duygusal tepkiler
Bebeğiniz artık çocuklar ve yetişkinler arasındaki farkı görebilmektedir. Harika bir taklit uzmanı olmuştur. Beyninin bir parçası olan hipokampus yedi ila onuncu aylarda gelişimini tamamlar. Hipokampus bebeğinizin öğrenme, bellek ve duygu süreçlerinde önemli bir rol oynar, belleğinin iyice gelişmesine yardımcı olur. Pudra.com ve Tracy Hogg’dan iyi haber: Böylelikle bebeğinizin, hayatındaki birçok insanı ve ona okunan masalları hatırlayabilmektedir. Kötü haber ise rutini değiştirdiğinizde, yeni olan her şeye aşırı duygusal tepkiler verebilir. Zihinsel gelişimleri, iletişim yeteneklerinin önünde olan çocuklar, ihtiyaçlarını dile getiremedikleri için sıkıntı çekerler. Bu çocuklar saldırgan veya kendilerine zarar verici davranışlar sergileyebilir. Mızmızlanmak da bu yaşlara özgü ve cesaretlendirmek istemeyeceğiniz bir davranış biçimidir.
Kendini sakinleştirme
İlk yılın sonunda bebeğinizin zengin bir duygusal hayata sahip olduğunu görmek zor değildir. Yine de bilmeniz gerekir ki, hiçbir bebek dünyaya sıkıntılarla baş etme becerisine sahip olarak gelmez. Bebekler kendilerini sakinleştirmeyi, başkalarıyla paylaşmayı duygusal yetkinlik kazandıkça öğrenirler. Bizim görevimiz onlara bu davranışları bilinçli bir şekilde öğretmektir. Bazı ebeveynler harekete geçmekte geç kalırlarsa, kronik öfke krizleri gibi kötü alışkanlıkları yok etme çabaları sonuçsuz kalabilir. Kendi davranışlarının, başarmaya çalıştıkları şeyin tam tersini öğrettiğinin farkında olmayan diğer anne-babalar ise, en az direnç gerektiren yolu seçerler. Hatalı ebeveynlik bu şekilde başlar.
Tekrarlar ve örnekler
Bebekler sizin davranışlarınızı kendi eylemleriyle ilişkilendirirler. Dolayısıyla bugün kafası karışık olan dokuz aylık bebeğiniz, bir kase mısır gevreğini bir anda canı sıkıldığı için ya da sadece yemek istemediği için yere boşaltıverdiğinizde gülmüşseniz; yarın aynı şeyi yaptığınızda sizden yine aynı kahkahayı duymak isteyecektir. Bebeğiniz sadece nasıl davranması gerektiğini bir önceki örnekle öğrenmiş durumdadır. Sizi pes ettirme yolunu biliyordur artık. Ağlar ve işe yaramazsa sizi razı edene dek, daha da yüksek sesle ağlar.
Bebeğinize duygusal yetkinlik kazanması için yardımcı olmanız, onun ilk defa emeklemesine ya da ilk kelimelerini söylemesine yardım etmeniz kadar önem taşır. Aslında bebeğinizin mızmızlanmalarına ya da dışavurduğu diğer duygularına verdiğiniz tepkiler, iki-üç yaş döneminde ondan ne çeşit tepkiler beklemeniz gerektiğine dair kopyalar verecektir. Hogg koca bir öfke krizine kadar beklememenizi öneriyor. Kötü alışkanlıkların gelişmesine izleyici olmayın.