Her soruda, sizin için en uygun olan seçeneği not edin. Ardından yazının sonunda yanıtlarınızı nasıl değerlendireceğinizi ve değerlendirme sonuçlarınızın açıklamalarını bulacaksınız. Lütfen dürüstçe yanıtlayın…
1- Çocuğum tehlikeli bir şeye doğru yönelince:
A. Kendi doğru yolunu bulması için onu bırakırım.
B. Hedefe yönelmeden önce dikkatimi dağıtırım.
C. Hemen yolunu keserim.
2- Çocuğuma yeni bir oyuncak alınca ilk önce şöyle davranırım:
A. Çok uğraşsa da onu, kendi başına bırakırım. Zaman içerisinde sorunu çözeceğini düşünürüm.
B. Beklerim, başaramayacağını anlarsam işe karışırım.
C. Nasıl kullanacağını ona gösteririm.
3- İstediği şekeri almadığım için çocuğum markette krize girerse:
A. Kızgınlıkla onu dışarıya çıkartır ve ona, onu bir daha alışverişe götürmeyeceğimi söylerim.
B. Şeker konusundaki kararımı uygular ve onu dükkandan dışarıya çıkartırım.
C. Nedeni açıklamaya çalışırım –sakinleşmezse teslim olurum.
4- Çocuğum oyun grubundaki başka bir çocuğa vurursa:
A. Onu kolundan çekip ona bağırırım.
B. Çocuğun elini tutar “Doğru davranmıyorsun” derim.
C. “Yaptığın hoş değil” derim ve onu sakinleştirmeye çalışırım.
5- Çocuğum yeni bir yemeği yemek istemezse:
A. Bağırırım. Bazen yemeği yiyene dek onu masada tutarım.
B. Başka zamanlarda aynı yemeği sunarım ve hiçbir zaman zorlamam.
C. İkna etmeye çalışırım ama hiç zorlamam. Yemiyorsa sevmediğiniz kabul ederim.
6- Çocuğumun bir davranışına kızınca:
A. Doğru davranması için ona gözdağı veririm.
B. Sakinleşene dek odadan ayrılırım.
C. Duygularımı saklar ve çocuğu kucaklarım.
7- Çocuğum zapt edilmez bir durumdaysa:
A. Kızgınlıkla tepki verir ve onu engellemeye çalışırım.
B. Ona dikkat etmem. Bu işe yaramazsa, yaptığı şeyi engeller ve ancak sakinleşirse yaptığına geri dönebileceğini söylerim.
C. Nazikçe yapmamasını söylerim. İşe yaramazsa istediğini vererek sakinleştirmeye çalışırım.
8- Çocuğum uyumak istemediği için ağlıyorsa:
A. Uyuması gerektiğini söylerim –gerekirse ağlamayı sürdürecektir.
B. Onu sakinleştiririm, ihtiyaçlarının karşılandığı konusunda onu ikna ederim. Kendi başına uyuması için çaba gösteririm.
C. Onunla beraber uyuyormuş gibi yaparım veya yatağıma götürürüm.
9- Çocuğum yeni bir durum karşısında çekingen veya kararsızsa:
A. Onu cesaretlendirip ileriye sürerim.
B. Nazik biçimde cesaret veririm. Ama katılmaya hazır olana dek beklerim.
C. Üzülmemesi için hemen oradan ayrılırız.
10- Çocuk yetiştirme felsefem en iyi şöyle özetlenebilir:
A. Çocuğumu eğitmek, aile ve topluma uygun bir birey haline sokmak.
B. Sevgi ve sınırlar sağlamak. Çocuğumun duygularına saygı duyarken ona yön göstermek.
C. Çocuğumun doğal içgüdüsüne ve yararına aykırı olan şeyleri yapmamak.
Şimdi sıra hesaplamada… A seçenekleri için 1, B seçenekleri için 2, C seçenekleri için 3 puan verin ve puanlarınızı toplayın. Çıkan sonuca göre:
10-16 arası: Kontrol eden bir ebeveynsiniz.
Dağılımın otoriter ucundasınız. Kontrol ediciler, katı kuralcıdırlar. Çocuklarına limit koymakta ve yanlış hareketlerini cezalandırmakta zorluk çekmezler. Ancak, çocuklarına fazla hareket alanı bırakmazlar. Hogg kitabında hemen bir örnek vererek durumu anlatıyor. Dorrie, Alicia doğduğu günden beri onun sınırlarını çizmekte çok başarılıydı. Çocuğunun toplumda nazik ve iyi davranan biri olması Dorrie için çok önemliydi ve buna uygun davrandı. Çok sempatik olan Alicia, yeni şeyler denemek ve yeni arkadaşlarla oynamak konularında çekingendi. Gözü hep annesindeydi ve ondan onay bekliyordu. Eminim ki Dorrie, çocuğundan memnundu ama küçük kızın kendi duygularının olduğunun farkında değildi.
17-23 arası: Siz, sevgi ve limit koyma arasında iyi bir denge kuran bir ebeveynsiniz.
Hogg yine kitabında anlattığı bir aile ilişkisini örnek veriyor. Anne Sari, iyi bir gözlemciydi, ama çocuğu Damian’a hata yapması için olanak da tanıyordu –yeter ki tehlikeli bir şeye kalkışmasın. Yaratıcı bir problem çözücüydü.
24-30 arası: Kontrolü çocuğa veriyorsunuz.
Özgürlük sağlayan ve geniş limitler koyan ve geniş limitler koyan bir ebeveynsiniz. Çok müdahale ederseniz, çocuğun doğal eğilimlerini bozacağınızdan korkuyorsunuz. Hatta, disiplin nedeniyle çocuğunuzun sevgisini kaybedebileceğinizi düşünüyorsunuz. Aynı zamanda biraz da aşırı koruyucusunuz. Çocuğunuzun özgürce nasıl keşfedebileceği konusunda tereddütlüsünüz. Hogg’un kitabındaki Clarice, bu örneğe uyuyordu. Elliott’un bebekliğinden beri, onun her hareketini izledi. Büyüdükçe, oyunlarını gözledi. Hep çocuğuyla konuştu, ona bir şeyler anlattı. Sınır çizmekten çok öğretti. Çocuğuna saygı gösteriyordu, ama gözlem yapan birisi yönetenin kim olduğu konusunda tereddüde düşebilirdi.