Çoğu zaman ebeveynler çocuklara sınır koymakta zorlanırlar. Bunun altında itaatçi kültürel değerlerin ebeveynlerde yerleşmiş olması (çocuğun ebeveyne uyması yerine, ebeveynin çocuğa uyma zorunluluğu hissetmesi), sınır koymaktan dolayı kendini suçlu hissetme, bir öfke kriziyle karşı karşıya kalmak istememe ya da basitçe ihmalkarlık olabilir. Oysaki sınırlar, çocuklar için faydalı ve sağlıklı gelişim için gereklidir.
Sevgi ve ilgiyle dengelenmiş şekilde sınır koymanın çocuklara kazandırdığı şeyler şunlardır:
Sınır koymak çocuğunuza onunla ilgilendiğinizi gösterir
Engellemeleri sevdiğini söyleyen bir çocuk, hatta bir yetişkin pek görmemişizdir ama sınırlar, aslında bir çocuğa ebeveyni tarafından korunduğunu, ilgilenildiğini gösteren en temel araçtır. Bir çocuğun eğer kuralları çok yoksa ne yapacağını bilemediği endişe dolu anları fazlasıyla var demektir. Ayrıca, genelde patron gibi davranmalarına rağmen, çocuklar gerçekte “yetkili kişi” olmak istemezler. Onun yerine, durumların sorumluluğunu sizin taşıdığınızı ve yeri geldiğinde kendisini kontrol edebilecek beceride olduğunuzu bilmek isterler.
Çocuklar genelde büyüklerin nasıl tepki vereceklerini görmek için sınırları zorlar, büyükleri test ederler. Bir çocuk sadece ebeveynin kendisini durduracağını görmek için bile vurma davranışını arka arkaya tekrarlayabilir. Siz gidip onu durdurduğunuzda ise davranışlarının bir etkisi olduğunu görür ve kendini yeniden güvende/ilgilenilmiş hisseder. Yanlış davranışların durdurulacağını göstermek çocuğunuza “işlerin kontrolden çıkmasına asla izin vermem, seninle her zaman ilgilenirim, güvendesin, merak etme” demektir.
Çocuğunun itiraz, zorlanma hatta krizlerine rağmen kural koyabilen bir ebeveyn, enerjisini çocuğa odaklayabiliyor demektir ve çocuklar bunu mutlaka fark ederler. Oyun gibi eğlenceli anlar dışında, sınır koyma gereği duyulan zorlu anlarda da kendisine odaklanabilen bir ebeveyne sahip olmak çocuğun güven hissinin temelidir.
Sınır koymak çocuğunuza öz-disiplin becerisi kazandırır
Siz dışarıdan sınır koyduğunuzda aslında çocuğunuza kendi kendini kontrol etmenin de yolunu göstermiş olursunuz. Örneğin, “Televizyonu kapat, uyku için hazırlanma vakti” dediğinizde çocuğunuza yapacağı işlerin sıralamasını takip etmeyi gösterirsiniz. Diğer yandan, hayatın her zaman tv izlemek, bilgisayarda oyun oynamak gibi eğlencelerden ibaret olmadığını göstermek çocuğunuza sorumluluk sahibi olmayı öğretir.
Sınır koyarken nihai hedefimiz çocuğun kendi davranışlarını, kendi işlerini hatırlatma olmadan kendi kendine yürütebilmesidir. Tutarlı kurallar ve sınırlar koyarak çocuğunuzun kendi kendini disipline etmeye başlamasını sağlarsınız.
Sınır koymak çocuğunuza zorlu duygularla başa çıkabilmeyi öğretir
Genellikle ebeveynler çocuklarını üzeceği ya da kızdıracağını bildiklerinden sınır koymayı hiç sevmezler. En nihayetinde kural koyucu/otoriter kişi pozisyonunda olmak çok zevkli bir rol değildir. Ancak maalesef ki üzgünlük, kızgınlık gibi zorlu duygularla karşılaşmak hayatın bir parçasıdır. Çocuğunuzun normal olan bu duygularla karşılaşmasını engellemek uzun vadede onun gelişimine ve hayattaki başarı ve uyumuna zarar verir.
Çocuğunuzun çizgi filmi kapatıp odasına gitme vakti geldiği için üzülmesi, yapılması gerekenlerden taviz vermenizi gerektirmez. Aksine, böyle durumlarda sınır koymanız, çocuğunuza duyguları öğretmeniz ve bu duygularla sağlıklı şekilde başa çıkabilmesine yardımcı olabilmeniz için harika bir fırsat verir. Zorlu duygularla sağlıklı şekilde başa çıkabilmeyi başarmak çocuğunuzun dengeli, sorumlu, kendinden ve yaşamından tatmin bir yetişkin olması için gerekli en temel özelliktir.