İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çakmaklı, kız ve erkek çocukların psiko-sosyal farklılıklarını şöyle kaleme alıyor:
"11 yaşa kadar kız ve erkek çocuklarının psiko-sosyal özellikleri birbirilerine çok benzer. Ancak bu yaştan sonra insan kendi cinsel psikolojisinin özelliklerine adaptasyon sancıları çekmeye başlar. Bu yaştan itibaren erkek ile kız çocuk arasında benzerlikler gittikçe azalır.
Bunanla beraber 6-7 yaşlarına kadar kız çocuğu ile erkek çocuğu arasında bazı özellikler de belirtilmelidir. Kız çocuğunun sosyal gelişme yönünde erkek çocuğa nazaran belirli bir şekilde, bu çağda ileri olduğu gözlenebilir. Kız çocuğu yaklaşık 2 ay önce yürümeye başlar. Daha zengin bir sözlüğü hızla elde edebilir. Erkek çocuk öğrendiği kelimeyi iyice inceler, tam öğrendiğine kanaat getirirse bunu benimser. Öğrendiği bu kelimeyi yerli yerinde kullanmaya daha çok özen gösterir. Oysa kız çocuğu başka kelimeler öğrenmekte acele eder. Bu nedenle 4-5 yaşlarına doğru kız çocuğunun dil repertuvarı daha gelişmiştir.
Kız çocuğunda sosyal uyum bakımından daha büyük bir yetenek, çevreye uyum bakımından daha büyük bir eğilim, çevreye göre kendini ayarlamak açısından daha iyi bir uysallık ve aynı zamanda kişilerle daha ilgisiz bir bağdaşma zihniyeti görülür. Kız çocuklarında egosantrizm daha çabuk geriler. Erkek çocuklarında daha çok karşı koyma belirtileri gözlenir. Kız çocuğu daha çabuk çevresine uyar ve çevreye karşı koymaktan çok çevresine göre hareket eder. Sosyal çevreye girmesi daha çabuk ve daha az sarsıntılarla olur. Kız çocuğunun çevresine kolayca uyması, onun oyunlarında ve tüm beden hareketlerinde görülür.
Erkek çocuğu genel olarak kız çocuğundan daha ağır hareketlidir. Ondan daha az narindir. Daha az çevik ve daha az beceriklidir. Tabii bunlar genel bazı özelliklerdir. Her çocuk bu özelliklere ufak nüanslar katabilir. Üç yaşındaki çocuğun davranış ve hareketlerinde görülebilen bu fark 6 yaşa doğru daha belirgin bir hal alır. Küçük kız çocuğunda ve daha sonra genç kızda reflekslerin süratli ve hareketlerin zarif olması şeklinde devam eder.
Söz gelimi iki yaşındaki bir erkek çocuğu kız çocuğundan açık bir şekilde yaramaz, daha gürültücüdür. 4-5 yaşındaki kız çocuğu becerikliliğinden ve zarafetinden faydalanır. Aynı yaşta bulunan erkek çocuğu ise kuvvetinden yararlanır. Sert bir oyun erkek çocuğunun sinirlerini yatıştırır. Kız çocuğunun sinirlerini yumuşatması için oyun oynaması, şarkı söylemesi, resim yapması yeterli olduğu halde, erkek çocuğunun koşması, yorulması, bağırıp çağırması, yorucu oyunlar oynaması gereklidir.
Diğer taraftan kız çocuğu mizacını taşıyan erkek çocuğu, erkek çocuğu mizacını taşıyan kız çocukları da vardır. Bu gibi durumlar ergenlik çağından sonra sabit bir şekil alır. Bu özellikleri tanımamazlıktan gelmek çok defa boş bir çabadır. Anne-baba ve çocukla ilgili bireylerin, 16 yaşa doğru erkek çocuğuna erkek karakterini ve genç kıza da kadınca zevkler sağlayacak denge bunalımını iyi idare etmeleri gerekir.
Çocukların kadınlaşmış erkek ve erkekleşmiş kadın sınıfına hiçbir zaman girmemeleri gerekir. Kimi aileler tarafından yapılan şakalar, alaylar çocukların kendilerini böyle görmeye başlamasına sebep olabilir.
Kız çocuğu erkek çocuğunu kıskanmaya başlarsa, kız olarak ona gurur verici telkinlerde bulunulması gerekir. Kıza “erkek kardeşin gibi yapsana”, erkek çocuğa “kız kardeşin gibi uslu dur” gibi karşılaştırmalar tehlikelidir. Esasen karşılaştırmanın hiçbir türü uygun değildir. Çünkü çocuklar örnek diye gösterilen çocuğu kıskanmaya başlarlar ve ondan kötü bir şekilde intikam almaya kalkarlar. Veya kötü, aciz, aşağılık olduklarını kabullenirler ki, bu da çok zararlı sonuçlar doğurur. İçe kapanıklık, yeteneği ölçüsünde başarı elde edememe bu konuda ilk akla gelendir.
Kız çocuklarında hayale dalma zevki daha fazladır. Dinleme zevki, süsleme zevki, birini taklit etme zevki de bunlara eklenebilir. Kız çocuğunda bu zevkler 5 yaşına doğru görülmeye başlar. Buna mukabili buluş (icat) zenginliği, yaratıcılık erkek çocuğunda daha ileridedir. Edison, Mozart, Liszt gibi erkek çocuklar çok küçük yaşlarda buluşlar yapmış, eserler yaratmışlardır. Kız çocuklarının oyunları daha sakindir.
Erkek çocuğu şiddetli beden hareketlerine dayanan oyunları sever. Bu durum kız çocuklarının yazı ve resmi daha çabuk öğrenmelerinin bir sebebidir. Erkek çocuğu daha ağır düşünür. Kız çocuğu sezgilerinin etkisiyle daha hızlı düşünür. Yani görüşleri daha hızlı olabilir. Bu nedenle daha çabuk da hata yapmaları mümkündür. Ancak kadın ve erkek arasındaki farklar aile hayatında yararlar sağlar ve bütünlük kazandırır."