Her çocuğun tuvalete gitme sıklığı farklıdır
Kabızlık, sindirim sisteminin yavaşlamasına bağlı olarak dışkılamanın azalması ve ağrılı bir şekle dönüşmesi olarak tanımlanabilir. Dışkı sayısı her yaştaki çocuğa göre farklılık gösterdiği için kabızlığı tarif ederken günlük dışkılama sayısı olarak kesin bir sayı vermek doğru değildir. Bir çocuk için normal kabul edilen diğer çocuk için normal olmayabilir. Örneğin; 2 yaşındaki bir çocuk 2 günde bir ama yumuşak dışkı yapıyorsa bu durum normaldir. Aynı yaştaki bir diğer çocuk her gün 1 kez yapıyor; ama dışkı sert ve ağrılı ise bu kabızlık olarak kabul edilir. Bağırsak alışkanlığı normal dediğimiz bir çocukta dışkı sayısı kaç günde bir olursa olsun o esnada ağrı duyulmaması gerekir. Bebekler 1-2 aylıkken günde 5-6 kez dışkı yapabilirken, 1 yaş sonrası bu sayı günde 1-2 olabilir. Daha büyük çocuklarda 2 günde bir kez dışkılama bile normal kabul edilebilir.
Mama ile beslenen bebeklerde kabızlık riski daha fazladır
Anne sütü ile beslenen yenidoğan bebeklerde kabızlık çok nadir görülür; ancak mama ile beslenen bebeklerde kabızlık riski daha fazladır. Eğer anne sütü alan bir bebekte kabızlık gözleniyorsa; annenin diyetini düzenlenmesi ve yine annenin kabızlık yapıcı besinlerden (patates, pilav, makarna, muz gibi) uzak durması gibi küçük önlemler alınabilir. Küçük bebeklerde kabızlık olmaksızın aşırı ıkınma ve bu esnada kızarma olabilir. Bebeklerin kaka yaparken yüzünün kızarması ve ıkınmasını anneler yanlışlıkla kabızlık olarak yorumlayabilirler. Bu durumda eğer; bebeğinizin yaptığı dışkı kıvamı yumuşaksa ve en az günde 1 kez dışkılıyorsa bu durum normal kabul edilebilir.
Bebeğim neden kabız oldu?
Kabızlık bir hastalık değil belirtidir. Birçok hastalık, ilaç ya da bazı durumlar kabızlığa sebep olur. Kabızlığın en sık görülen nedeni düzensiz beslenme alışkanlıkları sonucu gelişen kabızlık ve çözüm olarak da kabızlık ilaçlarının uygunsuz kullanılmasıdır. Bunun için öncelikle kabızlığın sebebinin bulunması tedavinin başarısı açısından önemlidir. Kabızlığın nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Psikososyal Nedenler (Fonksiyonel- İdiopatik Kabızlık): Dışkılama esnasında duyulan ağrıya bağlı istemli olarak dışkı tutma ve bunu alışkanlık haline getirmek.
- Beslenme Hataları: Yetersiz beslenme, günde 500 ml’den fazla inek sütü tüketme, sebze ve meyve gibi lifli gıdalardan yeteri kadar tüketmeme, ek besinlere geçişte yapılan hatalar.
- Sindirim sisteminin yapısal sorunları: Makatta yırtık (anal fissür), apse, anüsün doğuştan öne doğru yerleşimli olması vb...
- İlaç Etkileri: Antidepresan ilaçlar, anti kolinerjik ilaçların kullanımı.
- Endokrin sorunlar: Hipotiroid (Tiroid hormonunun yetersiz oluşu) ve hipokalsemi gibi hormonlarla ilgili problemlerdir.
Çocuğunuzu “Tuvalete gitmezsem ağrım da olmaz” düşüncesinden vazgeçirin
Kabızlığa ilişkin tüm bu nedenler arasında en sık fonksiyonel kabızlığa rastlanır. Bu tip kabızlık aslında altta yatan hiçbir tıbbi problem olmadan kabız olan çocuklarda değişik psikososyal nedenlere bağlı gelişir. Bebeklerin 3-4 aylık olmasıyla normal olarak dışkı sayıları azalır. Bu dönemde eskiye göre sertleşen dışkı kalın bağırsağın son kısmında zorlanmalara ve küçük çatlaklara neden olur. Bebek, dışkılama esnasında ağrı duyar ve bu ağrı nedeniyle dışkılama hissi olduğunda otomatik olarak makat kaslarını kasar ve ağrı hissini en aza indirmeye çalışır. Tutulan dışkı giderek daha çok sertleşir ve bir “kısır döngü” ortaya çıkar. Çocukta “tuvaletimi yapmazsam ağrım da olmayacak” düşüncesi yerleşeceğinden bu şekilde dışkısını 8-10 gün tutan çocuklar da olabilir.
Tuvalet eğitimini erken başlatmak kabızlığa yol açabilir
Tuvalet eğitimi verilmeye başlandığı 2 yaş döneminde kabızlık sık görülür. Bu dönemde çocuklar hiçbir zaman zorlanmamalıdır. Bezi yeni çıkan bir çocuk istemli olarak dışkısını gereğinden uzun tutabilir ve bu durum dışkının sertleşmesine ve ağrılı dışkı yapmasına neden olabilir. Ağrı ve korku kısır döngüsü bir kez başladığında bu durumu normale çevirmek için çocuğa ağrıyı unutturmak gereklidir. Tuvalet eğitimi esnasında çocuğa dışkısıyla ilgili olumsuz yorumlarda bulunmak doğru değildir. Dışkısı 2 yaşındaki bir çocuk için çok değerlidir; çünkü onu vücudunun bir parçası gibi algılar. Dışkısını tuvalete yapınca sanki parmağı kopmuş gibi hissedebilir; bu nedenle bezi çıkartılınca kabız olan çocuk tekrar bezine kavuşursa normal dışkı düzenine dönebilir. Tuvalet eğitimi zamanından erken başlanırsa bu tip sorunlar daha sık görülür. Tuvalet eğitimi için normal olan 24. aydır. 3 ay öncesi veya 3 ay sonrası da normal sınırlarda kabul edilir. Her çocuk için farklı olan bu eğitim dönemi; eğer çocuk hazırsa 10-15 gün içinde tuvalet eğitimi tamamlanır. Tuvalet eğitiminden 15 gün içinde yanıt alınamıyorsa çocuk zorlanmamalı, konu kapatılmalı, en az 1 ay yanında bu konuda konuşulmamalıdır. Anaokuluna ve ya ilkokula yeni başlayan çocuklarda da ev dışı bir tuvalete gitmeyi reddettikleri için kabızlık gelişebilir. Öğretmenlerin bu konuda çocukları sık sık teşvik etmeleri önemlidir.
Belirli bir noktadan sonra diyet ile çözüm yetersiz kalır
Tekrarlayan dışkı tutulmaları sonucu makatta içten genişlemeler olur ve dışkının çapı, hacmi büyür. Erken dönemde çapı büyük olmasına rağmen kendiliğinden çıkartılabilen dışkı; kronik dönemde artık taşlaşarak makatta büyük bir tıkaç oluşturur ve tedavisiz düzelmez. Makatta duyarlılık kaybı oluşunca giderek normal dışkılama alışkanlığı tamamen kaybolur. Beslenmede hiçbir yanlış yapılmasa bile bu noktadan sonra diyetle sorunu çözmek imkânsız hale gelir. Bazı çocuklarda bu makattaki taşlaşmış dışkı boşaltılmadığı için, yeni gelen dışkı istemsiz bir şekilde altına kaçırma şeklinde dışarı çıkar. Büyük çocuklarda bu şekilde dışkı kaçırmalar ciddi psikolojik travmalar yaratabilir. Çocuklarda tuvalet eğitiminde yapılan hatalar, verilen cezalar, kültürel ve sosyal faktörler bu tip kabızlığın oluşmasına zemin hazırlayabilir. Bu tip fonksiyonel kabızlığı olan çocukların anne veya babasında da benzer sorunlar olabilir, kabızlıkta genetik yatkınlık söz konusudur.
Aşırı inek sütü tüketimi beraberinde kabızlığı getirebilir
Kronik kabızlığı olan çocuklarda ise iştah genellikle azdır; karın ağrıları görülebilir. Sindirim sistemi yavaşladığı için mide boşalma süresi gecikmiştir ve tekrarlayan kusmalar devamında olabilir. Kabızlık çok uzun sürdüğünde ise idrar yolu enfeksiyonlarına risk yaratan bir durum ile karşı karşıya kalınabilir. Ek gıdaya yeni başlama dönemleri veya anne sütünün kesilme dönemleri de kabızlık gelişimi için risklidir. 1 yaşından sonra inek sütünün başlandığı dönemde çok miktarda inek sütü tüketilirse kabızlık oluşabilir. Günlük 500 ml’den fazla inek sütü kullanmak doğru değildir.
Bu önerileri dikkate alın!
Bağırsak hareketlerinin yeniden düzenlenerek bağırsağın boşaltım görevini daha sağlıklı yerine getirmesi ve çocuğunuzun eski sağlık ve neşesine tekrar kavuşması için kabızlık sürecinde ait tedavi adımlarını söyle sıralayabiliriz.
- Kronik kabızlığı olan çocuklarda öncelikle sertleşmiş dışkı içeren kalın bağırsakların boşaltılması gerekir. Bu amaçla fitil veya lavmanlar kullanılır. Sadece makat bölgesine lokal etki gösteren bu ilaçların sistemik yan etkileri yoktur. Hekim önerisiyle rahatlıkla kullanılabilir.
- Kalın bağırsaklar boşaltıldıktan sonra normal kıvamda dışkının sağlanabilmesi için ağızdan laksatif şuruplar (dışkı yumuşatıcı ilaçlar, şurup) verilmelidir. Her gün ve yumuşak kıvamda dışkı sağlayabilmek için bu tip ilaçların kullanımı gereklidir; çünkü kronik kabızlıkta gelinen noktada diyetle sorunu çözmek imkânsızdır. Burada en önemli nokta çocuktaki acıyı ve korkuyu unutturana kadar tedavinin sürdürülmesidir. Dışkı yumuşatıcı şuruplar alışkanlık yapmaz ya da etkisi zamanla azalmaz. Şu ana kadarki tıbbi verilere bakıldığında bu şurupların, uzun süreli kullanımlar da bile belirgin ve şiddetli yan etkileri olduğu görülmemiştir.
- Küçük çocukların yaşadıkları acıyı unutabilmeleri uzun zaman alabilir. Tedaviyi 6 aydan önce kesmemek bazı vakalarda 12 aya kadar uzatmak gerekebilir. 5 yaşından büyük çocuklarda 2-3 aylık tedaviler yeterli olabilir.
- Dışkılama esnasında ağrıyı ortadan kaldıracak bölgesel etkili olan ağrı kesiciler ve oturma banyoları da geçici bir rahatlık sağlar; ama ağrıyı yok edecek en önemli şey dışkının yumuşak kıvamda olmasıdır. Bu kıvamı sağlayacak en etkili ilaçlar dışkı yumuşatıcı şuruplardır.
- Kabızlık tedavisinde psikolojik yaklaşım önemlidir. Lavmanlar ve ilaç uygulamaları için mutlaka çocukla işbirliği kurulmalı asla zor kullanılmamalıdır. Zorla uygulanan lavman ve benzeri ilaçlar çocuktaki korkuyu arttırarak kabızlığın daha da kötüye gitmesine neden olabilir.
- Tuvalet eğitimi kazanmış çocukları günde 2 kez, sabah ve akşam yemekleri sonrasında 10- 15 dakika tuvalete oturtmak, mide bağırsak refleksinden(gastrokolik refleks) yararlanılacağı için faydalıdır. Mide bağırsak refleksi, mideye herhangi bir gıda gittikten sonra tüm sindirim sisteminin çalışmasıdır. Çoğu insan bu refleks sayesinde yemek sonraları rahatlıkla tuvaletini yapabilir. Yemekten sonra tuvalete gitme alışkanlığını kabız çocuklara öğretebilirsek tedavide önemli bir aşama geçilmiş olur.
Kabızlığın önüne geçebilmek için gerekli besinler
Bağırsak hareketlerinin yeniden düzenlenmesi için çocukların patates, muz, pilav, makarna, beyaz ekmek, inek sütü, çay gibi besinleri az tüketmesi gerekmektedir. Kabız olan çocukların bu süreç içinde bol sıvı alıp tüm lifli sebze ve meyveleri(kayısı, armut, incir, kabak, brokoli vb.), zeytinyağını, tam tahıllı veya kepekli ekmekleri, mısır ve mısır unu içeren besinleri tüketmesi de sindirim sisteminin düzelmesine, görevini eskisi gibi yerine getirmesine yardımcı olacaktır.