Son yıllarda dünyada da çok tartışılan bu konuyu özel olarak araştırdık ve alanında iki önemli uzman, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Prof Dr Abdullah Bereket ile Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen’in değerlendirmelerini istedik.
Erken ergenlik konusunda yapılan araştırmaların sonuçları bir hayli ilgi çekici. Artık tüm dünyada ergenlik yaşı 16’dan 11-12’lere düşmüş durumda. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan son araştırmalarda kız çocuklarında erken ergenlik oranı yüzde 14 olarak bildiriliyor. Marmara Üniversitesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı, İstanbul’da 4868 kız çocuğunda yapılan araştırmada son 40 yılda kızlarda meme gelişimi başlangıç yaşının 10 yaşından 9.8 yaşına, ortalama adet görme yaşının ise 12.8'den 12.7'ye düştüğü saptamış. Bu düşüşün en önemli nedeni ise obezite yani şişmanlığın artması.
Erken ergenlik belirtileri
Kız çocuklarında meme gelişimi, memede tomurcuklanma olması, genital bölge veya koltukaltında tüylenmeler, erkek çocuklarda testislerin (yumurtalıkların) büyümesi, genital veya koltukaltı bölgesinde kıllanma, her iki cinste büyümenin hızlanması, ciltte yağlanma, sivilce gibi belirtilerin ortaya çıkması ergenlik sürecinin başladığını gösteriyor. 3 yaşındaki bir kız çocuğunda da farklı sebeplerle göğüs gelişmesi görülebilir ancak bunun sonucunda diğer belirtiler ortaya çıkmıyorsa ve kemik yaşı da normal ise erken ergenlik olarak yorumlanmamalıdır. Prof. Dr. Abdullah Bereket, 8 yaşından önce meme veya tüylenme başlayan çocukların erken ergenliğe girip girmediklerinin anlaşılması için bir çocuk endokrinoloji uzmanı tarafından görülmesini öneriyor. "Olguların bir kısmında ergenlik hızlı ilerlerken diğer bir kısmında yavaş ilerleyebiliyor ve yavaş ilerleyici olgularda müdahale gerekmeyebiliyor" diyor.
Erken ergenliğin tespiti
Prof. Dr. Abdullah Bereket "Yaşından önce ergenlik bulguları başlayan çocuklarda, bir çocuk hekimi veya çocuk endokrinoloji hekimi tarafından muayene edilerek gerekliyse kan tetkikleri ile hormonlara bakılarak, karından ultrason ile kız çocuklarında yumurtalık ve rahim büyüklüğüne bakılarak ve el röntgeni çekilip kemik yaşına bakılarak erken ergenlik olup olmadığı tespit edilebilir" diyor. Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen ise kızlarda ergenliğin rahim üzerine etkilerini ve yumurtalıklardaki değişiklikleri görmek için ultrason ve beyinde hormon salgılayan bir tümör olup olmadığını görmek içinse manyetik rezonans görüntüleme ya da bilgisayarlı beyin tomografisinin çekilebileceğini belirtiyor.
Erken ergenliğin tedavisi
Tedaviye başlamadan önce altta yatan bir neden olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Tüm vakaların %15′inde erken ergenliğe yol açan bir neden söz konusu oluyor. Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen, beyin tümörü veya yumurtalık tümörü gibi hormon salgılayan bir tümör varsa buna yönelik cerrahi tedavi yapılması gerektiğini söylüyor. Erken ergenlikle ilgili altta yatan bir neden bulunmadığında cinsiyet hormonlarını baskılayıcı ilaç tedavisi uygulanıyor. "Tedavide amaç ergenlik bulgularını durdurmak, eşlik eden hızlı büyümeyi kontrol altına alarak çocuğun erişkin yaşta ulaşabileceği boy potansiyelini artırmak." diyor.
Erken ergenlikte hormon tedavisi yapmak doğru mu?
Erken ergenlikte hormon tedavisi ailelerin merak ettiği konulardan biri. Hormon tedavisiyle ilgili Prof. Dr. Abdullah Bereket görüşlerini şöyle belirtiyor: "Bu enjeksiyonun kendisi hormon değil, hormon analoğu. Bu, hipofizden ergenlik hormonu salınımını azaltır. Teşhis doğru ise tedavisi konusunda bir çekince olmamalı. Bu tedavi kızlarda ortalama 10-11, erkeklerde 11-12 yaşına kadar devam eder. Olguların çoğunda bu 2-3 yıllık bir süreye tekabül eder. Tedavi sırasında düzenli olarak doktor kontrollerine devam etmek gerekir. Alternatif bir tedavi söz konusu değil."
Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen ise hormon tedavisiyle ilgili şöyle diyor: "Erken ergenlik saptanan hastalara takip sırasında çocuk endokrinoloji uzmanı tarafından gerekli görülürse ilaç tedavisi başlanmaktadır. Her vaka tedavi gerektirmemektedir. Öncelikle hormon düzeyleri, kemik yaşı tayini, ergenlik bulgularında ilerleme hızı, yumurtalık ve rahim boyutları ve gerekli vakalarda beyin MR incelemesi birlikte değerlendirilerek tedavi kararı verilmektedir. Burada amaç ergenliğe sebep olan hormonları ilaç ile baskılamaktır. Kızlarda 11, erkeklerde 12 yaşına kadar tedaviye devam edilmektedir. Genellikle 28 günde bir aşı şeklinde yapılan bir ilaç kullanılmaktadır. Tedavi sonucunda normal ergenlik süreci yeniden başlamaktadır."
Erken ergenliğe sebep olan faktörler
Erken ergenlik yaşayan kızların %95-99’unda, erkeklerin ise %60-80’inde altta yatan herhangi bir tıbbi neden görülmüyor. Fakat bunların dışında anne karnında iyi büyümeden doğan çocuklarda, düşük doğum tartılı çocuklarda, ikiz eşlerinde, tüp bebek gibi üremeye yardımcı tedaviler sonucu dünyaya gelen bebeklerde de ergenlik daha erken başlayabiliyor. Prof. Dr. Bereket, "Gıdaların ve diğer çevresel zararlı maddelerin erken ergenliğe etkileri konusunda kesin önerilerde bulunabilecek kanıtlara sahip değiliz. Bu konuda çok fazla spekülasyon yapılmakta olup bunlar halen araştırılan konular arasında. Şimdilik ailelere olabildiğince organik ve mevsiminde gıdaları tüketmelerini ve çocuklarını plastik oyuncaklardan uzak tutmalarını söylemek yanlış olmaz." diyor.
Yapılan araştırmalarda biberon, saklama kapları, plastik tabaklar, oyuncak gibi polikarbonat bileşiği içeren plastik mamullerin erken ergenliğe yol açtığının ortaya koyulduğunu söyleyen Uz. Dr. Elemen, kimyasal maddelerin bu konuda daha etken olduğu görüşünde. "Zararlı kimyasallardan biri de diklorobenzen. Genellikle oda spreylerinde, güveler için kullanılan ilaçlarda ve klozetlere konulan koku önleyicilerde bulunan bu kimyasal madde, buharlaşarak kolayca havaya karışmakta ve yine erken ergenliğe yol açabiliyor. Ayrıca televizyon programlarının çocuğun yaşına uygun olup olmadığı, internet kullanımı da çok önemli bir etken." diyor.
Erken ergenliğin çocuk psikolojisine etkileri
Erken ergenlik çoğunlukla bireylerde strese neden oluyor. Erkeklerde bu durum boyun uzaması sebebiyle daha kolay yaşanabilirken, kızlarda anksiyeteye yol açabiliyor. Gerekirse ailelerin bir uzmandan psikolojik destek almaları tavsiye ediliyor. Genelde erken ergenliğe girenler "çocukken uzun ama erişkinlikte kısa" bireyler olarak tanımlanabiliyor. Erken ergenlik tedavisi olan bir problem olmasına rağmen dikkatli olmak gerekiyor. Davranış bozuklukları, stres, içe kapanıklık gibi psikolojik sorunlara yol açabiliyor.
Erken ergenlik durumunda ailelerin nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Prof. Dr. Bereket şöyle açıklıyor: "Öncelikle bunun gerçekten bir erken ergenlik olup olmadığının saptanması, erken ergenlik ise nedeninin anlaşılması ve tedavi gerektiriyor ise tedavisinin verilmesi için bir uzmana başvurmalılar. Bu konuda aşırı panik yapmaya gerek yok. Ergenlik olguların çoğunda normal bir süreç, yalnızca küçük bir oranında tedavi gerektiren (yani patolojik) bir erken ergenlik söz konusu oluyor. Bunun da tedavisi mümkün.
Bunun dışında özellikle kız çocuklarının şişmanlıktan korunması, düzenli spor yapılması, sağlıklı beslenme, aşırı hayvansal proteinden kaçınma, kaynağı belirsiz şarküteri ürünlerinden kaçınma önerilebilir."
Uz. Dr. Elemen ise ailelere şunları öneriyor: "Çocuklara yapılacak en büyük iyiliklerden biri zararlı kimyasalları, hormonlu gıdaları, katkı maddelerini evde kullanmamak. Meyve ve sebzeler mevsiminde yenmeli, mümkün olduğunca organik ve iyi tarımla üretilen gıdalar tüketilmeli. Beyaz un yerine tam buğday unu, beyaz şeker yerine esmer şekeri tercih edilmeli, çocuklara ev yemeği yeme alışkanlığı kazandırılmalı. Fast food dediğimiz hazır ve hızlı yemek alışkanlığı çocuklarda obeziteye zemin hazırlıyor. Bu tarz bir beslenmeden olabildiğince kaçınılmalı. Hekim kontrolü olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalı. Genç sporcular tarafından kas kitlesini ve performansı arttırmak için bilinçsizce kullanılan anabolik steroidler (sentetik hormon ilaçları) erken ergenliğe sebep olabiliyor. Ancak bunun da ötesinde karaciğer hasarı, kalp ve beyin damar tıkanıklığı ile ölümlere yol açabiliyor. Ailelerin bu konuda bilinçli olmaları ve çocuklarını bu tür ilaçların zararları konusunda uyarmaları hayati önem taşıyor." diyen Uz. Dr. Elemen son olarak şunları ekleyerek aileleri uyarıyor: "Daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve sağlıklı nesiller yetiştirmek isteniyorsa, kullanılan saç spreyinden şampuana, çocuğun yemeğinin saklandığı kaptan sütünün konulduğu biberona, evde kullanılan temizlik maddelerine kadar önlem alınması gerekiyor. Zararları bilinen kimyasallar konusunda duyarlı davranarak, bu maddelerin kullanımını minimum seviyede tutmaya çaba göstermek hem bireysel hem toplumsal görevimiz olmalı."