Hamilelik süreci pek çok kaygıyı beraberinde getirir: “Bebeğimi ve kendimi hamilelik boyunca koruyabilecek miyim, yediklerim bebeğime ne kadar faydalı, acaba sorunsuz bir doğum yaşayabilecek miyim, bebeğim sağlıkla doğacak mı, doğduktan sonra hayatımı nasıl eski haline getirebilirim, bebeğim eski yaşantıma adapte olacak mı yoksa her şeyi ona göre mi düzenlemek zorunda kalacağım” gibi pek çok soru, anne adaylarının bu özel süreci sıkıntıyla geçirmelerine sebep olabilir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır, “Kadınlar, içgüdüsel olarak annelik yeteneğine sahip olsalar da, doğumdan sonra bebeğin bakımıyla ilgili kaygılardan, hamilelik boyunca alınan kilolara kadar pek çok neden anne adayını depresyona sürükleyebilir.” dedi.
Hormonlarınız sizi esir almasın!
Hamilelikte en çok şikayet edilen ani duygu değişimlerinin sebebi, salgılanan hormonlardır. Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır, özellikle hamileliğin son aylarında artan mutsuzluk, halsizlik, isteksizlik durumuna dikkat çekerek, “Bazı anne adaylarında bu süreç uzayıp, doğum sonrasında da görülebilmektedir. Özellikle gebeliğin sonuna doğru yükselen östrojen, progesteron ve böbreküstü bezleri hormonlarının, doğumdan sonra birdenbire azalması yeni annelerde yetersizlik hissi oluşmaktadır. Hamilelik ve lohusalık döneminde yaşanan depresyon, bebeğe ve anneye oldukça zarar vermektedir. Depresyondan uzak durabilmek için bebekle ilgili motivasyonun artırılması önemlidir” dedi.
Hamilelikte depresyonla başa çıkmanın yolları
Anne adayları ve yeni annelerin başına gelebilecek depresyon ile başa çıkmanın yollarına değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır 5 ana başlık altında yapılabilecekleri sıraladı:
- Sağlıklı beslenin!
- Bol su tüketin!
- Spor yapın!
- Hobi edinin!
- Kişisel bakımınızdan vazgeçmeyin!