Normal doğum ile ilgili merak ettiğiniz tüm konuları UZMANTV uzmanları arasında yer alan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe pudra.com’da anlatıyor…
Normal doğum ne kadar sürer?
Normal doğum başlangıcı, tıbbi olarak, rahim ağzının 4 cm açık olduğu ve doğum sancılarının düzenli olarak girdiği dönemdir. Bundan öncesi doğum süresine dahil değildir.
Doğumun aktif olarak başlamasından sonra, ilk doğumunu yapacak olanlarda, saatte 1 cm’lik açılma olur ve yaklaşık 6-8 saat sonunda tam açılma gerçekleşir. Bundan sonra ıkınma aşamasına gelinir. Bu aşamanın süresi anne adayının gücüne bağlıdır. Yarım saat ile bir saat arasında doğumu yapabilir. İkinci doğumunu gerçekleştiren annelerde bu süre iki saat daha azalır, üçüncü doğumda artı yarım-bir saat daha azalır. Dördüncü doğumda ise artık doğumhaneye girdikten yaklaşık 4-5 saat sonra doğum gerçekleşir.
Yalancı doğum sancısı nedir?
Bu sancılar, özellikle ilk anneliğini yaşayacak olanların en sık düştüğü tuzaktır. Hastaneye giderler ve eve geri gelirler. Yalancı doğum sancısı, henüz doğum sancısı olmayan dönemde görülen sancıdır ve düzensizdir. 34’üncü haftada bile başlayabilir. Sancı girer, kısa sürer ve çıkar; daha sonra tekrarlayabilir. Bu durumda sancının ne kadar zamanda bir geldiğine, istirahatle geçip geçmediğine bakmak gerekir. İstirahatle geçiyorsa, bu, doğum sancısı değildir. Yine eğer düzensiz sancılar şeklindeyse, gerçek doğum sanıcısı olamaz.
Yalancı doğum sancısı doktora gitmeyi gerektiren bir durum değildir. İstirahat ederek, sancıların düzenli hale geleceği zamanı bekleyerek ve her şeyden önemlisi, sol yana yatıp bebeğin hareketlerine dikkat ederek doğum zamanı beklenmeli. Yalancı doğum sancısı, çoğu zaman kendi kendine geçer. Doğuma hazırlayıcı kasılmalar da, 32’nci haftadan itibaren görülebilen, tamamen masum, rahim kasının esas doğum kasılmalarına antrenman olarak yaptığı kasılmalardır.
Normal doğumda epidural anestezi yapılabilir mi?
Epidural anestezi, omuriliği dıştan saran zarın etrafına yapılan bir anestezi ile belden aşağısının uyuşturulmasıdır. Anestezi maddesi yavaş yavaş yayılarak rahim kasının sancı duyma özelliğini azaltır. Kasılmalar olur fakat sancılar olmaz. Epidural anestezi, normal doğumda aktif dönem başladıktan sonra, yani 4 cm’lik açıklık ve düzenli sancılar başladıktan sonra uygulanabilir. Eğer iyi uygulanmışsa, doğumun seyrini hiçbir şekilde değiştirmez, hatta rahmin daha iyi açılmasını sağlar. Esas önemli an, ıkınma evresi başladıktan sonradır.
Anestezi uzmanının yapacağı en ufak bir yanlışla doğum vakumla gerçekleşmek zorunda kalabilir. Ya da hiç yanlış olmasa, doz iyi bir şekilde verilmiş olsa bile, epiduralden sonra bebeği vakumla çekme olasılığı, hiç anestezi uygulanmayan normal doğumda yüzde 1 civarındayken, epiduralde yüzde 4-5’e çıkar. Vakumun bebeğe hiçbir zararı yoktur, sadece müdahaleli doğuma girer.
Hangi durumlarda normal doğum tercih edilmez?
Doğum biçimine karar vermek için 34-36’ncı haftalar arasını bekliyoruz. Çünkü bu dönemde bebeğin aşağı yukarı kaç kilo doğacağı belli oluyor. Pelvis dediğimiz çatı muayenesini yapıyoruz. Buna göre normal doğum kararı veriyoruz. Ancak, son ana kadar normal doğum sezaryene dönüşmek zorunda kalabilir. Bebek sıkışabilir, kalp atışları azalabilir. Bebeğin vücudu çıkana kadar “sezaryenden kurtuldun” demek mümkün değil.
Kesinlikle normal doğum yapılamayacak durumları şöyle sıralayabiliriz: Bebeğin yatay durması, plesantanın doğum kanalını tıkaması veya bebeğin aşırı iri olması. Öteki durumlarda ise biraz risk alarak normal doğum gerçekleşebilir ama sezaryen daha uygundur. Örneğin, ilk doğum olup da bebeğin ters durması durumunda normal doğum mümkündür, ama sezaryen daha uygundur. Çoğul gebeliklerde bebeklerin pozisyonları uygunsa da sezaryen gerekebilir. Doğum uzamışsa, bu bir şeylerin ters gittiği anlamına gelir; normal doğum sezaryene dönüşebilir.
“Kesinlikle normal doğum yapamazsın” ya da “yapabilirsin” denilen durumlar çok azdır. Doğum şekline doktor değerlendirmesi sonucunda karar verilir.
Normal doğum sonrasında anne neler yaşar?
Aslında doğumdan altı saat sonra anne, bebeğiyle birlikte taburcu olabilir. Ama biz daha güvenli olsun diye 12-24 saat anneyi hastanede tutuyoruz. Anne, doğumdan sonra, dikiş atılan bölgede zaman zaman sancı yaşayabilir, ama buna ağrı kesiciler etki eder. Doğumdan sonra yemeğini hemen yiyebilir, ayağa kalkabilir, idrarını yapabilir. Sezaryene göre normal hayata dönüş çok daha kısa sürer.
Doğumun başladığı nasıl anlaşılır?
Doğum sinsi bir olay değildir, anne adayı çoğu zaman hisseder. En tipik şekli, belden başlayan ve karına doğru giden kasılma ve gevşemeler oluşmasıdır. 10 dakikada üç sancı gelmeye başlamışsa ve her biri 40-50 saniye sürüyorsa, bu sancılar anne adayını rahatsız ediyorsa, hastaneye gitme zamanı gelmiş demektir.
İkinci sık görülen doğumun başlama şekli, nişan gelmesidir. Rahim ağzını tıkayan, nişan denilen kanlı bir akıntı geldiği zaman rahim ağzı açılmaya başlamış demektir. Genelde 24 saat sonunda, bazen de üç güne kadar uzayan bir süre sonunda doğum sancılarının başlayacağı anlamına gelir. Daha az görülen doğum başlama şekli de suyun boşalması, daha da ender görüleni, kanama olması, belde hiç geçmeyen ağrı görülmesidir.
Normal doğumun sezaryene göre avantajları var mı?
Hem anne için hem bebek için uygun koşullar yerine gelmişse, risk faktörü saptanmamışsa normal doğum daha avantajlıdır. Ancak en ufak bir risk dahi saptanmışsa normal doğum yapılmamalı. Bazı ülkelerde, özellikle az gelişmiş ülkelerde normal doğum oranları daha fazla. Çünkü daha fazla risk alınabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, bir sağlık kuruluşu yüzde 17’nin üzerinde sezaryenle doğum gerçekleştiriyorsa gereksiz yere sezaryen yapıyor; yüzde 17’nin altında sezaryen gerçekleştiriyorsa gereksiz yere normal doğuma zorluyor demektir. Özel hastanelerde bu durum tersine dönmüş durumda, sezaryenle doğum çok daha fazla.
Normal doğumun riskleri var mı?
Dikkatli değerlendirme yapılmamışsa, ihmal varsa, normal doğum son derece riskli hale gelebilir. Doğum uzamışsa, herhangi bir şekilde ilerlemiyorsa, yani rahim ağzındaki açılma 10 saat sonra da 4 cm’yi geçmemişse ve bu şekilde doğum devam ediyorsa sorun vardır. Ya annenin çatısında darlık vardır ya da rahim kasılmıyor demektir. Bu durumda normal doğuma zorlamanın bir anlamı yok. Bundan 50 yıl önce 3-6 gün süren doğumlar oluyordu. Bebekler yaşamıyordu tabii. Günümüzde artık 12 saatten uzun süren doğumlarda sezaryeni tercih ediyoruz. Çünkü anne adayının normal doğuma uygun olmadığını görüyoruz.
Normal doğum sırasında sorun yaşanırsa ne yapılır?
Normal doğumun her aşamasında sezaryene geçilebilir. Bebekle ilgili durumlar; bebeğin sıkışması, kalp atışlarının azalması, annenin bebek rahimdeyken kakasını yapmış olması (mekonyum), normal doğumun yarıda kesilmesine neden olabilir.
Anneyle ilgili durumlar ise annenin doğumunun ilerlememesi, yani rahim ağzının açılmasının devam etmemesi halinde annenin sancı çekiyor olması, bazen rahim ağzında açılma olmazken sancının da olmaması ve suni sancı verilmesine rağmen doğumun ilerlemiyor olması.
Ayrıca, beklenmedik bir şekilde kanama meydana gelirse, bu da anneyle ilgili bir sezaryen nedenidir. Normal doğum ilk evresindeyken, yani 9-10 cm’lik açılmaya kadar olan dönemde tek çare sezaryenken, ikinci evre olan ıkınma evresine gelindiğinde ise vakum veya forseps denilen aletlerle bebeğin başından çekilmesi gerekir. Anne adayının ıkınma ile yapması gerekeni dışarıdan müdahale ile yapmış oluruz.