Bu şekilde ‘kendimizi oyalamalar’ yerine işimizi gününde halletmeye çalışmamız, hem zihin sağlığımız hem de zaman planlaması açısından çok önemli. Dolayısıyla hafife alınmaması gereken bir mesele… Ertelemenin insanda suçluluk hissetmeye, hareketsizliğe, hatta depresyona kadar varan sonuçlar yaratabileceğini biliyor muydunuz?
Pudra.com bugünün işini neden yarına bıraktığımızı; ve bu alışkanlıktan kurtulmak için ne yapmamız gerektiğini araştırdı. Önerilerimiz erteleme eyleminin nedenlerini daha iyi kavramanıza ve bir an önce bu alışkanlığı değiştirmenize; en önemlisi huzurlu bir şekilde yaşamanıza yarayacak.
Neden erteliyoruz?
Herşeyi yarına erteleme alışkanlığı hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkabilir; profesyonel hayatta, günlük yaşamda veya özel hayatta… Bu sıkıntı yaratan durumdan kurtulmak için öncelikle yapmamız gereken ertelemenin kaynaklarını belirlemektir. İşte bazı işlerimizi ertelemenin altında ‘gerçekten vaktin yetmemesi’ dışında yatan nedenler:
Başarısızlık korkusu
Bazı kararlar, işler veya görevler karşısında kendini yetersiz hisseden kişi kaygılarından dolayı o işi yapmak istemez. Bazı şeyleri risk almayı veya eleştirilmeyi kaldıramayabilir. Bu durumda kişi karşı karşıya olduğu durumla yüzleşmek yerine, bir devekuşu misali kafasını saklar. O işi erteleyebildiğince erteler.
Mükemmeliyetçilik
Mükemmeliyetçi kişilikler başarısızlık, eleştiri gibi durumlarda oldukça dayanıksızdırlar. Karakterleri gereği bir işi yaparken detaylara boğulmaktan fazlasıyla vakit harcarlar/kaybederler. Risk almayı hiç sevmezler. Dolayısıyla mükemmel bir şekilde sonlandırmaları gereken işler onların gözünde çok büyür ve ertelemeye meyillidirler.
Boşluk kaygısı
Bu durum kendini paradoksal bir biçimde gösterebilir. Gerçekten, amaçlarına ulaşıyor olmak onları korkutup kaygılandırıyor olabilir. Çünkü artık yapacak hiçbir şey kalmayacaktır. Genelde hiperaktif insanlarda görülen bu durum tamamen boşluk korkusundan kaynaklanır.
Ertelememek ve işlerimiz gerektiği anlarda yapmanın yolları:
Özgüven kazanın
Yukarıda saydığımız nedenlere bakıldığında (başarısızlık korkusu, risk almama, yetersiz hissetme gibi) başlıca nedenin özgüven eksikliği olduğunu fark etmek zor değil. Dolayısıyla öncelikle yamanız gereken şey bu özgüveni yeniden kazanmak; kendinizin ve yeteneklerinizin farkına varmak… Bunun için özgüven kazanmak için 3 ilginç yöntem ve kendinize güvenin yazılarımızı mutlaka okuyun!
Zamanı iyi planlayın
Hızla akan zamana, çabucak geçen günlere yetişmek için yapılması gereken en temel şey zamanı iyi değerlendirmek adına doğru planlar yapmaktır. Her zaman yapılması gerekenlerin bir listesini hazırlayıp önceliklere göre sıralama yapmanız, gerektiği zaman ‘hayır’ diyebilmeniz, hedeflerinizi zamana yaymanız zamanı planlamanıza yardımcı olacaktır. Zaman planlaması nasıl yapılır? Yazımızı okuyarak işin tüm sırlarını öğrenebilirsiniz.
Engelleri ortadan kaldırın
Bu engeller kimi zaman elimizde olmaz, ama kimi zaman da ertelemenin gizli bahaneleri olarak kendimizin yarattığı durumlardır. Her ne sebepten kaynaklanıyor olursa olsun, engelleri ortadan kaldırın. Örneğin evde yapmanız gereken bir iş var ve eve geldiğinizde televizyonun karşısına geçip, sonra da bilgisayarınızı açıp kendinizi oyalıyorsanız; hemen ikisini de kapatın. Kendinize ödül verin; önce işinizi bitirin, sonrasında rahat rahat keyfinizi yapın! Hem bu şekilde zihniniz de daha rahatlamış olacak. Unutmayın; kimi zaman dış dünyayla ilişkiyi tamamen kesmek işinizi tahmin edebileceğinizden çabuk sonlandırmanıza yarar. Sadeleşme yazımız da engelleri eleme konusunda size yardımcı olabilir...
Atılgan olun
Bir iş gözünüzde büyüyorsa onu yapmadan önce birkaç saniye şunu hayal edin: bu iş bittiğinde üzerinizden o yükün nasıl kalkacağı ve zihninizin nasıl hafifleyeceği… Bunun bilincinde olduğunuza gerçekten motive olacak ve hatta işinizi normalden çok daha çabuk bir sürede sonlandırabileceksiniz. Gözünde büyütmek beraberinde üşenmeyi, üşenmek de hemen akabinde yarına ertelemeyi getirir. Dolayısıyla üşengeçliği bir kenara bırakın, bitişin hayalini kurun ve hemen o işe atılın!