Veya şu durumlar size tanıdık geliyor mu? Moraliniz bozuk ve siz nezlesiniz, canınız bir konuya fena sıkkın, akabinde başınız ağrıyor. Heyecanlısınız midenize kramplar giriyor. Üzücü bir haber duydunuz bayılıyorsunuz veya kalp krizi geçiriyorsunuz.
Kendinizi “sizin” hasta ettiğinizin farkında mısınız?
Kendinizi nasıl hastalandırıyorsunuz?
Olumsuzu yaratarak kendinizi hastalandırıyorsunuz. Her duyguya ait olan bir frekans ve her frekansa da ait olan bir deneyim vardır. Siz enerji seviyenizi düşürerek kendinize bu frekansa ait olan hastalık deneyimlerini çağırtıyorsunuz.
Beden, bu hayatta, bizim ruhsal yolculuğumuzda ilerlememiz ve yol olabilmemiz için en büyük yardımcımızdır. Kimi zaman bize ruhsal şifalanmamız için de hastalanarak yardımcı olmaya çalışıyor.
Örneğin; Kanser olduğunu öğrenen bir kişi yaşama tutunmaya karar verince, ne yapıyor? Öncelikle geçmişi ile hesaplaşarak, içindeki kızgınlık, öfke ve kinin ne kadar boş olduğunu anlıyor. Ve geçmişindeki acı anılara bir çizgi çekerek, önüne pozitif bir şekilde bakıyor. Bir süre sonra da iyileşiyor, değil mi?
Peki bizim de illa bazı şeyleri anlamamız ve fark etmemiz için hasta mı olmamız gerekiyor? Hastalığı tümüyle hayatımızdan çıkarabilir miyiz?
Kesinlikle! İnsanlığın gelişiminden bu yana hastalıklar ruhsal şifalanma için bize ciddi anlamda hizmet etti. Hastalık deneyimin en düşük frekanstaki karşılığıdır. İçimizde hissettiğimiz her negatif duygu bizim gelişmemiz gereken tarafı bize gösterir. Burada önemli olan fark etmemizdir.
Ama şu anda gelinen bilinç boyutunda artık farkındalıklarımızı bu en düşük frekansa düşmeden de yakalayabiliriz.
Kısaca, farkındalık içinde olursanız, hastalanmanız gerekmez.
Hayatınızın yönetmeni sizsiniz. Peki hastalıkları nasıl yöneteceksiniz?
Farkındalık çok bilinmezli bir denklem gibidir. Fark etmeniz gerekenler anda ve şimdi sürekli olarak değişmektedir. Bu sebeple denklem yaşamın kendisidir. Bilinmezlerde fark edilmeyi bekleyen deneyimlerimizdir. Her bilinmezden çıkan deneyim, bizi bir üst frekansa taşır.
Yaşam boyunca hizmet ettiğiniz ve hizmet edildiğinizin bilincinde olursanız yaşadığımız deneyimlere de o gözle bakarsınız. O zaman dualite dışına çıkıp, olaylara iyi – kötü demeden sadece olan olarak bakabilirsiniz. Bu size ne kazandırır? Öncelikle negatif duygu üretmenizi ve frekansınızı düşürmenizi engeller. İkincil olarak da zihinde kalıp üretmezsiniz. Zihinde kalmak hastalığınızı tetikler, besler.
Anda kalarak yaratım gücünü ve kendinizi iyileştirme “şifa“ gücünüzü kullanırsınız.
Şifa gücüm var mı?
Bu hepimizin içinde var olan bir güçtür. Sadece kimimizin farkında olarak kullandığı, kimininse daha fark etmediği bir yönüdür. Bunu kütüphanenizde duran ama daha okumadığınız bir kitap gibi düşünebilirsiniz. Şimdi bu tozlu kitabınızı nasıl okuyacağınıza bakalım.
Kendinize nasıl şifa vereceksiniz?
Aslında bunun için ayrı bir yazı yazmayı planlıyorum. Ama kısaca değinecek olursak… Öncelikle kendinizi hasta ettiğinize inandığınız gibi iyileştirebileceğinize de inanarak başlarsanız olumlu ilk adım olur.
Daha sonrası için kendinize rahat ve sakin bir konuma sokun ve meditasyon haline gelin. Kendinize iyileşmek için izin vermeniz gerekiyor. Bunun için de rahat olmanız lazım.
Bunu bir olumlama cümlesi ile dile getirebilirsiniz; “Anda ve şimdi, bütün olasılıklar içinde sağlıklı, mutlu ve huzurlu olduğum anı seçiyorum. Şifa enerjisini çağırıyorum. Şifa enerjisine ….. hastalığıma şifa olduğu için teşekkür ederim. Ve öyledir.” Diyorsunuz. İçinize istediğiniz renkteki ışığı seçerek sizin hasta yerinize şifalandırdığını, olmak istediğiniz sağlıklı ana geldiğinizi hayal ediyorsunuz.
Bu meditasyon hali 15-20 dakika sürüyor. Şifa enerjisine teşekkür ederek meditasyonunuzu sonlandırıyorsunuz. Daha sonra günü fazla kendinizi yormadan, bol su içerek ve dinlenerek geçiriyorsunuz.
Bu meditasyonu hastalığınızı iyileştirene kadar yapmaya devam edebilirsiniz.
Ne zaman iyileşeceğiniz sizin koyduğunuz zaman sürecine bağlı olarak işleyecektir.
Bu sebeple geçmiş deneyimlere takılmamanızı, anda ve şimdi istediklerinizi hemen yaratmayı seçmenizi öneririm.
Kendi şifanızı anda yaratabilmeniz dileğiyle,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu
(Bu konunun devamını Hastalıklardan kendinizi nasıl koruyabilirsiniz? yazımda okuyabilirsiniz.)