Günümüzde kusursuzlaştırdığımız bedenlerimizin altında sakladığımız hasarlı ruhlar aslında en büyük sorunumuz. Kusur, insanın kendinde gördüğü veya başka kişiler tarafından gösterilen yetersiz yönler olarak tanımlanıyor. İster kendimize söyleyelim, ister başkası bize söylesin "kusur" kelimesinin hissettirdiği duygu kesinlikle olumsuz! Ayrıca bunların düzeltilmesi gereken şeyler olduğunu baskılayan sosyal ağlar ve bu kusurların giderilmesi için kullanılan kusursuzluk uygulamaları da son yıllarda hayatımızda büyük bir yer kaplamaya başladı. Mesela fotoğraflarda fazla kilolu çıkıyorsanız, sosyal ortamlarda kilolu olmanın kabul edilebilir olmadığını bildiğinizden, hemen daha ince gösteren uygulamalardan indirip, 100'lerce beğeni alabiliyorsunuz. Beğenilmek herkesin hoşuna gidiyor. Ama sahip olmadığımız bedenlerin içine girip, başkalarının dünyasında hayali bir varlık olmanın bizleri nereye götüreceğini düşünmemiz gerekiyor.
Şimdi kendinizi bir araba olarak hayal edin. Her gün yola çıkıyorsunuz. Bazı günler hava güneşli oluyor ve yoldaki tozlar, ağaçlardaki yapraklar arabanızın yani sizin üzerinize dökülüyor. Yolda ilerledikçe eski canlı görünümünüzü kaybediyorsunuz. Çünkü üzerinize yapışan tozlar, size kendinizi iyi hissettirmiyor. Eski halinize kavuşabilmeniz için hemen yıkanmaya ihtiyaç duyuyorsunuz. Temizleniyorsunuz ama bu durum o an hissettiklerinizi değiştirmiyor. Bazen benzininiz azalıyor. Bu sefer benzinci bulana kadar var olan benzini daha hesaplı kullanmaya başlıyorsunuz. Klimayı kapatıyorsunuz, yokuş aşağı inerken boşa alıyorsunuz ve hızınızı azaltıyorsunuz. Benzininizin iyice azaldığını fark ediyorsunuz ve bu sefer benzinciye ulaşabileceğiniz kısa yollar aramaya başlıyorsunuz. Motivasyonunuz azaldıkça kestirme yoldan gitmeyi tercih ediyorsunuz anlayacağınız.
Bazen yanınızdan geçen araç, arabanızı boylu boyunca çizebiliyor. Tamirciye gidiyorsunuz tekrar çiziklerin olabilme ihtimalini bile bile tamir etmesini söylüyorsunuz ve çiziğin üstünü örtüyorsunuz. Arabanızı her haliyle kabul edebilirseniz, arabanızdaki çiziklere değil yolda gördüğünüz ağaçlara, çiçeklere, diğer arabalara bakarak sürüşünüzün keyfine vara vara yola devam edebiliyorsunuz. Bedeninizde kusur olarak nitelendirdiğiniz şeyleri ne kadar çok severseniz kendiniz ile ilgili o kadar olumlu duygulara sahip olabilirsiniz. Kendinizle ilgili olumsuz düşüncelere sahipken olumlu şeyler hissetmeniz mümkün değil.
Mesela kilo alındığında genellikle ilk iş pazartesi diyete başlanıyor. İstenen hızda istenen kiloya ulaşılamamışsa, spora başlanıyor. Beklenen sonuca ulaşılamıyorsa, bu sefer instagram'a koyulan fotoğraflarda inceltici uygulamalara başvuruluyor. Fotoğraflarla gerçek örtüşmediği için bedensel memnuniyetsizlik, olumsuz duygular, düşünceler oluşuyor. Bu olumsuz düşüncelerden beslenme, bizi kısa yolları kullanmaya teşvik ediyor, iyi hissedebilmek için laksatifler kullanılıyor, yağları ameliyatla aldırma kararı alınıyor.
Her zaman ilk günkü gibi kendimizi beğendiğimiz şekilde kalacağımız inancına sahip olabiliriz. Ama yaptığımız planların tutmadığı zamanlar olabilir. Bilmeliyiz ki kendimizi sevmenin birçok farklı yolu var. Kendinize ulaşan yol karla kaplanmışsa karları oradan kaldıracak aracı beklemek yerine kendi aracınızı keşfedin. Ve kendinize çıkan yollar için doğru araçları keşfederken karla oynamayı ve kardan adam yapmayı ihmal etmeyin. Doğru motivasyon kaynağı hedeflerinize keyifle ulaşmanızı sağlar.
Görülen kusur örtülebilir. Fakat hissettiğinizi ve hissettirdiğinizi değiştiremezsiniz. Çocuklarınıza bakarken takacağınız gözlük, kusuru değil huzuru görmeli. Unutmayın kusur sadece gören gözdedir. Gözünüzle gördüğünüzü eteğinizle örtebilirsiniz, peki ya üzerini örttüğünüz gerçeğin sizin bir parçanız olduğunu değiştirmiyorsa... İçinizdeki çocukla ve kendi çocuğunuz ile iletişime geçerken koşulsuz sevgi gözlüklerini kullanın. Çocuklarınıza da aynı gözlüklerden verin ki kendini ve başkalarını herhangi bir koşula bağlı olmadan sevebilsin.