Avrupa ve Amerika’da; hekimlerin ve toplumun farkındalığını artırmak amacıyla bu konuyla ilgili yazılmış kılavuzlar bulunuyor. Türkiye’de ise hekimlerin ve hastaların ölümcül pıhtı atmasına karşı farkındalığını artıracak ve konuya dikkat çekecek ilk kılavuz, Sanofi-aventis’in koşulsuz desteklediği ve 16 ilgili tıp derneği üyelerinin oluşturduğu Güven Platformu tarafından hazırlandı.
Güven Platformunu oluşturan 16 dernekten Prof. Dr. Faik Altıntaş, Prof. Dr. Kürşat Bozkurt, Prof. Dr. Muzaffer Demir, Prof. Dr. Hakan Kültürsay, Prof. Dr. Bülent Erdemli, Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu, Prof. Dr. Birsen İnce, Prof. Dr. Kamil Kaynak, Prof. Dr. Gül Öngen, Prof. Dr. Zeki Öngen, Prof. Dr. Turgut Ulutin Sanofi-aventis’in katkılarıyla hazırlanan kılavuzda yer alan bilgilerden de kısa örnekler verdi.
İşte hastalıktan korunmak için uzmanların verdiği öneriler:
- Uzun süre hareketsiz kalınacaksa baldır kaslarını çalıştırın
- Mümkün olan yerlerde, aralıklarla kalkılıp biraz dolaşın
- Yatak istirahatlerinde pıhtı oluşumunu engellemek için hareket edin
- Gerektiğinde yaşam tarzında değişiklikler yapın
- Kilo verin
- Sigarayı bırakın
Pıhtı atması riski, hastanede yatan hastalarda normal nüfusa oranla 10 kat daha fazla!
Toplardamarda pıhtı oluştuğu zaman, kan akımı kısmen ya da tamamen bloke olur ve bu bölgede ağrı, kızarıklık ve şişlik meydana gelir. Bu olay, vücuttaki derin bir toplardamarda olduğu zaman derin ven trombozu (DVT) adını alır.
Derin ven trombozunun en önemli tehlikesi, pıhtının damar duvarından kopup kan akımıyla kalbe ve oradan da akciğere ulaşıp akciğer damarını tıkamasıdır. Bu duruma pulmoner embolizm (PE) denir. Yapılan testler ve otopsi çalışmalar; VTE riskinin herhangi bir nedenle hastanede yatan hastalarda, normal nüfusa oranla yaklaşık 10 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu. Ayrıca hastane ölümlerinin yüzde 10'dan fazlasının PE nedeni ile olduğu bilinir.
Pıhtı atması (Venöz tromboembolizm – VTE) özellikle önemli ameliyat geçiren, ağır tıbbi hastalığı olan ve uzun süreyle yatan hastalarda oluşan bacak toplardamarlarında pıhtı oluşması (derin ven trombozu), bazı hastalarda oluşan bu pıhtının akciğer atar damarlarına gitmesi ve tıkaması (akciğer embolisi) şekliyle oluşur. Toplardamarlarda pıhtı oluşumu her yaş grubunda meydana gelebileceği gibi ileri yaş gruplarında görülme sıklığı daha da artıyor. Özellikle 60 yaş üzeri her 100 kişinden birinde venöz tromboemboli görülebiliyor.
Pıhtı atması nasıl önlenir?
Pıhtı atması (Venöz tromboembolizm), riskini yüksek oranda yaşayanlara verilen koruyucu tedavi ile hastalık engellenebilir, gelişmiş ülkelerde bu konuda yazılmış kılavuzlar bulunur. Hekimler ve hastalar bu kılavuzlarla farkındalıklarını artırarak ölümle sonuçlanabilecek olan bu durumu engelleyebilir.
Diz veya kalça eklem ameliyatları riski artırıyor
Özellikle diz veya kalça eklem ameliyatı yapılanlar; büyük yaralanma geçirenler; kalp yetersizliği veya ağır solunum hastalığı olan kişiler ve yoğun bakımda yatarak tedavi gören hastalarda VTE riski çok yüksek ve bu kişilere kan pıhtılaşmasını engelleyici tedavi uygulanması gerekir.
Koruyucu tedavi ise doktorun; VTE riskini değerlendirmesi ve bu duruma uygun tedavinin seçilmesiyle gerçekleşebilir. Bazı durumlarda bacaklara basınç uygulayan çorap giyilmesi önerilirken, çoğu hastaya, cilt altına enjekte edilen ilaçlar uygulanarak tam koruma sağlanır. Bu ilaçlar, cerrahi girişim yapılan hastalarda ameliyattan önce uygulanmaya başlanır. Gerektiğinde ise tedaviye, ameliyattan sonra 3 haftaya kadar uzayan sürelerle devam edilir.
VTE her yaş grubunda görülebilir
Toplardamarlarda pıhtı oluşumu her yaş grubunda meydana gelebileceği gibi ileri yaş gruplarında görülme sıklığı daha da artıyor. Özellikle 60 yaş üzeri her 100 kişinden birinde venöz tromboembolizm görülebiliyor.
Yapılan testler veya otopsi çalışmaları toplardamarda pıhtı oluşma riskinin herhangi bir nedenle hastanede yatan hastalarda normal nüfusa oranla yaklaşık 10 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca hastane ölümlerinin yüzde 10'dan fazlasının akciğer embolisi nedeni ile olduğu biliniyor.
Akciğer embolisi yanında uzun dönemde bacak ve akciğer damarlarının tıkalı olarak kalması sonucu varis gelişimi, bacakların alt kısımlarında şişme ve yara oluşumu meydana gelebiliyor.
VTE dünyada ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer alıyor
Venöz tromboemboli (VTE) dünyada ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer alıyor. Özellikle ameliyat sonrası koruyucu tedbirler alınmazsa, VTE’ye bağlı ölümler %10 gibi yüksek oranlara çıkabiliyor. Ameliyat sonrası uzun süreli hareketsizlik (immobilizasyon) ve ameliyat stresi / travması, genetik yatkınlıkla da birleşince toplardamarlarda pıhtılaşma, bu pıhtının koparak akciğere ulaşması ve burada damar tıkanmasına neden olması (akciğer embolisi) nedeniyle ölüm vakaları görülüyor.
Akciğer embolisine bağlı ölümlerin sayısı ABD’de yılda 300 bin, İngiltere’de yılda 30 bin civarında olduğu biliniyor ki bu meme kanseri, prostat kanseri ve AIDS’e bağlı ölümlerin toplamından daha fazla ölüm vakası anlamına geliyor.
Hastane protokolü risk değerlendirme formları içermeli
Genel cerrahi kliniklerinde yatan, yüksek VTE riski taşıyan hastaların sadece yüzde 66’sının uygun koruyucu tedavi alma şansı bulduğu düşünüldüğünde, etkin ve güvenilir koruyucu tedavilerin varlığına rağmen yapılan bu ihmal halk sağlığı açısından önemli bir tehdit oluşturuyor.
Hekimleri tarafından risk değerlendirme formu kullanılarak değerlendirilen hastalarda planlanan koruyucu tedavilerin, uluslararası kılavuzlarda önerilen koruyucu tedaviler ile daha uyumlu olduğu görülüyor. Bu nedenle standart bir VTE risk değerlendirme formunun hastane protokolünde yer alması ve bilgisayar destekli karar verme stratejilerinin yaygınlaşması, hekimlerin risk değerlendirme sürecini gerektiğinde koruyucu tedavi uygulama kararı alma yönünde destekleyeceği düşünülüyor.