Düşüğün ardından depresyon
Özellikle hamilelik süreci ne kadar ilerlemişse eşlerin yaşayacağı stres, hayal kırıklığı ve üzüntü o kadar yoğun olacaktır. Hamileliğin ilk haftalarında yaşanan düşükler de çok üzücüdür ama henüz tam olarak oluşmamış bir bebek olması nedeniyle genellikle daha kolay atlatılır. Ancak uzun tedaviler ve uğraşlar sonucu elde edilmiş bir hamileliğin ilk günü dahi olsa kaybedilen bir bebek, anne baba adayı için oldukça kötü bir deneyimdir ve hamileliğin ilerlemiş aşamalarındaki düşükler kadar can yakıcı olabilir.
Ailenin yaşayan bir üyesini kaybetmiş kadar hüzünlü ve üzücü olarak algılanabilir. Bebeğin doğmadan kaybedilmesi her iki eşi aynı şekilde üzüyor olsa da daha ağır duygusal çöküntüleri yaşayanların kadınlar olduğu unutulmamalıdır. Kadınlar başlarına gelen böylesi üzücü bir duygu durumunda kendi kendilerini sorguluyor, eleştiriyor ve suçluyorlar. Yeniden çocuğu olmayacağını düşünen, umutsuzluğa kapılan birçok kadın hemen önlem alınmazsa, travma sonrası stres bozukluğu ya da depresyon yaşamaya başlıyor.