Kişinin kendini tanıyabilmesi
Hayattan ne istediğini ve kendisini daha fazla bilen bireyler, sınırlarını da iyi bilen bireyler olacaktır. Bu sınır ve farkındalık halleri o kişilerin daha sorumluluk sahibi olmalarına yol açacaktır. Sorumluluk sahibi olabilmek ise ebeveyn olmanın en önemli özelliklerinden biridir.
Ergenlik döneminin sonlanmış oluşu (20 yaş sonrası): Bireyin tüm hormonal ve buna bağlı olarak psikolojik çalkantılarını yaşadığı ergenlik döneminden çıkıp hayata dair sorumluluklarını alabileceği bir yaşta olmuş olması daha sağlıklı ebeveynlik yapmasına yardımcı olacaktır.
Ebeveyn kimliğinden önce eş kimliğinin oturtulması: Eş olabilmek başlı başına zordur. Gençliğe bağlı tolerans, sabır, anlayış eşikleri düşük bireyler içinse daha da zordur. O yüzdendir ki, kişilerin evlilikleri ve birbirlerinden beklentilerini mümkün olduğunca tanımlamaları üstüne bu yeni kimliğin sorumluluğu altına girmeleri daha faydalı olacaktır.
Sosyal desteğin olması: Bireyler gerek kendi anne–babalarından, gerek çevrelerindeki diğer büyüklerinden ne kadar çok yardım alabilecek olurlarsa üstlerindeki yükü gerektiğinde ne kadar hafifletebilirlerse, aldıkları sorumluluklarını o kadar eksiksiz ve sağlıklı yerine getirecektirler.
Ebeveyn olmak başlı başına zor bir durumdur. Genç ebeveyn içinse hayat ve hayatın sorumluluklarının getirdiklerine karşı daha deneyimsiz oluşun, kendi ihtiyaçlarını daha henüz tam karşılayamazken bir başka canlının ihtiyaçlarını karşılamak durumunda olmanın getirdiği yük ve çevrenin “Biz daha fazla biliyoruz. Bırakın biz yardımcı olalım” şeklinde fazla baskı oluşturmalarının zorlukları söz konusudur. Yukarıda bahsedilen durumların mümkün olduğunca sağlanması bu ekstradan gelen zorlukları biraz daha kontrol altına alabilecektir.
Zorluklarının yanı sıra genç ebeveyn olmanın olumlu yanları da vardır. Genç olmak enerjik olmayı; enerjik olmak da sürekli ilgi, şefkat, bakıma muhtaç bebeğin (sonrasında çocuğun) bakımında daha fazla şeyi temin edebilmeyi çoğu zaman beraberinde getirecektir.
Yaş farkı azalınca jenerasyon farkı da azalır
Ebeveyn ile çocuğu arasındaki yaş farkı azaldıkça ‘jenerasyon farkı’ azalacaktır. Dolayısıyla ebeveyn, evlat ilişki ve iletişimi daha etkin olabilecektir. Unutulmamalıdır ki, ebeveyn olmak bir kimya problemi değildir ve “ideal şartı” yoktur. İdeal hedeflenecektir. Ancak birçok bilinmeyen ve beklenmeyen faktör idealden bireyleri uzaklaştırabilecektir.
Anne – baba ya düşen görev mümkün olduğunca bu “ideal” hedefine yakın durabilme adına öğrenme ve gelişime açık olabilmektir. Evet, her durumda olduğu gibi ebeveyn olmaya da daha yatkın bireyler olacaktır; ancak bu ebeveyn olmanın büyük bir kısmının öğrenilerek gelişeceği kısmını da değiştirmeyecektir.
Kaynak: ntvmsnbc