Her durumda uzun süre sabit pozisyonda kalmanın kas iskelet sistemimize zarar verdiğini söylüyor Doç. Dr. Ayçe Atalay. “Sonuçta kas iskelet sistemi=hareket sistemi. Pozisyon ne olursa olsun 20 dakikadan uzun aynı pozisyonda kalmamalıyız.”
Vücuda doğru duruşu anımsatmak gerek
“Boynumuz ve başımız omurgamızın doğal bir uzantısı. Sırtımızdaki kaslar boynumuza doğru uzanarak başımızın ağırlığını taşıyorlar. Başımızın sürekli önde kalması bu kasların aşırı derecede yüklenmesine ve yorulmasına neden oluyor. Bazen de bu kaslarda tetik nokta adı verilen ağrılı noktalar oluşuyor. Başımızın aşırı derecede öne gitmesini engellemenin pratik yolu sırtımızı ve başımızı duvara yaslamak böylece vücuda duruşu tekrar hatırlatmak” diyor Atalay.Bir diğer önerisi ise şöyle: “Cep telefonları küçük ekranlı olduğu için öne eğilmeden bakmak zor. Benim önerim işlerinizi büyük ekranda-bilgisayarınızda yapmak. Mesajları da kısa tutmak. Ayrıca telefonda ayakta veya kulaklık ile konuşmayı da denemeliyiz.”
Çocuklar da aynı dertten muzdarip
Bu yeni teknoloji alışkanlıklarından sadece biz muzdarip değiliz. Çocuklar da hem cep telefonları hem de tabletlere maruz kalıyor. İtiraf edelim kafede evde hatta oyun parklarında, çocukların bazen saatlerce bu aletlere maruz kaldıklarına şahit oluyoruz.
Doç. Dr. Ayçe Atalay bu konuda şu yorumu yapıyor: “Çocuklardaki sorunlardan birisi de ekranlı cihazların adeta bebek bakıcısı olarak kullanılması. Uzun süre sabit pozisyonda kalmamaları için çocukları uyarmak gerekli. En önemlisi kendimiz de egzersiz yaparak onlara örnek oluşturmalıyız. Onları yürüyüşe veya oyun oynamaya çıkararak böylece hem beraber zaman geçirmek hem de bu sırada herkesin hareket etmesini sağlamak mümkün.”