Bir çılgınlıktır gidiyor, kiminle karşılaşsam bağırsak detoksu yaptırmamı tavsiye ediyor. Yeni moda bu, giderek de yayılıyor. Benim avantajlarımdan biri Osman Müftüoğlu’un tanıyor olmak, hemen yakalıyorum, soruyorum, hocam nedir bu detoks meselesi...
Detoks meselesi aldı başına gidiyor, neredeyse her haberde karşımıza çıkıyor...
- Detoksun sözcük anlamı ‘arınmak’. Vücudun şu veya bu nedenle birikmiş kimyasal veya ruhsal toksinlerden arınması...
İyi ve faydalı bir şey yani...
- Tabii. Ama şunu unutmamak gerek: Vücudun biriktirdiği toksinlerin yüzde 90’ı ruhsal. Yüzde 5’i, bilemedin 10’nu kimyasal.
Ruhsal toksinleri ölçebileceğimiz bir alet yok maalesef. Ne onlar bilmiyoruz...
- Aslında biliyoruz da, bilmek işimize gelmiyor. Hepimizin, belli ölçülerde ‘kirli’ olduğu kesin! Ama hiçbirimiz, kendimizle yüzleşmiyoruz. Hangimiz, herhangi bir konuda, “Kıskancım, kötü niyetliyim, endişeliyim, korkuyorum, güvensizim. Arınmak için bilmem nereye gidip, kafa dinleyeceğim, kendimle hesaplaşacağım” diyebiliyor ki? Sufizmde mesela bu arınmalar, detokslar var. Ama günümüzde bunu gerçekleştirmeyi kolay kolay göze alamıyoruz.
Neden? Hayat trafiğimizden dolayı mı? Bir haftalığına bir şeylere ara mı veremiyoruz? Bu mu?
- Hayat trafiği değil. Birincisi bilinçsizlik, ikincisi kendinle hesaplaşmaktan korkmak.
Peki diyelim bir hafta bir yere gittik, n’oluyor? Bir psikiyatrın sevdiğim bir lafı var, “Arkan da seninle birlikte gelir” diyor, dertlerin yani. Nereye gidersen, sorunlarınla gidiyorsun. Bu hesaplaşmayı gerçekleştirmek için, dağa denize bakıp, yürüyüş yapmak, kendi kendinle kalmak yetiyor mu?
- Yarar, yarar... Algın değişir. Bu detoks işi, bütün dünyada binlerce yıldır var. Üç temel dinde, Müslümanlık’ta, Hıristiyanlık’ta ve Musevilik’te... Nedir oruç? Bir tür detoks. Ramazan ayı detoks ayıdır. Sadece oruçtan da ibaret değil, irade namazları var, şükür duaları, beraat kandilleri, aydınlanma kürleri, aile büyüklerimizin kabristanına gitme, dua etme, bunların hepsi ruhsal arınma.
Hepsi aynı felsefeye hizmet ediyor öyle mi?
- Elbette. Siz dağlara, ovalara bakıp detoks yapmıyorsunuz. Algı azalması yaparak, çevreden aldığınız, gazete, televizyon, kötü haber, aile ortamı, mevcut sosyal çevreden uzaklaşarak, bir iç hesaplaşma gerçekleştiriyorsunuz ve ruhsal bagajı boşaltma imkanı buluyorsunuz. Detoksun çıkışı noktası bu. Yüzde 90’ı ruhsal. Amma velakin, ruhsal yanında para yok. Bir insan haftasonu çıksa, Ata’nın ‘Eyyvah Eyvah’ filmini çektiği Çanakkale’deki Geyikli köyüne gitse, orası müthiş bir detoks yeri, bambaşka bir hayat ritmi var. Ama tabii bunun için birilerine para ödemeye gerek yok. Şimdi bu noktada, bunun Geyikli’ye bir faydası yok ekonomik olarak. Ama bunu paraya tahvil edenler de var, detoks hapları, şurupları ve kampları gibi...
Ama bu detoks sözcüğünü ilk kullananlardan biri sizsiniz, öyle değil mi?
- Evet. Ama samimi olarak söyleyeyim, detoksla insanları tanıştırdığıma pişman oldum. Sonradan bir detoks sanayii çıktı, bağırsak detoksu yaptığını iddia edenler çıktı. Şu veya bu nedenle bu işi ticari hale getirenler baş gösterdi. Onlara, “Arkadaş, detoks demek ruhsal arınma demek. Vücudumuzda, karaciğer ve böbreklerimiz detoksun yüzde 99.9’unu yapıyor zaten. Bizim yapacağımız, kısa sürelerde detoks yaparak, o organlarımıza biraz yardımcı olmak. Üç beş günlük kaçamaklar yaparken, tamam bol bol sebze suyu içelim, sebze yiyelim, su içelim ama bunlardan daha da önemlisi, kitap okuyalım, müzik dinleyelim, iç hesaplaşmalarımızı gerçekleştirelim, endişelerimizle, korkularımızla yüzleşelim. Gittiğimiz yerde bir psikolog, bir terapist, bir hayat koçu varsa ondan da faydalanalım.
Senede kaç kez bunu yapmak iyidir?
- En yoğun iş hayatı olan birinin bile, iki kere yapması lazım. Ferit Şahenk’in bir röportajı vardı biliyorsunuz, Buchingen’e gitti. Orta Avrupa’da, dünyanın en iyi detoks merkezlerinden biri...
Orada ne yapıyorlar?
- Kilo vermek istiyorsanız veriyorsunuz, doğa yürüyüşleri yapıyorsunuz, yoga meditasyon desteği almak istiyorsanız alıyorsunuz. Onların lavman ve açlık detoksu uygulamaları da var. Evet ticari ama onu yapmazlarsa da bu defa para kazanamıyorlar.
E o zaman bunlar hep varlıklı insanların gidebileceği yerler...
- Aslında, detoks sözcüğünün anlamında yoksulluk değil, yoksunluk var. Detoksun mucidi Kabalistler, Sufiler, bunlar parası olan insanlar değil. Hayatın tamamını temizlenme, arınma, saflık olarak algılayan insanlar. Diyeceğim o ki, insan evinde bile detoks yapabilir. Aslında bizim annelerimiz, babalarız, büyüklerimiz hep yapıyordu, mesela yatsı namazı kılıyorlardı. Yatsı namazı, insanın, Tanrı’yla, inanç dünyasıyla baş başa kalması, bu da detoks. İnandığınız, güvendiğiniz kendinizi huzur içinde hissettiğiniz yer neresiyle, arınmak için oraya gidin.
Gelelim bağırsak detoksuna...
- 1900’lu yılların başında Almanya’da çıktı. Fakat sonra dönemin doktorları gelişen bilimle, bu uygulamanın ciddi bir ‘retoks’ olduğunu anladı ve tıbbı tedavi olarak yasaklanmasını gündeme getirdi.
Peki bu bağırsak detoksunda tam ne yapılıyor?
- Bildiğimiz lavman. Bir insanı alıyorsunuz, içine bağırsağını uyaran bir madde koyuyorsunuz, sabun veya hintyağı olabilir, makattan o sıvıya karıştırılmış bağırsak uyarıcısını veriyorsunuz, o kişinin bağırsağına gönderiyorsunuz. Şiddetli bir ishal başlıyor, kalın bağırsakta ne var ne yok dışarı çıkıyor.
Kişi rahatlıyor mu?
- Tam tersine çok büyük problemler çıkıyor. Bu işin taraftarları, daha doğrusu bu işi pazarlayanlar diyorlar ki, “Arkadaş, senin bağırsaklarında kalıntılar, artıklar var. Bu artıklarından üreyen toksinler kanına karışıyor, yorgunluğunu da, baş ağrının da, şişkinliğini de, vücudundaki ödemin de, gazının da sebebi bu. Gel bunları atalım bu toksinlerden kurtul, kuş gibi hafifle...”
Ama...
- Ama bunu yaparken bağırsağın içinde bizim çok yaşamsal olan bakterilerin tamamını da dışarı atıyorlar. Yaklaşık bir buçuk kilo bakteri var vücudumuzda. 70 kilo bir insan bir buçuk kilo bakteri taşıyor. Vücudumuzda, toplam bir trilyon hücre var, bağırsak boşluğunda iki-iki buçuk triyon bakteri bulunuyor, yani vücudumuzdaki hücrelerden fazla. Aslına bakarsınız, hayatımızı onlara borçluyuz. Gıdalarımıza ortak oluyorlar ama aynı zamanda bizim için B 12 vitamini temin ediyorlar. Bağışıklık cisimcikleri üretiyor, toksin bariyeri oluşturuyor, kanserojen maddelerin vücuda girmesini engelliyor ve kansere karşı direncimizi güçlendiriyorlar...
Ne yani bağırsak detoksu yaptırınca immün sistemimiz mi çöküyor? Şişkinlikten kurtulmak için yaptığımız şey hayatımıza mal olabilir yani...
- Aynen. Burada temel sorun, bu detoks türünün bağışıklık sistemini çökme noktasına getirmesi.
Yaptıran hastalarınız oldu mu? Ne tür problemleri oldu?
- Israrla “Yaptırma!” dememe rağmen, çok yakın bir dostum üst üste bir yılda iki kere yaptırdı, birincisinde 60 yaşında apandist ameliyatı olmak zorunda kaldı, immün sistemi çöktü. İkincisinde de iki hafta sonra zatürre oldu. Bunun bağışıklık sistemi üstünde kısa vadede, mikroplara karşı direnci azalttığı kesin. Orta ve uzun vadede bana göre kansere karşı direnci azalttığı için zararlı.
Çok fenaymış...
- Evet, bir de uygulama esnasında bağırsağı patlayan insanlar biliyorum. Hanımefendiyi ancak ameliyatla kurtarabildiler.
Türkiye’de çok yaygın yapılıyor mu?
- İstanbul’da işin suyu çıkmış durumda. Ayaküstü uygulayan merkezler var. İnsanlara, “Al bu bağırsak yıkama seti, git evinde yap” diyenler bile var. Daha fecisi, birileri eczaneler aracılığıyla bağırsak lavman kitleri satıyor!
Alıyorsun evde mi yapıyorsun?
- Maalesef!
Bu kadar tehlikeliyse Sağlık Bakanlığı nasıl oluyor da izin veriyor?
- Bakanlığın haberdar olduğunu bile sanmıyorum. Peygamber efendimiz şöyle yaparmış, böyle yaparmış diye örnek verip, malını sattıranlar bile var. Benim hekim olarak görevim insanları uyarmak, bu iş zararlı, yapmayın, sosyetikseniz de, halktansanız da yapmayın. Bağırsakları yıkamak, temizlemek iyi değil, bağırsak detoksunun faydası yok, zararı var. Bağışıklık sisteminizi çökertirsiniz, bağırsağınızı delersiniz. Kanser olursunuz. Sık sık iltihabi hastalıklara yakalanırsınız.
Kimlerin hiçbir şekilde yaptırmaması gerekiyor?
- Mesela hamilelerin...
Hangi hamile gider de bağırsak detoksu yaptırır ki?
- Yaptıran var biliyorum, onun için söylüyorum, bu detoks türünü hamilelere iyi gelir diye pazarlayanlar dahi var. Geçmişinde kanser hikâyesi olanlar mesela... Bu işlerden uzak durmaları gerekiyor. Tiroid bezi tembelliği olanların, bağırsaklarında keselenmeler olanların, kolit şeker hastalarının ve tansiyon hastalarının yaptırmaları tıbben doğru değil.
Kaynak: Ayşe Arman'ın Prof Dr. Osman Müftüoğlu ile yaptığı röportaj.