Antibiyotik kullanımının bağırsaklarda yaşayan yararlı bakterilerin sayısının azalmasına, yararlı ve zararlı bakteriler arasındaki dengenin değişmesine yol açabileceğinin altını çizen Sabri Ülker Vakfı, bu noktada doğru beslenmenin son derece önemli olduğunu hatırlattı ve antibiyotik kullanırken beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin önemli bilgiler paylaştı.
Her tür soğuk algınlığı durumunda hekime danışılmadan antibiyotik kullanmak sıkça yapılan hatalardan biri. Gereksiz antibiyotik kullanımı sağlığı olumsuz etkiliyor ve antibiyotik direncine yol açıyor. Bu nedenle antibiyotiklerin mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerekiyor.
Herhangi bir bakteriyel enfeksiyonu önlemek için kullanılan antibiyotikler, bağırsaklarda yaşayan diğer bakterilerin de sağ kalımlarını etkileyebiliyor. Antibiyotik kullanımı böyle bir durum neden olduğunda genellikle mide bulantısı, ishal, iştah kaybı gibi gastrointestinal belirtiler ortaya çıkabiliyor.
Antibiyotik kullanırken yan etkilerin azaltılması ve antibiyotik tedavisi sonrası bağırsaklardaki bakteri dengesinin geri kazanılması son derece önemli. Antibiyotik kullanımı sırasında yeterli ve dengeli beslenmek yan etkileri önlemeye ve iyileşme sürecinin hızlanmasına yardımcı oluyor.
Antibiyotik kullanımı sırasında ve sonraki dönemde özellikle probiyotik ve prebiyotikler, K vitamini, posa ve liften zengin besinlerin tüketimi büyük önem taşıyor.
Şimdi bu besinleri ayrı ayrı inceleyelim.
Probiyotik ve prebiyotikler: Antibiyotik kullanımının bir sonucu olarak bağırsaklardaki yararlı bakterilerinin sayısı azaldığı için zararlı organizmalar çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle antibiyotik kullanımı söz konusu olduğunda, probiyotik besinlerin de tüketilmesi öneriliyor.
Probiyotik bakterilerden laktik asit bakterilerini içeren yoğurt, peynir, kefir, tarhana ve turşu gibi fermente besin tüketimi, antibiyotik kullanımı sonrası değişen bakteri dengesinin yeniden kazanılması ve yan etkilerin azaltılmasında etkili olabiliyor.
Prebiyotikler bağırsaklardaki probiyotiklerin besinidir ve sindirilmeyen besin bileşenleridir. Dolayısıyla bağırsaklarda canlı bakterilerin sağlık etkilerinden faydalanabilmek için beslenmede prebiyotik besin kaynaklarına da yer verilmesi gerekiyor. Hindiba, enginar, yulaf, soğan, muz ve kuşkonmaz gibi prebiyotik besinler, probiyotik besinlerle birlikte tüketildiğinde antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsaklardaki dengeyi geri kazanmaya yardımcı olabiliyor.
K vitamini:
Bazı bağırsak bakterileri vücutta kanın pıhtılaşmasında görev alan K vitaminini üretir. Antibiyotik kullanımı bağırsaktaki bakteri dengesini bozduğu için uzun süreli antibiyotik kullanımlarında K vitamini eksikliği de görülebiliyor. Antibiyotik kullanımında ve sonraki dönemde iyi bir K vitamini kaynağı olan koyu yeşil yapraklı sebzelerden zengin besinler tüketilmesi faydalı oluyor.
Posa/Lif:
Posadan zengin besinler antibiyotiklerin vücutta kullanımını etkileyebiliyor. Besin öğesi-ilaç etkileşimi olmaması için antibiyotik aldıktan hemen sonra meyve ve sebzeler gibi posa içeriği yüksek besinlerin tercih edilmemesi öneriliyor.
Ancak antibiyotik tedavisi tamamladıktan sonra, posa ve liften zengin beslenmek yararlı bakterileri geri kazanmaya ve sindirim sistemini desteklemeye yardımcı oluyor.
İlgili haberlerimiz:
Soğuk algınlığıyla savaşan 7 yiyecek
Kışla beraber soğuk algınlığı şikayetleri de artmaya başlıyor. Bu yiyecekler soğuk algınlığıyla savaşıyor ve semptomları azaltıyor.
Reçete gerektirmeyen 5 doğal antibiyotik
Bu besinler hiçbir yan etki yapmadan doğal antibiyotik görevi görüyor, mantar ve enfeksiyonlarla savaşıyor. 5 doğal antibiyotiği Pudra.com yazdı.
Antibiyotikler gerçekten yararlı mı?
Antibiyotik ilaçların yararları ve zararları nelerdir? Antibiyotik kullanırken nelere dikkat etmek gerekir? Dr. Deniz Hızlıbacak yanıtlıyor.