"Genetik yapımıza uygunluk açısından balığın diğer hayvansal protein kaynaklarına göre ayrıcalıklı bir yeri var" diyen Dr. Kınıkoğlu, balık yemenin neden faydalı olduğunu şöyle anlatıyor:
"Hayat, suyun yanında başladı ve milyonlarca yıl suyun yanında devam etti. Bizim ne develer gibi günlerce susuz kalabilme ne de çöl antilopları gibi suyu bitkilerden alma becerimiz var. Nehir ve göl gibi su kaynakları civarlarında yaşamak zorunda kalan atalarımız,
başta balık olmak üzere, yengeç, salyangoz ve kabuklu su hayvanlarıyla beslendiler.
Arkeolojik bulgular da atalarımızın bol miktarda balık ve su ürünleri tükettiğini gösteriyor. 10 bin-40 bin yılları arasında yaşamış olan Cro-Magnon’ların konaklama yerlerinde kemikten yapılmış olta kancaları bulundu. Genetik yapımıza uygunluk açısından balığın diğer hayvansal protein kaynaklarına göre ayrıcalıklı bir yeri vardır.
Çalışmalar balığın son derece yararlı bir besin maddesi olduğunu gösteriyor. Birkaçını özetleyelim:
Kadınlarda yapılan bir araştırma, haftada en az iki gün balık yiyenlerin koroner kalp hastalığı riskinin %30 azaldığı, (Gotshall, 2000); bir başka çalışmada da haftada bir balık yiyenlerle ayda birden az balık yiyenler kıyaslanmış ve her hafta balık yiyenlerde kalp krizi riskinin %50 azaldığı görüldü.
DART çalışması, enfarktüs geçirdikten sonra balık yiyen erkeklerde plasebo grubuna kıyasla ölüm oranında %29 azalma olduğu tespit edilmişti (Miller, 1945).
Balık neden faydalı?
- Balığın pek çok faydası vardır ama en önemlisi omega-3 yağ asitleridir (EPA ve DHEA).
- Balık, A ve D vitamini açısından zengindir.
- Balıkta başta çinko, selenyum, iyot olmak üzere pek çok mineral vardır.
Balıktan bahsederken denizlerde serbest olarak yaşayan, sağlığımız için yararlı 'deniz balığı' ile kafeslerde üretilen 'çiftlik balıklarını' birbirinden ayırmamız gerekiyor. Denizde serbest yaşayan balıklar, omega-3'ü deniz tabanındaki yosunları yiyerek alır. Kafeslerde tutulan çiftlik balıklarının (yosun yemedikleri, mısır bazlı suni yemlerle beslendikleri için) omega-3 seviyesi düşük, doymuş yağ, omega-6 ve arachidonic acid (AA) miktarları yüksektir. Arachidonic acid’in fazla miktarlarda alınması, enflamasyonu kamçılayarak hızlı yaşlanmaya neden olur.
Çiftlik somon balığının bir porsiyonunda 1.300 mg arachidonic acid vardır ki, bu miktar bir günde almanız gereken maksimum değerin yaklaşık on katıdır. Buna karşılık, doğal sularda yetişen ve deniz yosunuyla beslenen "chinook somonu"nun 110 gramında yalnızca
175 mg AA vardır.
Yılda birkaç kere çiflik balığı yemekle bir şey olmaz ama her hafta çiftlik balığı yemek sağlığınız için iyi sonuçlar vermez. Özellikle kalp damar hastalığı olanların, kalp krizi geçirenlerin, alerjik yapısı olanların, astım hastalarının, artrit hastalarının ve felç geçirenlerin çiftlik balığı yerken dikkatli olmaları gerekir.
Bütün dünyada, ucuz olması ve kokusunun hafif olması nedeniyle en çok üretimi yapılan çiftlik balığı çupra, ikincisi de somon balığıdır. Çupranın zararlı arachidonic acid seviyesi daha yüksektir.
Bazı hastalarım, "Doktor Bey, madem bu kadar faydalı o zaman her gün balık yiyelim" diyorlar. Onlara bunun da doğru olmayacağını söylüyorum. Denizlerimizdeki kirlilik, balıklarımızın ağır metallerle (civa, bakır) zehirlenmesine neden oluyor. Fazla miktarda balık tüketmek, ağır metal riskini artırır. Amerikan Tıp Birliği, balığın yararlarının kirlilik nedeniyle maruz kalacağımız zararın üzerinde olduğunu vurgulayarak haftada iki kez balık yenmesini öneriyor.
Ton balığı, köpek balığı, kılıç balığı, levrek gibi büyük balıklar, küçük balıkları yedikleri için daha çok civa içerirler. Bu balıkları yemekten kaçının. Civa dışında ikinci bir toksik madde dioxin’dir. Pişirmeden önce ya da sonra, balığın derisini soyarak dioxin’den kurtulabilirsiniz. Çocukların ve hamile kadınların haftada birden fazla balık yemeleri doğru değildir."