Su
Her şeyin başında en temel ihtiyacımız olan su, bazılarımızın atladığı, bazılarımızın ise yerini başka sıvılar tüketerek doldurmaya çalıştığı ancak aslında yeri doldurulamayacak bir şifa kaynağıdır. Yaşamsal fonksiyonlara etkisinin dışında su, yorgunluğu alır ve kasları rahatlatır. Vücut ısısını normal seviyede tutar, böbrek taşını önler ve cildi güzelleştirir. Günde en azından 5 bardaktan fazla su içmek gerekir.
Çay
Bedenin tüm uzuvlarında kan dolaşımını kolaylaştırır ve uyanık kalmayı sağlar. Yorgunluk ve depresyonla savaşan çay, aynı zamanda cildi de temizler. Gözleri parlaklaştırıp, vücudun direncini arttırır. Metabolizmayı yeniler. Alkol, nikotin ve yağın vücudumuzdan atılmasını çabuklaştırır. Papatya, nane ve adaçayları mide, göğüs ve boğaz ağrıları ile öksürüğe iyi gelirken, yeşil çayda bol miktarda C vitamini vardır. Ayrıca, A, B ve B1 - 2 - 3 vitaminlerini de içerir.
Zeytinyağı
Kalp sağlığı açısından en önemli besinlerden biri olan zeytinyağı, kandaki “kötü kolesterol” miktarını kontrol ederek damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda tansiyonun kontrol altında tutulmasında da önemli bir rol üstlenir. Yağların içinde en kolay hazmedilenidir ve midede kısa bir süre kaldıktan sonra bağırsaklarda sindirilir. Buna ek olarak zeytinyağı, sindirim için vazgeçilmez olan salgıları da olumlu yönde etkiler. Zeytinyağı ayrıca, kan şekerinin kontrol edilmesine de katkıda bulunur.
Çikolata
Çikolata vücudumuzdaki dopamin (herhangi bir şeyi yapabilmemiz için bize motivasyon sağlayan madde) salımını arttırır; atardamarların sağlıklı ve genç kalmasını destekleyen flavonoid maddesini dengeler. Bu arada bir çikolatayı, gerçek anlamda bir çikolata olarak adlandırabilmek için içeriğinde en az %70 oranında kakao bulunmalıdır.
Balık
Omega 3 yağ asitleri, atardamarların temizlenmesinde muazzam bir öneme sahiptir. Günlük olarak alınan Omega 3, konsantrasyon düzeyini geliştirir, öğrenmeyi kolaylaştırır ve genel anlamda beynin sağlıklı bir gelişim sergilemesinde tartışmasız olarak pek çok fayda sağlar. Ayrıca, Omega 3 yağ asitleri, menopoz sonrası göğüs kanserine karşı korunmaya da yardımcı olmaktadır.
Kabuklu Yemişler
Fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu yemişler doymamış yağ içerirler. Bu yağlar, atardamarları temizlerken, aynı zamanda da ruh haline etki eden serotonin salgılamalarına da olumlu etkide bulunur. Günlük kullanımda yaklaşık 30 gram yeterli bir ölçüdür. 30 gramlık bir ölçek ise aşağı yukarı 12 ceviz ve 24 adet bademe eşdeğerdir.
Süt
Tüm memelilerin ilk ve yegane besini olan sütün yararları saymakla bitmez. İçeriğindeki kalsiyum ile kemik erimesini önlerken, mikrobik enfeksiyonlara karşı da etkilidir. Sindirim sistemini düzene sokarken bir yandan da beyin için enerji kaynağı olur. Diş çürüklerinin önüne geçmek ve ülseri önlemek de sütün diğer marifetlerindendir.
Sarımsak
Yendikten sonra rahatsız edici bir koku oluştursa da unutmamalıyız ki, gücünden yararlanabilmek için büyük miktarlarda tüketmek gerekmez. Beklenen etki, gün boyunca 3-4 diş sarımsak yenerek sağlanabilir. Önemli olan, aşırıya kaçmamak şartıyla kullanımdaki sürekliliktir. Kronik bronşit, sindirim problemleri, romatizma, kas ve organ ağrıları ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklarda önceliklidir.
Yumurta
Protein ve vitamin kaynağı yumurtada, organizmamızın kendi başına üretemediği bütün proteinlerin üretimi için gerekli aminoasitler bulunur. Ayrıca A, D ve B vitaminlerini yüksek miktarda içerirken, fosfor, demir, kalsiyum ve kükürt gibi mineralleri de sağlar. Bunun yanı sıra en az havuç kadar gözlere yararlıdır. Yumurtanın sarısında bulunan pigmentler göz dokularında depolanmakta ve serbest radikallerin yarattığı yaşlanma etkilerini de azaltmaktadır.
Brokoli
A, E ve C vitaminlerini içeren brokoli aynı zamanda antibiyotik özelliğe sahiptir. Bağışıklık sistemimizi de güçlendiren brokoli; meme, prostat, bağırsak ve idrar kesesi kanserlerine karşı güçlü bir koruyucudur.
Enginar
Yazın habercisi olarak kabul edilen enginarın içindeki ''ciarin'' adlı madde nedeniyle karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur. Mineral bolluğu bakımından en zengin sebze olan enginar, her derde deva olarak kabul edilir. Aynı zamanda karaciğerin en iyi dostu olarak da bilinir.
Meyve
Hepimizin bildiği üzere meyvelerin her biri kendi içerisinde bir şifa kaynağıdır. İncir, bağırsakları çalıştırıp, enerji verirken; elma, böbreklerin temizlenmesinde; kayısı kan yapımında; muz ise kalp ve kas sisteminde çalışan vefakar işçilerdir. Vişne, mineral ve vitamin deposu olarak dikkat çekerken; mandalina enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Bu nedenle günlük beslenme programımız içerisinde meyve bulundurmayı unutmamalı ve bu besinin sağlığımız üzerindeki önemini hiç bir zaman atlamamalıyız.
Nane
İdrar söktürücü özelliğe sahiptir. İçerdiği mentol, midenin normal işlevini görmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Sabahları mide bulantısını keser. Nane çayı, baş ağrısı, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir. Ancak nane çayının aç karnına değil, tok karnına içilmesi tavsiye edilir.
Acı pul biber
Portakaldan 3 kat daha fazla oranda C vitamini içerir. Capsantin adlı kimyasal madde zona hastalığının neden olduğu ağrıları dindirmek için yapılan kremlerde kullanılır.
Ispanak
İçerisinde antioksidan özelliği taşıyan ve A vitaminine dönüşen betakaroten içerir. Sağlıklı gözler için birebirdir. Katarakt ve diğer göz tabakalarının bozulmasına karşı lutein maddesi de içerir. Pişirdikten sonra hemen tüketilmesi gereklidir çünkü bekletildiğinde içindeki yararlı maddeler toksik maddelere dönüşebilir.