Bilimsel olarak Cinnamomum olarak bilinen ağaçların iç kabuğundan yapılan bir baharat olan tarçının iki ana türü var.
1. Seylan tarçın: "Gerçek" tarçın olarak da bilinir
2. Cassia tarçın: Günümüzde daha yaygın olan ve insanların genellikle "tarçın" olarak adlandırdıkları tür.
Tarçın, tarçın ağaçlarının gövdeleri kesilerek yapılır. Daha sonra iç kabuk ve ardından odunsu kısımlar çıkarılır. Kuruduğunda, kıvrılan, tarçın çubukları adı verilen rulolar oluşturur. Bu çubuklar tarçın tozu oluşturmak için öğütülebilir. Tarçının kokusu ve tadı, bileşik sinnemaldehit oranı çok yüksek olan yağlı kısmından kaynaklanmaktadır. Bilim insanları, cinnamonun sağlık ve metabolizma üzerindeki güçlü etkilerin çoğundan sorumlu olduğuna inanmaktadır.
Şimdi gelelim tarçının en önemli faydalarına...
1. İçerdiği maddeler sayesinde güçlü tıbbi özelliklere sahip
Bilim insanları, cinnamonun sağlık ve metabolizma üzerindeki güçlü etkilerin çoğundan sorumlu olduğuna inanmaktadır.
2. Yüksek oranda antioksidan içerir.
Antioksidanlar, vücudunuzu serbest radikallerin neden olduğu oksidatif hasardan korur. Tarçın, polifenoller gibi güçlü antioksidanlarla yüklüdür.Yapılan bir araştırmaya göre 26 baharatın antioksidan aktivitesi karşılaştırılmış tarçın net kazanan olmuş hatta sarımsak ve kekik gibi "süper gıdaları" geride bırakmıştır. Hatta o kadar güçlüdür ki, tarçın doğal bir gıda koruyucu olarak kullanılabilir.
3. Antienflamatuar (iltihaplarla savaşan) özelliğe sahiptir.
Enflamasyon (yangı veya iltihaplanma) inanılmaz derecede önemlidir. Vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmasına ve doku hasarını onarmasına yardımcı olur. Bununla birlikte, iltihap kronik olduğunda sorun olabilir.Tarçın bu konuda faydalı olabilir. Çalışmalar bu baharat ve antioksidanlarının güçlü bir antienflamatuar özelliğe sahip olduğunu göstermektedir.
4. Kalp hastalığı riskini azaltır.
Tarçın, dünyanın en yaygın erken ölüm nedeni olan kalp hastalığı riskini azaltabilir. Tip 2 diyabetli insanlarda, günde 1 gram veya yaklaşık yarım çay kaşığı tarçın, kan belirteçleri üzerinde faydalı etkilere sahip olduğu gösterilmiştir. Total kolesterol, “kötü” LDL kolesterol ve trigliserit düzeylerini azaltırken, “iyi” HDL kolesterol sabit kalmaktadır.Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, günde sadece 120 mg tarçın dozunun bu etkileri olabileceği sonucuna varmıştır. Bu çalışmada, tarçın da “iyi” HDL kolesterol seviyelerini arttırmıştır. Hayvan çalışmalarında ise tarçın kan basıncını düşürdüğü gösterilmiştir. Birleştirildiğinde, tüm bu faktörler kalp hastalığı riskinizi büyük ölçüde azaltabilir.
5. Dokuların insüline duyarlılığını artırır.
İnsülin, metabolizmayı ve enerji kullanımını düzenleyen kilit hormonlardan biridir. Kan şekerini kan dolaşımınızdan hücrelerinize taşımak için de önemlidir. Sorun, birçok insanın insülinin etkilerine karşı dirençli olmasıdır. Bu, insülin direnci, metabolik sendrom ve tip 2 diyabet gibi ciddi durumların bir işareti olarak bilinir. Tarçın bu önemli hormonun işini yapmasına yardımcı olarak insülin direncini önemli ölçüde azaltabilir. İnsülin duyarlılığını artırarak, tarçın sonraki bölümde anlatıldığı gibi kan şekeri seviyesini düşürebilir.
6. Kan şekeri düzeylerini düşürür; güçlü bir anti-diyabetik etkisi vardır.
Tarçın, kan şekeri düşürücü özellikleri ile bilinir. İnsülin direnci üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra, tarçın kan şekerini diğer birçok mekanizma ile azaltabilir. İlk olarak, tarçının yemekten sonra kan dolaşımınıza girerek glikoz miktarını azalttığı gösterilmiştir. Bunu, sindirim sisteminizdeki karbonhidratların parçalanmasını yavaşlatan çok sayıda sindirim enzimini engelleyerek yapar. İkinci olarak, tarçının içindeki bir bileşik, insülini taklit ederek hücreler üzerinde etkili olabilir. Bu, insülinin kendisinden çok daha yavaş davranmasına rağmen, hücreleriniz tarafından glikoz alımını büyük ölçüde arttırır.
7. Tarçın, nörodejeneratif hastalıklar üzerine faydalı etkilere sahiptir.
Nörodejeneratif hastalıklar, beyin hücrelerinin yapısının veya fonksiyonunun ilerlemeli kaybı ile karakterize edilir. Tarçında bulunan iki bileşiğin, beyinde tau adı verilen ve Alzheimer hastalığının işaretlerinden biri olan bir protein birikimini engellediği görülmektedir. Tarçının hayvan çalışmalarında Alzheimer ve Parkinson hastalığına yönelik çeşitli gelişmelere yol açtığı gösterilmiştir. Ancak, insan araştırmaları henüz eksiktir.
8. Kansere karşı koruyucudur.
Tarçın, kanser önleme ve tedavisinde potansiyel kullanımı için yaygın olarak çalışılmıştır. Genel olarak, kanıtlar tarçın ekstrelerinin kansere karşı koruma sağlayabileceğini gösteren tüp ve hayvan çalışmaları ile sınırlıdır. Kanser hücrelerinin büyümesini ve tümörlerde kan damarı oluşumunu azaltarak etki gösterir ve kanser hücrelerine toksik gibi gözükerek hücre ölümüne neden olur. Hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, tarçın, kolondaki detoksifiye edici enzimlerin güçlü bir aktivatörü olduğunu ortaya koydu, bu da kanser gelişimine karşı koruyucu olmuştur. Bu bulgular, tarçının insan kolon hücrelerinde koruyucu antioksidan tepkileri harekete geçirdiğini gösteren deneylerle de desteklenmiştir.
9. Bakteriyel ve mantar enfeksiyonlarıyla mücadeleye yardımcı olur.
Tarçın ana aktif bileşenlerinden biri olan Cinnamaldehyde, çeşitli enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olabilir. Cinnamaldehyde, enfeksiyonları azaltabilen ve diş çürüğü ve ağız kokusuyla mücadeleye yardımcı olabilecek antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahiptir.
10. HIV virüsüyle mücadeleye yardımcı olur.
HIV, bağışıklık sisteminizi yavaşça parçalayan ve tedavi edilmediğinde sonunda AIDS'e yol açabilecek bir virüstür. Cassia çeşitlerinden elde edilen tarçın, HIV virüsünün insanlarda en yaygın türü olan HIV-1'e karşı savaşmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Tarçın sağlık için yararları olabilmektedir, ancak Cassia, kumarin içeriği nedeniyle büyük dozlarda sorunlara neden olabilir. Seylan ("gerçek" tarçın) bu konuda çok daha iyidir ve çalışmalar kumarin açısından Cassia çeşidinden daha düşük olduğunu göstermektedir.