Sağlığımızı garantiye almak için başvurduğumuz yöntemlerden biri de ‘Her gün bir vitamin tableti yutmak' oldu. Sağlığın garantisinin küçücük bir hapta saklı olduğunu düşünmek ve her gün avuç dolusu hap yutup gün boyu zımba gibi olmak iyi bir fikir ama bu fikrin geçerliliği konusunda tıp dünyasında hâlâ ortak bir fikir yok! Vitamin, mineral ve besin desteklerini kullanmayı doğru bulanlar da var, karşısında olanlar da.
Ben kendime her iki fikrin ortasında bir yer arıyorum. Ne iflah olmaz bir vitamin düşmanı ne de bu hapları rastgele kullanmanın taraftarıyım. Vitamin, mineral ve besin desteklerini doğru zamanlarda, doğru dozlarda, doğru kombinasyonlarla ve ihtiyacınız olduğunda kullanırsanız kârlı bile çıkabilirsiniz. Ama bu işi arkadaş, komşu tavsiyesi, internet reklamı, kulaktan dolma bilgilerle yapmaya kalkarsanız yalnız paranızı ve zamanınızı değil sağlığınızı bile kaybedersiniz.
Vitamin kullanımının doğrusu ne?
Bu işin püf noktası şu: Düzenli, dengeli beslenen, herhangi bir sağlık sorunu olmayan biriyseniz bu istisnai durumlar dışında vitamin, mineral ya da besin desteklerine pek ihtiyacınızın olmadığı anlamına da gelmektedir. Bu maddelerin neredeyse tamamı yiyecek ve içeceklerde zaten var. Bir kısmını da bağırsaklarınız (K vitamini, D vitamini) veya cildiniz (D vitamini) zaten üretiyor. Kısacası herhangi bir beslenme sorununuz, özel sağlık riskiniz ya da bir hastalığınız yoksa ekstra vitamin yutmak çoğu zaman gereksiz bir harcamadan başka anlam ifade etmiyor.
Vitamine karşı doktorlar
Doktorların üzerinde anlaşamadıkları, fikir birliği gösteremedikleri esas konu, bu desteklerin her isteyene tavsiye edilip edilmeyeceği. Bazı doktorlar bu desteklerin hiçbir işe yaramadığını düşünürken bazıları da bunlar olmadan olmaz diye tutturuyor. Birinci gruptakiler daha ziyade tutucu yaklaşım gösteren doktorlar. Onlara göre bu destekleri koruyucu olarak kullanmak için elde yeteri kadar bilimsel kanıt yok.
Vitamin taraftarı doktorlar
İkinci gruptakilerse tam tersini savunuyor. Yani tam da öbür ustalar, “Bırakınız yapsınlar” diye düşünen bu doktorlar son derece hoşgörülüler. Onlar bu destekleri düzenli olarak kullanmak, her gün bir multivitamin hapı almakta yarar var diye düşünüyorlar. Onlara göre ne kadar dikkatli beslenirsek beslenelim bir şekilde vitamin açığımız söz konusu.
Ne yapmalı?
Her iki tarafın da haklı ve haksız olduğu noktalar var. Herkesin her zaman, her yaşta kendi aklına ya da duyduklarına veya okuduklarına inanarak vitamin mineral desteği alması gerekmiyor. Ama öyle zamanlar olabiliyor ki, vücut bu desteklere geçici ya da sürekli ihtiyaç duyar hale gelebiliyor.
Örnek 1: Anne adayıysanız
Bazı kişilerin gerçekten de vitamine ve minerallere ihtiyacı olabiliyor. Mesela hamileliğe hazırlanan bir anne adayının günde 400 mikrogram civarında folik asit desteği kullanması lazım. Çünkü yetersiz folik asit doğacak çocukta bazı nörolojik kusurların oluşma ihtimali var. Nöral tüp bozuklukları olarak adlandırılan bu kusurları önlemenin yolu anneye hamilelik öncesinde yeteri kadar folik asit
(bir B vitaminidir) kazandırmaktan geçiyor. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 300 bin bebeğin nöral tüp bozukluklarıyla dünyaya geldiği göz önüne alınırsa anlatmak istediğim şey daha kolay anlaşılacaktır. Gelişmiş ülkelerin çoğunda uygulanmaya başlayan bu yaklaşımın sakatlıkların sayısını önemli ölçüde azalttığı biliniyor.
Örnek 2: Menopozdaysanız
Menopoz dönemi kadınların kalsiyum desteğine ihtiyacı var. Menopoz döneminde olan kadınların günlük kalsiyum ihtiyaçları 1000-1200 miligram civarına ulaşıyor. Elimizdeki verilerse farklı ülkelerde, farklı rakamlar bulunsa da beslenmeyle bu ihtiyacı karşılamanın pek mümkün olmadığını gösteriyor. Özellikle kemik kırılganlığı problemi olan kadınlara bilhassa ilerlemiş yaşlarda kalsiyum desteği vermenin doğru olduğu kabul ediliyor. Tabii burada da ölçü çok önemli. Kalsiyum, C vitamini gibi fazlası atılan bir madde değil. Fazla kalsiyum zararlı. Kalsiyum fazlasının kadınlarda yumurtalık, erkeklerde prostat kanseriyle bağlantısı olabileceğini gösteren bulgular var.
Örnek 3: Vejetaryenseniz
Ciddi düzeyde vejetaryen beslenen bir genç kıza veya hanıma çinko, B12 hatta demiri destek olarak vermek gerekebiliyor. Şu veya bu
nedenle yeteri kadar güneşlenemeyen birine de D vitamini takviyesi yapmak zorunlu bir tıbbi yaklaşım.
Örnek 4: Avitaminözler
Vitamin ve minerallerin destek olarak değil adeta birer ilaç gibi kullanmanız gereken durumlar da olabiliyor ki bunların çoğu söz konusu vitamin ve minerallerin ciddi eksikliğine veya tümüyle yokluğuna bağlı hastalıklar. Bunlara ‘avitaminöz halleri' de deniyor. Örneğin B vitamini eksikliğine bağlı pellegra ve beriberiyi, C vitamini eksikliğine bağlı iskorbüt ve D vitamini eksikliğine bağlı raşitizmi bu vitaminleri ilaç gibi kullanarak tedavi etmekten başka bir çözüm söz konusu değil.