"Sorularıma öncelikle "neden bu kadar sık hasta oluyoruz?" diye başlamak istiyorum. Kış aylarında elbette daha fazla mikropla, virüsle karşı karşıyayız ancak Covid-19 pandemisi süresince bir süredir uykuda olan virüsler, enfeksiyon kaynakları hayatımıza çok hızlı bir giriş yaptı. Bu da bizi ciddi anlamda sarstı. Okulların açılmasıyla çocuklu aileler perişan olmuş durumda. Çünkü okul çağındaki çocuklar aracılığıyla dolaşıma giren virüsler haneleri de etkiliyor. Bu da gerçek bir salgın durumuna yol açıyor.
Dr. Ümit Aktaş: Toksik bir dünyada yaşıyoruz. Soluduğumuz hava, denizlerimiz, tarım topraklarımız toksik maddelerle kirlenmiş durumda. Aslında vücudumuz bunlarla başa çıkabilir. Mükemmel detoks mekanizmalarına, toksinleri bertaraf eden güçlü moleküllere sahibiz. Ancak bu güç ancak biz doğru beslendiğimizde ortaya çıkabilir. Bağışıklık sistemini, vücudumuzun kendi kendini iyileştirme gücünü destekleyen besinler tüketmek yerine biz ne yapıyoruz? İçi kimyasallarla, katkı maddeleriyle dolu, kanser yaptığı, kalp krizine zemin hazırladığı kanıtlanmış toksik maddelerle dolu yiyecekler tüketiyoruz. Neden bu kadar çok hastalanıyoruz sorusunun cevabı sofranızda!
Peki sağlıklı yaşamın öznesi nedir?
Dr. Aktaş: Kesinlikle beslenme! Besinleri en doğal halleriyle, doğanın ritmini göz önüne alarak, yani mevsiminde tükettiğinizde sağlıklı olmak adına güçlü bir temel inşa etmiş olursunuz.
YAĞSIZ DİYETLERDEN UZAK DURUN!
Beslenmede hangi küçük değişiklikler daha zinde olmamızı sağlar?
Dr: Aktaş: Daha çok yağ tüketmeniz gerekiyor. Yağsız diyetler sizi halsiz kılar, bitkin bırakır. Soğuk sıkım zeytinyağı, tereyağı, ceviz, fındık ve badem gibi yağlı tohumlarda bulunan omega-3’ler gibi sağlıklı yağlar tükettiğinizde enerjiniz artar. Pizza, makarna, buğday ekmeği gibi karbonhidratlardan uzak durmak da tam anlamıyla bir enerji dopingi etkisi yaratır. Bunların glisemik indeksi çok yüksektir, kan şekerinde ani fırlamalar ve ardından ani düşüşler yaratarak enerjinizden çalar, insülin direncine zemin hazırlar. Basit karbonhidratları birkaç gün kestiğinizde bile kendinizi çok daha zinde hissedersiniz. Omega-3 yağ asitleri ve magnezyum da enerji üretiminde önemli roller üstlenir. Bu değerli gıda maddelerinden diyetinizde bolca bulunduğundan emin olmalısınız. Listeye soğan, sarımsak, bamya ve ciğer gibi enerji santralleri mitokondrileri aktive eden besinleri eklemekte de fayda var. Zinde olmak istiyorsanız aktif bir yaşam sürmeniz gerektiğini de unutmayın. Ne kadar çok hareket ederseniz enerjiniz de o kadar artar.
BİTKİ ÇAYLARI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DESTEKLİYOR
Güne daha iyi başlamak için klasik siyah çay veya kahve yerine ne gibi çaylar içebiliriz?
Ü.A: Eğer taşikardi, yüksek tansiyon probleminiz yoksa siyah çay güne başlama için sağlıklı bir seçimdir. Şifa için mutlaka yeşil çay içmeniz gerekmiyor, siyah çayın da bu anlamda yeşil çaydan aşağı kalır yanı yoktur. Sağlığı destekleyen, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklarla savaşan kuşburnu çayı, kekik çayı (Thymus vulgaris türü olmalı), ıhlamur çayı, zencefil çayı, zeytin yaprağı çayı da mükemmel seçenekler.
Mutluluk kürlerinin sırrı nedir?
Ü.A: İşlenmiş yiyeceklerden uzak durmak, doğru beslenmek ve sağlığınızı şifalı bitkilerle desteklemek.
Bizi halsiz, yorgun ya da sinirli yapan gıdalar var mı?
Ü.A: Kan şekerinde dalgalanmalara neden olan şekerle, katkı maddeleriyle, kimyasallarla dolu işlenmiş yiyecekler, buğday unuyla yapılmış ekmekler, pizzalar, makarnalar enerjinizden çalar, kendinizi devamlı bitkin, gergin hissetmenize neden olur.
BUĞDAY EKMEĞİ SANILDIĞI KADAR MASUM DEĞİL!
Sağlıklı olduğunu düşündüğümüz ancak artık "fıtratı ile oynanmış" gıdalar hangileri? İyisini nasıl seçeceğiz? Gerçek gıda ne anlama geliyor?
Ü.A: Nedense tam buğday ekmeği dendiğinde herkes sağlıklı bir besin tükettiğini düşünüyor. Alakası bile yok! Genetiğiyle oynanmış buğday, kan şekerini yükseltmedeki hızı, içindeki agresif gluten molekülü ile bir sağlık zararlısıdır. Soya tüketmenin sağlıklı olduğunu düşünen çok insan var. Maalesef dünyada genetiğine müdahale edilmemiş soya fasulyesi kalmadı. Uzak durun! Hazır köftelerin içinde kıymadan çok soya olduğunu da unutmayın. Mısır satın alırken yerli tohum olmasına özen gösterin. Gerçek gıda tohumuna, yapısına müdahale edilmemiş gıdadır. Mesela çiçek yağı, mısır yağı gerçek gıda değildir. Çünkü üretim aşamasında yüksek ısılara maruz kalırlar ve içlerinde toksik maddeler oluşur. Yoğurt pakete girdiğinde ve içine katkı maddeleri eklendiğinde gerçek bir besin olmaktan çıkar. Ne yapacaksınız? Evde yoğurt mayalamaya başlayacak ve ev yoğurdu tüketeceksiniz. Sebzeyi, meyveyi mevsiminde yiyecek, mümkünse yerli tohum olanları tercih edeceksiniz. Biraz emek verin, biraz araştırın, en çok da talep edin! Şirden mayasıyla üretilmiş gerçek peynir tarihe karışmak üzereyken, değeri anlaşıldı ve bugün şirden mayası kullanan üreticilerin sayısı giderek artıyor. Değişim başladı, siz talep ettikçe daha da hızlanacak.
İNSÜLİN DİRENCİ KENDİNİ ÇOK KOLAY BELLİ EDİYOR
İnsülin direnci, gizli şeker ve tip 2 diyabet günümüzün en önemli problemleri arasında. Bu sorunlar kişide nasıl belirtilerle kendini gösteriyor?
Ü.A: İnsülin direnci ve Tip 2 diyabet aşağıdaki semptomlarla kendini gösterir, siz yanlış beslenmeye devam ettikçe de giderek derinleşir.
- Kilo probleminiz var ve bu kilolar da özellikle de bel ve göbek çevresinde toplanıyor.
- Kolay kilo alıyor ama zor veriyorsunuz. Vücudunuz adeta kilo vermemek için direniyor ve kilo verseniz bile en kısa zamanda fazlasıyla geri alıyorsunuz.
- İştahınıza hâkim olamıyorsunuz. Çok sık acıkıyorsunuz, sık sık tatlı krizi yaşıyorsunuz. Canınız hep unlu, tatlı şeyler yemek istiyor. Ekmek, pilav, makarna, börek, çörek, çikolata olmadan duramıyorsunuz.
- Sabahları yataktan kalkmakta bile zorlanıyor, kendinizi hep halsiz, hep bitkin hissediyorsunuz.
- Açlığa hiç tahammülünüz yok. Bir öğün bile kaçırdığınızda bayılacak gibi oluyor ve sinirli birine dönüşüyorsunuz.
- Yemek sonrası uykunuz geliyor, televizyonun karşısında uyukluyor, sanki bayılıp kalıyorsunuz.
- Konsantrasyon probleminiz var. Sık sık unutkanlıktan şikâyet ediyorsunuz.
- Çok sık susuyor ve çok su içiyorsunuz.
- Geceleri uykunuzdan ter içinde uyanıyor ve kendinizi yine buzdolabının önünde buluyorsunuz.
- Çok sık idrara çıkıyorsunuz.
Vitamin destekleri her zaman işe yarar mı? Neye göre alacağız?
Ü.A: Öncelikle her şeyin başının doğru beslenme olduğu unutulmamalı. Vitamin takviyeleri ise diyetinizle yeterli miktarda alamadığınız, sisteminiz için elzem olan vitamin, mineral ve besin maddelerinden mahrum kalmamanızı sağlarlar. Tarım topraklarının eskisi kadar zengin olmadığını, dolayısıyla da besinlerden elzem vitaminleri, mineralleri almanın eskisine kıyasla zorlaştığı unutulmamalı. Hangi besin takviyelerini, ne kadar miktarlarda kullanmanız gerektiği doktorunuz tarafından, bazı testlerden sonra belirlenmeli. Tabii önce besin takviyelerinin önemine, hastalıkları önlemedeki etkisine inanan bir doktor bulmalısınız.
O halde 2023'te daha zinde olmak için kaçınmamız gereken beslenme alışkanlıkları nelerdir?
Ü.A: İnsülin direncine, Tip 2 diyabete zemin hazırlayan buğday ununu hayatınızdan çıkarın. Yeni yılda buğday unu yerine keten tohumu unu, nohut unu, mısır unu, karabuğday (greçka) unu gibi sağlıklı alternatiflerle hazırlanmış tarifler deneyin. İşlenmiş yiyecekleri hayatınızdan çıkarın. Endüstriyel olarak üretilmiş yiyecekler içinde pek çok zehir barındırır. Meyve suyuna renk vermek, cipslerin kahvaltılık gevreklerin çıtır olmalarını sağlamak, yoğurdun bozulmasını önlemek, yiyeceklerin raf ömrünü uzatmak için kullanılan kimyasallar kanserojendir. Mesela patatesi ele alalım. Bir haşlanmış patates yediğinizde bağırsak floranızdaki dost bakterileri besler, onların serpilmelerini çoğalmalarını sağlarsınız. Ama o patates cips olarak pakete girdiğinde ya da fast-food zincirlerinden birinin mutfağında kızarmış patatese döndüğünde toksik bir bombaya dönüşür. Sözün özü; sadece işlenmiş yiyecekleri, buğday ununu hayatınızdan çıkararak sağlığınızda büyük bir fark yaratabilirsiniz.
Son olarak, beslenmenin yanı sıra güçlü bir bağışıklık için önerileriniz ne olur?
Ü.A: Öncelikle D vitamini değerinizi ölçtürün ve gerekiyorsa D vitamini takviyesi alın. Güçlü bir bağışıklık sistemi için bu değeri 100 ng/ml’nin üstünde tutmaya özen gösterin.
- Güçlü bağışıklığın sırrı sağlıklı bir bağırsak florasındadır. Bol bol ev yoğurdu, ev turşusu gibi fermente besinler tüketin, ama bununla yetinmeyin probiyotik desteği alın. Probiyotik takviyesinden herkes fayda sağlayabilir. Enterik yani bağırsakta çözünen takviyeleri tercih edin.
- Güne küçük bir fincan soğuk sıkım erken hasat zeytinyağı içerek başlayın. Güçlü bir bağışıklık, kanserden korunmak, kalp ve beyin sağlığını desteklemek, uzun bir yaşam sürmek için mükemmel, şifa dolu bir alışkanlık!
- Hareketli bir yaşam sürün. Sadece düzenli yürüyüş yaparak, asansör yerine merdiven kullanmaya dikkat ederek bağışıklık sisteminiz diri tutabilirsiniz. Ama sakın abartmayın, egzersizin çok fazlası, ağır bir egzersiz programı bağışıklık sistemini mahveder.
Alternatif Tıp Uzmanı Dr. Ümit Aktaş'a bu aydınlatıcı röportaj için çok teşekkür ederiz.
Pudra.com okuyucularına harika bir yeni yıl diyoruz!