Yapılan birçok araştırmada %10’luk bir kilo kaybının bile kiloya bağlı hastalıkları iyileştirebildiği görülüyor. Bu kilo kaybı sırasında uygulanacak beslenme stratejileri de büyük önem taşıyor. Özellikle beslenme yetersizliği yapmayacak şekilde bir kalori kısıtlamasının uzun yaşama çalışmalarında çok etkili olduğu görülüyor. Mesela dünyanın en uzun yaşayan insanlarının (Okinowa Adası'ndaki yerliler) günümüz insanın üçte biri kadar kalori aldığı biliniyor.
Kalori kısıtlama yöntemlerinde, önerilen major besin gruplarının bir sistem halinde vücuda alınması öngörülüyor. Benim geliştirdiğim sayarak zayıflama sistemi kişinin yaşına, boyuna, kilosuna, eşlik eden hastalıklarına ve metabolizmasına göre tüm besin gruplarından ne kadar tüketmesi gerektiğini öğretiyor. Sayarak zayıflama yöntemi aslında bir kalori sayma yöntemi değil. Hangi besin grubundan ne kadar tükettiğinin farkındalığını gösteren bir sistem. Bu beslenmede kişi bütün besin gruplarından miktarı az ama çeşidi bol beslendiği için hiçbir vitamin, mineral, besin eksikliği yaşamıyor. Dünyada uzun yaşamanın sırrı olan kalori kısıtlaması yapmanın bir yöntemi olarak da sayarak zayıflama yöntemini düşünebiliriz.
Düşük kalorili ve dengeli beslenme
Kilo verme süreçlerinde her ne kadar kalori kısıtlamaları son derece gündemde olsa da bir başka nokta üzerinde de duruluyor: Mevcut alınan kalorilerin gün içindeki dağılımı ile kilo verme hızları arasındaki ilişki. Bununla ilgili İsrail’deki bir araştırma sonucu çok ilginç doğrusu. İki gruba ayrılan kilolu kadınlar 3 ay boyunca ortalama 1400 kalorilik bir diyete alınıyor. Birinci gruba toplam kalorinin %50’si sabah kahvaltıda, %36’sı öğlen yemeğinde, %14’ü akşam yemeğinde veriliyor. İkinci gruba ise toplam kalorinin %14’ü sabah, %36’sı öğlen, %50’si akşam veriliyor. Birinci grubun 3 ay sonra ortalama 10 kilogram verdiği, ikinci grubunsa sadece 5 kilogram verdiği görülüyor. Bel çevresindeki incelme birinci grupta 8.4 cm iken ikinci grupta 3.8 cm. Bütün kan değerleri birinci grupta daha iyi bir seyir gösteriyor. Özellikle kan insülin dalgalanmaları ve tokluk şekerleri birinci grupta daha iyi sonuç veriyor. Kuvvetli kahvaltı ve az akşam yemeğinin metabolik kontrol sürecini daha iyi hale getirdiği görülüyor.
Bu bağlamda düşük kalori ve sabah kahvaltısının akşam yemeğine göre daha yoğun olması, bel çevresinde daha fazla incelme yapabilir. Hem insülin direncini hem de insülin direncinin kardeşi olan kadınlardaki polikistik over sendromunun iyileşmesine daha fazla etkisi olabilir ve yumurtlama fonksiyonlarını iyileştirebilir.