Bu hafta Richard Bach'ın 'Hipnozcu' kitabını okudum. Adından da anlaşıldığı gibi hipnozla ilgili olan bu kitap, çok keyifli ve bir o kadar düşündürücüydü. Kitapta hipnozcu, Jamie Forbes'i sahnede hipnotize eder. Jamie, kendini duvarların içinde hapsolmuş hisseder ama aslında bomboş bir sahnede sadece kendi zihninin içindeki duvarlara hapsolmuştur. Sadece kendi gördüğü duvarlara... İzleyen herkes oradadır ve hiç duvar olmadığını görürler.
Hipnoz, yıllardır yanlış anlaşılmış, korkulan bir yöntem. Hep bir hipnozcunun bizi tavuğa dönüştüreceğini ve bir daha kendimize gelemeyeceğimizi sanırdık. Aslında baktığımızda her şey, dünya da bir hipnoz!
'Gerçek' dediğimiz şey, inandığımız şeydir. Her an hipnoz altındayız. Reklamlar, filmler, şiirler, şarkılar, masallar, internet, gazeteler, ilişkiler, öğütler bizi hipnotize edebiliyor. Karşımızdakini bir konuda ikna etmek aslında onu hipnotize etmekten farklı değil. Kendi kendimizi de inandığımız şeylerle oto-hipnoza sokuyoruz. Olumlu hipnozlarımız var, bir de elbette olumsuzlar...
Diyet ve kilo alma kısır döngüsü
Bu hafta bir danışanımla yaşadığım olay da bundan farklı değildi. Danışanım çok güçlü bir olumsuz hipnozun altındaydı ve iki ay olmasına rağmen bu inancını kıramaması şaşırtıcıydı. O kadar inanmıştı ki 'hayatta zevk aldığı yemekleri yiyerek kilo veremeyeceğine!'
Ona göre kilo vermek için özel yemekler yapılmalı, normalde yediği etli sarmayı yememeli, evde pişen pilavın tadına 'asla' bakmamalı ve sevmediği ama kilo vermek için katlanmak zorunda olduğu yemekleri yemeliydi. Yıllardır sevmediği yemekleri yiyerek kilo veriyor, sonra tabii ki sevdiği yemeklere dönüyor ve tekrar kilo alıyordu.
Aslında çözüm o kadar basit ki... Olumsuz önermenizi, 'sevdiğim yemekler = kilo vermek' olarak değiştirin. 'Söylemesi kolay tabii, böyle bir hipnoz altında olmayan kişi için' diyeceksiniz.
Hipnoz kabul edilen bir önermedir. 'Ben düşünüyorum ki; ben hissediyorum ki; biliyorum ki; yapabilirsin; yapıyorsun; yapamazsın; yapmalısın'... Devamlı içinde bu ifadelerin olduğu cümleler kurarız. Bu ifadeler, önermedir ve her kabul ettiğimiz önerme, kendini pekiştirir.
'Ben kilo veremem' demek bir önermedir. Bunu sık sık yinelemek ise oto-hipnozdur. Her 'ben kilo veremem' dediğinizde o önermeyi pekiştirirsiniz ve bir süre sonra bu önerme, sizin güçlü bir inancınıza dönüşür. Böylece hipnotize eder sizi!
Atalarımızın da dediği gibi 'birine kırk kere deli dersen, deli olur!' En iyisi size fayda sağlayacak olumlu önermelerde bulunmanız.
Kendinizi nasıl de-hipnotize edersiniz?
Olumsuz önermeleri atıp, yerlerine olumlu karşı önermeleri koyarak ve onları güçlendirerek kendinizi de-hipnotize edersiniz. Bu aşamada ne istediğinize ve ne yapacağınıza karar vermeniz gerekiyor. Bunun için kendinize şu soruları sorun:
* Değiştirmeye karar verdiğiniz şey ne?
* Olmaya karar verdiğiniz insan kim?
* Hangi önermeleri kabullenmeyi seçiyorsunuz?
Olumlu önerme örnekleri
* Şu anda ve burada mükemmel bir yaşamın mükemmel bir ifadesiyim.
* Sağlığım mükemmel, enerji doluyum.
* Küçük miktarlarda yemek yiyerek de kendimi tatmin olmuş hissedeceğim.
* Şekerleme, kızartma gibi zararlı yiyeceklerden uzak duracağım.
* Yediğim yemeğin tüm kalorisi bedenim tarafından tam olarak kullanılacak ve yağ olarak depolanmayacak.