Hiç içinizden bunları geçirdiğiniz oldu mu? Diyet konusunda çaresiz mi hissediyorsunuz?
Pek çok kaynakta fazla kilolu kişilerin yalnızca insanlığın değişen beslenme biçiminin yanı sıra bazı psikolojik nedenlerden şişman olduğu, yemenin zaman zaman bir bağımlılık haline geldiği, kişilerin fazla kilolarından bu yüzden kurtulamadıklarını söyleniyor. Peki siz bunlardan biri misiniz?
Kilo sorunu psikolojik etkenlere dayanan hastalarda rastladığımız öncelikli sıkıntı bu kişilerin sıklıkla yeme nöbetleri geçirmeleri. Bu nöbetler sırasında kişiler, tıkınırcasına hızlı bir şekilde yüksek kalorili şeyleri yiyor, adeta yediklerini kimse görmeden ağızlarına tıkıştırıveriyorlar. Bu nöbetlerin ardından sıkı bir pişmanlık hisseden bu kişiler sıklıkla katı diyetlere girip birkaç kilo kaybettikten sonra bu nöbetleri yeniden ve yeniden geçiriyorlar. İşte bu noktada başlıyor psikolojik yardımın etkisi. Çünkü çalışmalar gösteriyor ki bu nöbetler sıklıkla kişilerin baş edemediklerini düşündükleri sorunları olduğunda artıyor. Sonunda bu yeme nöbetleri ve katı diyetler bir döngü halini alıyor, tabii araya sıklıkla iştah giderici haplar, zayıflattığını iddia eden çeşitli besin takviyeleri ilaçlar giriyor. Her başarısızlık kişinin umudunu daha da yitirmesine, yediklerine daha da bağımlı hale gelmesine yol açıyor.
Peki ya yiyeceğin bir bağımlılık haline gelmesi durumu? Evet, buna da sıklıkla rastlıyoruz. Yiyecek, özellikle de çok tatlı ya da çok tuzlu ve kızarmış şeyler, kişi için bir bağımlılık haline gelebiliyor. Bunda bir yandan git gide tatlı ile beslenmeye alışan metabolik dengenin yanı sıra kişinin pek çok derdinden o tatlıyı yediğinde sıyrılmasının etken olduğu açık.
Yeme sorunu psikolojik etkenlere dayanan kişilere baktığımızda kafalarının sürekli yedikleri ya da yiyemedikleri ile meşgul olduğu, yeme ile ilgili olan düşünceleri zorlukla kafalarından atabildikleri, diyet yaptıklarında ise bu düşüncelerin adeta beyinlerine hücum ettiklerinden yakındıklarını sıklıkla gözlüyoruz. Bu da sıklıkla diyetteki başarısızlığın nedeni oluyor, zaman zaman “aklımda duracağına yemeyi tercih ettim”diyen hastalarımız dahi oldu.
Vücutla fazla meşgul olma durumu
Yeme sorunu psikolojik etkenlere dayanan kişilerde sıklıkla gözlediğimiz son belirti ise bu kişilerin sıklıkla vücutları ile fazlasıyla meşgul olup hayatlarının pek çok alanındaki kötü giden şeyleri dış görünüşleri ile ilişkilendirdikleri, kendilerini bu yüzden hayatta genel olarak başarısız algılayabildikleri ya da aksine bu konuyu tamamen yok sayıp dış görünüşlerini tamamen önemsiz olarak değerlendirdikleri, bütün yaşam enerjilerini bunun dışındaki konulara yönlendirip, bu konuda gelen eleştirilerden fazlaca rahatsız oldukları, sıklıkla buna bağlı olarak çevredekilere öfkelendiklerini gözlüyoruz.
Özetlersek, yeme nöbetleri, yiyeceklere bağımlılık ve ancak yiyerek rahatlama, sürekli yemek düşünme, dış görünüş ile aşırı meşguliyet ya da yok sayma fazla kilolarınızın bir miktar da psikolojik olduğunu işaret ediyor olabilir. Böyle durumlarda diyet yapmaya çalışmak sizi yorabilir, başarısız olmak ise hedeften her geçen gün uzaklaşmanıza yol açar. Bu noktada psikolojik destek almak gerekli ve önemlidir. Bu asla sizin ruh hastası, akıl hastası, psikolojik olarak rahatsız olduğunuzu göstermez. Pek çok kişi sırf bu nedenle psikolojik destek almaktan kaçınır fakat pek çoğu bunu aşamadan her yıl farklı diyetisyenlerin kapısını aşındırıp, şok tedavilerin peşinde koşarlar. Sağlıklı ve size uygun bir diyet yapmanız, diyetisyeniniz ile uyumunuz kuşkusuz önemli ama eğer sorununuz bahsi geçen psikolojik etkenlere dayanıyorsa bu yetmeyebilir.
Bahar Demirkıran