Bu sendrom çoğumuzun hem iş hem de kişisel ilişkilerini çok ciddi bir şekilde etkileyebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Dr. Mete Bostancı, kadınların yaşam kalitelerini etkileyen bu hastalıkla ilgili merak edilenleri anlatıyor...
Adet öncesi sendrom doğum yapmayanlarda daha çok
Adet öncesi sendromun sıklığı ile ilgili farklı çalışmalar olmasına rağmen, bu sendrom genellikle adet gören kadınların yüzde 30-80’inde görülüyor. Başlangıç yaşı 26 olan sendromdan, doğum yapmamış kadınların daha fazla etkilendikleri de bir gerçek.
Adet öncesi yaşanan şikayetler
Adet öncesi sendromda en sık karşılaşılan şikayetler karında şişkinlik, göğüslerde gerginlik ve baş ağrısı. Ayrıca, kilo artışı hissi, sıvı tutulumu, iştahta artış, ciltte sivilcelerin ortaya çıkması gibi değişikliklerle bağırsak hareketlerinde de değişimler görülebiliyor. Psikolojik şikayetler ise halsizlikten duyarlılık artışına, gerginlikten anksiyeteye, kadar farklılık gösterebiliyor.
Adet öncesi sendromun çok daha ağır seyreden formu olan Premenstrual Disforik Hastalık (PMDD) ise 18 - 48 yaş arasındaki kadınlarda ve kadınların yüzde 3–8’inde görülüyor.
Adet öncesi sendrom tedavisi
Tedavide karbonhidrat alımını artıran ve düşük yağlı vejetaryen diyetler, günlük kalsiyum alımı, B6 kullanımı denenebilir. Genel sağlık nedenleri de düşünülerek, haftada 2 - 3 kez egzersiz yapmak önerilir.
İlaç tedavileri ise hastanın şikayetlerine göre değişiyor. İdrar söktürücüler düşük dozlarda ve potasyum tutucu nitelikte seçiliyor. Hastaların öyküsünde psikiyatrik bozukluklar varsa psikoterapi de tedavi yöntemi olarak denenebiliyor. Ancak adet öncesi sendrom için en etkili tedavi, depresyonu önleyen antidepresan ilaçlarla gerçekleşiyor.
Adet dönemini rahat geçirmek için neler yapmanız gerektiği konusunda fikir almak için yazımıza tıklayın.