pudra.com 20.01.2011

Hipertansiyon teşhis ve tedavisi

Hipertansiyon nedir? Tanısı nasıl konur ve tedavisi nasıl gerçekleşir? Hipertansiyona hangi hastalıklar sebep olur? Kolestrolle bağlantısı nelerdir? Yanıtları pudra.com'da.

Hipertansiyon nedir? Türkiye'de görülme sıklığı ne kadardır? Hipertansiyon tanısını nasıl koyuluyor, ne tür tedaviye ihtiyaç olduğuna nasıl karar veriliyor? Hipertansiyona hangi hastalıklar sebep olabiliyor? Kolesterolle hipertansiyon arasındaki bağlantı nedir? Kalp hastalıklarında hangisi daha önemlidir? Florence Nightingale Hastanesi hipertansiyon hakkında merak edilen tüm soruların yanıtlarını veriyor.

Hipertansiyon teşhis ve tedavisi

Tansiyonun tanımını yapar mısınız, tansiyon nedir, büyük tansiyon, küçük tansiyon nedir, gizli hipertansiyon var mıdır? Nedir?

Tansiyon kalbin vücuda kanı dağıtmak için kullandığı güçtür. Sol kalbin kanı vücuda atarken kullandığı güce birinci veya büyük tansiyon denir.Kalbin kan akımı bittikten sonra damarlarda oluşan durgun basınca da ikinci veya küçük tansiyon denir.Kan basıncının normalden yüksek olmasına da hipertansiyon denir. Bazen bu konuda kavram kargaşası yaşanabiliyor.Bir çok kişi benim hipertansiyonum var derken,kendilerinde mevcut kalıcı ve sürekli kontrol altında tutulması gereken bir hastalık yerine zaman zaman stres ve üzüntüye bağlı tansiyonlarının yükseldiği; bunun hastalık değil geçici bir durum olduğu yanlış anlayışını benimseme eğilimindedir.Normal kan basıncı artık 120/80’in altı olarak kabul edilmektedir.140/90’ın üstü hipertansiyon, aradaki değerler yüksek-normal olarak tanımlanır ve izlenmesi, bazı durumlarda da tedavisi gereken değerlerdir. Gizli tansiyon belki bu grubu ifade etmek için uygundur. Tansiyonun yaşla birlikte görülme sıklığı artar.

Hipertansiyon bildiğimiz kadarıyla önemli bir halk sağlığı problemi, Türkiye’de görülme sıklığı nedir?

Çeşitli çalışmalarda Türkiye’de 30 yaşın üstünde insanların %12 ile 16’sında büyük tansiyonun 140, küçük tansiyonun 90mmHg’nın üzerinde olduğu, daha ileri yaşlarda oranın arttığı, 50 yaşın üstündeki kimselerde her 4-5 kişiden birinde tansiyonun bu sınırların üzerinde olduğunu göstermektedir.

Hipertansiyon tanısını nasıl koyuyorsunuz, ne tür tedaviye ihtiyaç olduğuna nasıl karar veriyorsunuz?

Ense kökenli dolgunluk şeklindeki baş ağrısı, kulaklarda basınç hissi, uğultu, bulantı, burun kanaması şikayetleri ile bakılan tansiyon ölçümlerinde yükseklik tespit edildiğinde kişi doktora başvurur.Bu tür hastalar azınlıktadır, çünkü yüksek tansiyon çoğu zaman belirti vermez.Bu nedenle özellikle ailesinde hipertansiyon hikayesi olan, 40 yaşın üstünde olan, şişmanlar (özellikle karında belirgin yağlanması olanlar), şeker hastaları, kronik bronşit hastaları, uyku apnesi olan kişilerin sık tansiyon kontrolü yapmaları önerilir. Hipertansiyonun kronik hastalık olması ömür boyu bununla yaşam çoğu kez hastayı tedirgin eder ve bu tanıdan kaçmaya çalışır. Ara ara gördüğü normal değerler ona rahatlık verir, tanının yanlış olduğuna inanmaya eğilimlidir. Hasta başlangıçtan itibaren bu konuda bilinçlendirilmelidir. Hipertansiyona ait tıbbi deliller araştırılmalı ve anlatılmalıdır. İlk bulgu efor testinde tansiyon yanıtının yüksekliğidir. Hem hipertansiyonun varlığını araştırmak hem diğer risk faktörleri varsa koroner kalp hastalığının araştırılması amacıyla yapılır.Yine ekokardiyografi dediğimiz kalbin ultrasound yöntemiyle incelenmesi, kalp kasını göstererek kalbin yüksek basınca karşı çalışıp çalışmadığını dolayısıyla hipertansiyonun mevcut olup olmadığı hakkında bulgu verir.Göz dibi incelemesi göz damarlarında hipertansiyona ait bulgu olup olmadığı konusunda bilgi verir.Bunlardan da daha değerlisi 24 hatta 48 saate kadar hastanın üstünde kalabilen çok pratik kişinin 15 dakika aralarla ölçüm yaparak günlük yaşamı içinde tansiyonunu belirlememize olanak veren tansiyon holteridir.

Her vakada tansiyon holteri gerekli mi? Hangi durumlarda kullanıyorsunuz?

Özellikle tansiyonu yüksek normal grupta olan herkese takmayı öneriyoruz. Holterle ilaç seçimi daha başarılı oluyor. Tansiyon ilaçlarının en büyük yan etkisi ayakta tansiyon düşmesi olduğu için yeni holter cihazlarıyla bu yan etkiyi belirleyebiliyorsunuz ve gerekli düzenlemeleri yaparak tansiyon ilacı kullanan hastaların günlük performanslarını daha iyi kontrol edebiliyorsunuz.

Hipertansiyona sebep olan hastalıklardan bahseder misiniz?

Böbrek hastalıkları – nefritler, polikistik böbrek, böbrek yetmezliği, böbrek atar damarında tıkanıklık, Hormon ve metabolizma hastalıkları, şeker hastalığı, tiroid hastalığı, böbreküstü bezi hastalığı, kalp hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, bazı ilaçlar-romatizmal ağrı kesiciler, kortizon, soğuk algınlığı grip ilaçları, hormon ilaçları-östrojen, antidepresanlar, iştah kesiciler hipertansiyona sebebiyet verebilir.

Kolesterolle hipertansiyon arasındaki bağlantı nedir? Kalp hastalıklarında hangisi daha önemlidir?

Kolesterol, hipertansiyon ve şeker hastalığı kardeş hastalıklardır.Hepsi damarla savaşır,iş birliği yapar ve harabiyet oluşturur. Sonuç damar sertliği ve buna bağlı kalp damar hastalıklarıdır. Sigara da aynı hasarı yapar ve arttırır. Tüm bu faktörlerin tek başına bulunduğu durumlarla birlikte bulundukları durumlarda tedavi stratejileri değişir. Modern tedavi şemaları mevcut risk faktörlerine göre düzenlenmektedir.

Hipertansiyon tedavisinde kullandığınız solunum egzersizi tedavi programıyla ilgili bilgi verir misiniz ?

Bu yöntem normal tedavi programı ile birlikte uygulanan hastanın özel bir cihazla solunum egzersizi yapmasını içerir. 1990’lardan itibaren düzenlenmiş solunumun bu üç ana sistemin hem kendi iç işlevlerinde hem de birbiriyle ilişkilerinde, hasta lehine, son derece olumlu ve dikkate değer ölçüde değişiklikler meydana getirdiği ortaya çıkarılmıştır. Solunumun dakikada 10 nefesin altına indirilmesiyle vücuttaki sempatik sinir aktivitesi yavaşlamaktadır.Bu durumda ince kan damarlarını çevreleyen kas tabakası gevşemekte ve damar hafifçe genişlemekte damar içi kan dolaşımı rahatlamakta ve tansiyon düşmektedir. Evde, iş yerinde uygulanabilen, küçük, taşınması kolay kullanımı pratik, yan etkisi olmayan FDA onayladığı bir cihazla her seansta en az 5 dakika, bir haftada en az 45 dakika süreyle yavaş solunum hızında (10 solunum /dakika ‘dan yavaş) derin ve yavaş soluk alma yavaş ve olabildiğince uzun soluk verme egzersizi esasına dayanır. Bizim bu tekniği uyguladığımız hastalarda elde ettiğimiz sonuçlar son derece olumludur.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER