Bu fotoğraf Breathe Right burun bantlarının yutdışındaki bir reklam kampanyasından komik bir kare...
Horlama nedir? Apne ile arasında ne fark vardır?
Uyku sırasında nefes alıp verirken hava akımında basınç artışına neden olacak bir durum varsa, burun ve genizden geçen hava oradaki oluşumları, yumuşak damak ve küçük dili titreştitir. Bu titreşim sırasında oluşan sese horlama denir.
Uyku apnesi ise uyku esnasında solunumun 10 saniye gibi bir süre durmasıdır.
Basit horlamada solunum durması olmadığından hayati tehlike yoktur. Oysa tıkayıcı uyku apnesi (Obstrüktif uyku apnesi) şiddetine göre çeşitli sağlık sorunları ve bazen hayati tehlike oluşturabilir.
Kaç çeşit apne vardır?
Birtakım nörolojik bozukluklara bağlı kişinin uyku sırasında solunum merkezinin kontrol bozukluğu santral uyku apnesi olarak değerlendirilir ve nadir görülen bir durumdur.
Tıkayıcı uyku apnesi ise üst solunum yollarında hava direncinin artışına neden olan bir anatomik bozukluk nedeni ile ortaya çıkar. toplumda kadınlarda ortalama % 6 erkeklerde % 12 rastlanır. Horlama sırasında ara ara nefes kesilmesi şeklinde seyreder. Hastalar bazen sıçrayarak boğulma hissi ile, ter içinde ve nefes nefes nefese uyanır. Bu sırada hastanın kalp atım sayısı artmıştır ve çarpıntısı vardır.
Bazı hastalarda bu iki durum birlikte bulunabilir. Buna da Mikst tip uyku apnesi denir.
Hangi anatomik bozukluklar tıkayıcı uyku apnesine neden olur?
Bunların en önemlisi yumuşak damak ve yutaktaki kasların tonus denen gerginliğidir. Bu durumda gerginliğini yitirmiş olan kas pelte gibi yumuşak ve sarkık olur ve solunum sırasında hava yollarını daraltacak veya kapatacak şekilde sarkar. Kişi kendi dokuları tarafından boğulacakmış gibi olur.
Tabi başka anatomik bozukluklar da buna sebep olabilir. Kulak burun boğaz uzmanının görevi bu bozuklukları en iyi şekilde tespit edip ortaya koymaktır. Burundan başlıyarak gırtlağa kadar hava akımını bozabilecek tüm anatomik yapılar gözden geçirilmelidir.
- Burunda septum deviasyonu
- Konka hipertrofisi denen burun etlerinde aşırı büyüme
- Nazofarenks denen geniz bölgesinde tıkanıklığıa yol açabilen geniz eti, kist veya tümör bulunması
- Bademciklerin aşırı büyük olması
- Dil ve dil kökünün geniş ve büyük olması
- Yumuşak damağın sarkık, küçük dilin aşırı uzun olması
- Ses tellerinde felç veya gırtlakta hava yollarını daraltacak başka bir durum olması
- Kilo fazlalığı, Sinüzit, yüksek tansiyon, kalp ve akciğer hastalıkları ve alerjik hastalıklar mutlaka araştırılmalıdır.
Teşhis nasıl konulmalıdır ve hangi tetkikler yapılmalıdır?
Birkaç sorunun bir araya gelerek oluşturduğu bir tablo olduğundan, göğüs hastalıkları kliniğince akciğer fonksiyon testleri yapılarak hava yollarında tıkayıcı bulgular tespit edilebilir.
Nörolojik değerlendirme ve polisomnografik inceleme , paranazal sinüs bilgisayarlı tomografi ve sefalometrik inceleme gibi radyolojik tetkikler teşhiste yardımcıdır.
Polisomnografi için hasta bir gece uyku laboratuarında uyku sırasında izlenir. Beyin dalgaları değerlendirilip, uykunun hangi evrelerinin ortaya çıktığı, REM uykusu denen rüya gördüğümüz fazın ortaya çıkıp çıkmadığı, kalp ritmi ve elekterosuna bakılarak apne sırasında ritim bozukluğu varlığı tespit edilebilir. Burun ve ağızdan geçen hava akımı, kan oksijen seviyesi ve apne sırasında oluşan değişiklikler gibi pek çok önemli parametre kaydedilir.
Hem tanı hem de hastalığın şiddeti ve evresini belirlemede faydalıdır.
Obstrüktif apne sendromu tehlikeli bir hastalık mıdır? Kimler risk altındadır?
İleri derece uyku apnesi kesinlikle tehlikeli bir hastalıktır. Hastalarda kalp ritim bozukluğu, kalp krizi ve hatta ölüme neden olabilir. Özellikle uzun yolda araç kullananlarda direksiyon başında uyuklamaya ve trafik kazalarına neden olabilir.
Bunlar gün içinde uyuklayan, işlerinde konsantrasyon zorluğu çeken, hayat kaliteleri ve hatta cinsel hayatları bozulmuş, unutkanlıktan şikayetçi hastalardır. Hafızada ve dikkat toplamada zayıflığın nedeni beyine giden oksijen miktarının düşmesidir.
Hastalar çoğunlukla bize horlama şikayeti ile başvururlar. Hata daha çok eşleri tarafından getirilirler.
Erkekler, aşırı kilolu olanlar, boyun yapısının kısa olması, alkol veya yatıştırıcı ilaç kullananlar daha çok risk altındadırlar.
Hastaları nasıl tedavi ediliyor?
Sorunun kaynağını ve hastalığın tam evresini ortaya koyduktan sonra, başta beslenme ve yaşam biçimini değiştirmekle başlayarak sportif bir hayat tarzı yaşayarak ve fazla kiloları vererek daha sağlıklı bir fiziğe kavuşmamız lazım. Alkol ve uyuşturucu etkisi olan ilaçlardan uzak durmamız lazım. Uygun ve ortopedik bir yatakta ve belli bir kas tonusuna ulaşıncaya kadar yan yatarak apne ve horlamayı engellemek gerek. Bazı ilaçlar hafif ve orta derece vakalarda işe yarayabilir. Alerjik hastalıklar ve sinüzitin tedavi edilmesi de çok önemlidir. Burundan devamlı pozitif hava yolu basıncı sağlayan ve hastanın solunumunun durmasını engelleyen cihazlar sık kullanılsa da hasta tarafından iyi tolore edebilmesi için hastanın burun ve geniz hava yollarının açık olması gerek.
Çocuklarda uyku apnesi görülebilir mi?
Evet özellikle büyük bademcik ve geniz eti olan çocuklarda bu sorun ortaya çıkabilir . geniz eti ve bademcik operasyonu ile % 95 bu vakalar tedavi edilir. Bu yaş grubu için basit, güvenilir ve başarı oranı yüksek bir tedavi metodudur.
Cerrahi tedavi ne zaman ve kime yapılmalıdır?
Cerrahi tedavi endikasyonları ve ne tür bir cerrahi yöntemin uygulanacağı tamamen hastaya göre seçilmelidir. Standart bir tedavi yöntemin tüm hastalara uygulanması söz konusu değildir.
Malampatti denen bir sınıflama basit ve faydalı bir değerlendirmedir. Siz de aynada boğaz ve küçük dil yapısına ve bademciklerinize bakarak bir fikir edinebilirsiniz.
Normal bir kişi ağzını açtığında küçük dilini görebilmelidir. Hastalığın evresi ağırlaştıkça bu zorlaşır.
Cerrahi tedavinin amacı gevşek ve daralmış hava yollarını olabildiğince normale yakın ve açık tutmaktır.
Bunlardan burun hava yolları için yapılan septal deviasyon, konka hipertrofisi, burun polipleri gibi durumlarda yapılan operasyonlar ve uzamış küçük dil ve sarkmış yumuşak damağı toparlamaya yönelik yapılan uvulopalatofarengoplasty denen, eriyebilen dikişler kullandığımız operasyonlar en sık yapılan ve en etkin metodlardır. Operasyon sonrası birkaç gün sürebilen boğaz ağrısı en büyük sorunu oluşturur.lazerle yapılan uvulopalatoplasty, radyofrekans denen, yüksek frekanslı ısı enerjisi ile dokuda hacim kaybı sağlayan yöntemler, pillar denen implantlar uygun endikasyonlarda başarı sağlayan popüler yöntemlerdir.
Cerrahiye karar vermek için kişi ideal kilosunun %30'undan fazla olmamalı.genel sağlık durumu operasyon ve anesteziyi kaldıracak düzeyde olmalıdır. Bu hastaların entübasyonunda zaman zaman zorluk yaşanabilmektedir.
Ortognotik tedaviler, dil kökü rezeksiyonu, çene yapısına yönelik yapılan uygulamalar ancak seçilmiş olgularda kullanılır.
Genelde hastalarımız bir gün hastanede yatmaktadır. Operasyon sonrası erken ağızdan beslenmeye geçilmesi çok önemlidir. İyileşme süreci üzerine de yararlı etkileri vardır.