Ağrı mı tutukluk mu?
Kişi, sabahları sırt ve bel ağrısıyla uyanıyorsa öncelikle şunun iyi ayırt edilmesi gerekir. Sabahları kalktığında hissedilen ağrı mı yoksa tutukluk mu? Hastalar çoğunlukla bu ikisini birbirine karıştırırlar. Aradaki fark çok önemli çünkü, hasta kalktığında tutukluluktan bahsediyorsa bunun altında yatan bir hastalığı düşünmek gerekir. Yatak yapısının ya da fiziksel ortamla ilgili bir etki ya da etkenlerin dışında ayrıca bir hastalığın, tutukluğa neden olma ihtimali çok yüksektir.
Tutukluğun süresi de önemli bir kriterdir. Eğer tutukluk yarım saatten fazla sürüyorsa bir hastalığa işaret olabilir. Böyle bir durumda mutlaka herhangi bir romatizmal hastalığın araştırılması gerekir.
Tutukluk; hareket kısıtlılığıdır. Tutuklukta; kişinin yataktan kalkıp yüzünü yıkayana kadar eklemleri çok iyi çalışmaz, hareketlerini bir miktar kısıtlanmış gibi hisseder. Sağlıklı kişilerde tutukluk hissi çok kısa sürede geçer. Daha çok boyun, bel ve sırt bölgesinin yanı sıra ellerde oluşur.
Öte yandan gece yarısı uykudan ağrıyla uyanmak da romatizmal hastalıkların habercisi olabilir. Hasta uyuduktan kısa bir süre sonra ağrıyla uyanıyorsa bunun altında bir enfeksiyon hastalığı, kanser ya da bir kireçlenme yatabiliyor olabilir. Bu üçünün mutlaka araştırılması gerekir.
Ağrılar nasıl ayırt edilir?
Ağrıları ayırıcı basit bir tanım vardır. Eğer mekanik nedenler ya da fiziksel zorlamalar nedeniyle ağrı ortaya çıkıyorsa bu genellikle hareketle artan, istirahatla azalan bir ağrıdır. Ancak ciddi hastalıklardan kaynaklanan ağrı uykudan uyandırıcı, istirahatte artan bir ağrıdır.
Kısaca şunu söyleyebiliriz; uykudan uyandıran bir ağrı varsa ve uyandıktan sonra oluşan vücudumuzdaki tutukluluk hissi yarım saatten fazla sürüyorsa mutlaka bir hekime başvurulması gerekir.
Uyku çok önemli
Sağlıklı uykunun en önemli kriterleri:
- Vücut şeklini almayan yatak
- Uygun sertlik ve yükseklikte yastık
Yorgun uyanmanın en önemli sebeplerinden bir tanesi uyku kalitesinin iyi olmamasıdır. Uyku kalitesinin iyi olmamasının en önemli sebeplerinden birisi de yatağın vücuda uygun olmamasıdır. Eğer kişinin vücudu, yattığı zaman yatağa gömülmüyorsa yani yatak hastanın vücudunun şeklini almıyorsa bu ideal bir sertliktir. Vücuttaki basıncı dağıtması açısından son yıllarda kullanılan silikon yataklar da sağlıklıdır. Ancak bu yataklardan herkes memnun kalmayabilir.
Yastık seçiminde de en önemli kriterler uygun sertlik ve yüksekliktir. Yastığın sertliği kişiden kişiye değişebilir, o nedenle çok belirgin bir şey söylemek mümkün değildir. Kişi, rahat ettiği sertlikteki yastığı kullanabilir.
Yükseklik açısından da; hasta yan yattığı zaman omuzla boyun bölgesi arasındaki boşluğu doldurabilecek yükseklik, ideal bir yüksekliktir. Ama bu sağlıklı kişiler için geçerli. Boynundan rahatsızlığı olan kişilere belli kalıptaki yastıkları önerebiliyoruz. Boynun hareketini engelleyen belirli şekildeki yastıklar, boynuyla ilgili ciddi problemleri olan hastalara verilebilir.