Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Hilmi Yazıcı, depresyonun nasıl tedavi edildiğini, hangi ilaçların kullanıldığını, tedavi süresini ve depresyona dair her şeyi pudra.com’da anlatıyor...
Depresyon nedir?
Depresyon, kelime anlamı olarak “çökkün duygu hali” demektir. Zevk alamama, isteksizlik depresyonun temel belirtileridir.
Aynı zamanda depresyon, bir duygu halinin görüntüsünden başka, düşünce yapısını ilgilendiren, bedensel ve biyolojik tabloları değiştiren, davranışlar üzerinde etkisi olan da bir rahatsızlıktır.
Depresyona eşlik eden diğer duygu şekli, bunaltıdır. Depresyonun hayatın içindeki diğer moral çökkünlüklerinden ayrılması çok önemlidir. Çünkü, insanın bir süre hayattan keyif alamaması, sıkıntılı olması yaşamın bir özelliğidir. Bir rahatsızlık olarak görülmemelidir.
Depresyonun diğer çökkünlüklerden ayrılması için birkaç kritik özelliği vardır. Onlardan biri süresidir. Depresif duygu halinin en az iki hafta ve daha fazla sürmesi gerekir. Ayrıca, işlevsel anlamda, mesleki ve sosyal olarak kişinin zarar görmüş olması gerekir.
Depresyon hangi yöntemlerle tedavi edilebilir?
Genel olarak iki tür tedavisi vardır:
Psikoterapi: Bireysel ya da grup düzeyinde konuşmayla ve tedavi ilişkisi oluşturmayla yapılan tedavidir.
Biyolojik tedavi: İlaç tedavisidir. Ayrıca elektroşok tedavisi de çok zorlu ve acil durumlarda kullanılır.
Depresyon, tedavi edilmediği takdirde sosyal, mesleki ve işlevsel kayıplara yol açtığı için birey adına daha sonra geri dönüşü çok daha zor tablolara sebep olabilir.
Depresyon tedavisinde ne tür ilaçlar kullanılır?
İlaçlar son 15-20 yılda çok büyük gelişme gösterdi. İnsanların çalışmasına, hayatlarını sürdürmesine mani olmayacak, hayatın içinde iyi işlev göstermelerine imkan sağlayacak ilaçlar geliştirildi.
İki grup ilaç kullanılıyor depresyon tedavisinde:
1- Trisiklik denilen antidepresanlar. Bunlar eski ama etkinliği çok yüksek ilaçlardır.
2- Yeni kuşak ilaçlar, yeni moleküllerin geliştirildiği ilaç grubudur.
Bireyin yakınmalarına, biyolojik tablosuna, öyküsüne bağlı olarak ilaç seçimi yapılması gerekir. Kulaktan dolma bilgilerle, ‘kullanımı kolay’, ‘mutluluk hapı’ gibi yaygın bilgilerle kullanılmaması, doktor denetiminde seçilmesi gerekir. İlaçların kullanımı esnasında kişinin yaşı, başka bir tıbbi hastalığı olup olmaması ve risk faktörleri birlikte değerlendirilmelidir.
Depresyon mutlaka tedavi edilmeli mi?
Depresyon çok uç noktalara gittiği zaman, “melankolik depresyon” denilen tablo ortaya çıkar. Bu da intihar gibi kötü sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle depresyon mutlaka tedavi edilmelidir.
Depresyon hem duygusal ve düşünsel hem biyolojik ve bedensel hem de davranış ve ilişkiler anlamında çok ciddi kayıplar ortaya çıkarabilir.
Depresyon, erken dönemlerde zor tanınır. Onun için de sıkıntı, üzüntü, bunaltı gibi devam edebilir. Hafif depresyonlar hayatın içinde hiç tedavi edilmeden çok uzun süre devam ettiği zaman, kişinin ondan beklenen başarıları ve işlevleri yerine getirmesi mümkün olmaz. Dolayısıyla depresyon çok ‘eşik altında’ bir hayatın yaşanmasına sebep olabilir.
Depresyon tedavisi ne kadar sürer?
Depresyon, hem psikoterapilerle hem de ilaçla tedavi edilir.
İlaç tedavisi başladığında yanıtın ortaya çıkması için kritik süre 3 ya da 4 haftadır. Depresyon düzelse ve tamamen her şey geçse bile başka karıştırıcı, zorlayıcı şartlar yoksa en az 6 ay kadar ilaç tedavisinin sürdürülmesi, hastalığın nüksetmesini önlemek için çok önemlidir. Tekrarlayıcı tablolar ya da uzun bir depresyon öyküsü varsa, aile öyküsü çok yoğunsa bazen bu tedavi iki yıla kadar sürdürülebilir.
Depresyonda etkinliği kanıtlanmış psikoterapi yöntemleri mevcuttur. Bunlar kent insanının hızlı akan hayatında onlara çabuk yanıt olabilecek bilişsel-davranışçı terapiler denilen, düşünce alışkanlıkları ve duygular üzerinde yönetim ve eğitim becerisi kazandırmaya dönük psikoterapilerdir. Terapistle hasta arasındaki ilişkiye göre ayarlanır. Bireyin depresyon açısından incelenmesi gereken çok özel tabloları varsa, onlara dönük olarak çok uzun süre psikoterapi de gerekli olabilir.
Depresyonu tetikleyen hastalıklar nelerdir?
Depresyon, psikolojik görüntüyle, ilişkilerle alakalı olmakla beraber, biyolojik bir ayağı da olan bir tablodur. Bu nedenle bazı kronik tıbbi rahatsızlıklar, özellikle merkezi sinir sistemini ilgilendiren birçok rahatsızlık, orta ve uzun dönemde depresyon tablosuna yol açabilir. Bunun içinde biyokimyasal rahatsızlıklar, endokrin sistemini ilgilendiren, multisistem denilen vücudun birçok bölgesini tutan diğer hastalıklar depresyona sebep olabilir.
Örneğin B12 vitamini eksikliği, tiroid hastalıkları beyindeki kimyasal bozukluğa sebep oldukları için depresyona neden olabilirler.
Kronik ve zorlu hastalıklar, insan yaşamında çok ciddi işlev bozukluğu yarattığı için, sosyal ve psikolojik olarak da o birey üzerinde depresyonun gelişmesine yol açabilir.
Altta yatan tıbbi hastalık depresyona zemin hazırlıyorsa çok iyi tespit edilip tedavi edilmesi, depresyonun da düzelmesine imkan sağlayacaktır.
Depresyon tedaviden sonra tekrarlayabilir mi?
Depresyon, aslında bir tek sebebi olan klinik tablo değildir. Hem beyin kimyasını hem de sosyal hayatı, insan ilişkilerini ilgilendiren çok etmenli bir tablodur. Bu nedenle gidiş ve sonlanım da ona göre değişken olabilir.
Bazı insanlar ailesel olarak depresyona çok yatkındırlar. Bazı insanların rahatsızlıkları, beyin kimyalarından kaynaklanır. Bazı insanların ise doğrudan hayatı ilgilendiren; kayıplar, zorlanmalar, engellenmelerle ortaya çıkan depresyon tabloları vardır.
Kişi eğer genetik açıdan yüklüyse, depresyonun nüksetme ihtimali de artar. O zaman çok uzun süre hem ilaç hem de destekleyici psikoterapi ile koruyucu tedavi yapılmalıdır.
Ama bazı depresif tablolar, hayatın içindeki kayıplarla, duruma bağlı olarak ortaya çıkar. Bu tip reaktif tabloların nüksetme ihtimali daha düşüktür. Boşanma, iflas gibi zorlayıcı faktörler varsa ve bunlar iyileşirse, o insanın hayatında depresyon nüksetmeyebilir.
Biyolojik bir eğilim varsa, çok daha dikkatli takip edilmesi gerekir. Mutlaka bir hekim karar vermelidir.
Depresyon tedavisi gören kişi bunu iş yerine bildirmeli mi?
Kişinin çalıştığı ortam, işverenin anlama biçimi, hastanın bu konuyu taşıyıp taşımayacağı gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak karar verilmesi gereken bir durumdur.
Birey bunu iş yerine aktarıp aktarmaması konusunu doktoruyla konuşmalıdır. İş yerindeki şartlar çok zorlayıcıysa ve bunu anlayabilecek bir işveren varsa, tabii ki konuşmak ve doğru bilgiyle onu karşı tarafa aktarmak çok daha rahatlatıcı olabilir. Ama bazı durumlarda bunun bilinmesi o kişi için taşınması çok daha zor bir durum ortaya çıkarabilir. Ama depresyon tedavisi git gide çok daha kabul edilebilir, anlayışla karşılanabilir bir durum halini almaya başladı.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Hilmi Yazıcı