Göztepe’de Ezo Sunal Çocuk Atölyesi’ndeyiz. Üç çocuk, iki anne, bir abla, bir de babayla birlikte yerde oturuyorum. “Orff Yaklaşımıyla Anne-Bebek Müzik Grubu”ndayız. Hepsi, 2 yaşından küçük çocuklar. Önce atölye yöneticisi Hakan Sezgin gitarla bizleri selamlıyor. Sonra hepimiz elimize ses çıkartan oyuncaklar alıyoruz, tahta çubukları birbirine vurup, tef çalıp, toplar alıp fırlatarak oyunun parçası haline geliyoruz. Ben çocuklarla çocuk gibi davranmaktan biraz kasılıyorum. Ama çocuklar olgun. En ufak bir ağlama, mızmızlanma, huysuzluk yok.
Amaç, müziği öğretmek değil, birlikte başlayıp birlikte bitirme becerisi kazanmak. Bu iş kesinlikle sabır işi. Küçük çocuklar için her şeyi sürekli ve tekrar tekrar yapmak gerek. Çocuk sahibi birçok arkadaşım “Kendi çocuğun olunca seve seve sabrediyorsun” diyor, öyle olacağıma da eminim. Ama bunu meslek olarak yapmak hakikaten bana göre değilmiş. Sanırım profesyonel hayatta yetişkinlerle iletişim kurmayı daha çok seviyorum.
HAYALİMDEKİ İŞ AJANSI
Zeynep Emre (29) bu işi tam da bunun için kurmuş: “Bazen pahalı bir mağazanın vitrinde bir elbise görürsünüz ve denemezseniz içinizde kalır. Denerseniz kim bilir, belki de zaten üzerinize yakışmayacaktır. Bu aslında yüzyılın tatminsizliği. Yaptıkları işten başka işler yapmak isteyen birçok insan var. Gelenlerin bazıları bir işi kesin olarak kafaya koymuş, danışacak birilerini arıyor. Bazılarıysa sadece yeni bir alanı merak ediyor.”
Bu işi kurarak, o da aslında kendi hayalini gerçekleştirmiş. Yoksa, matematik ve iktisat okumuş, London School of Economics’te küresel finans mastırı yapmış. Programları hazırlamada kardeşi Arzu Emre (27) yardım ediyor. O da maliye okuyup reklamcılık yapmış, sonra onu da bırakıp birlikte bu ajansı kurmuşlar.
Tüm programlar www.hayalimdekiis.com sitesinde fotoğraflarıyla beraber detaylı olarak anlatılıyor. Zeynep ve Arzu Emre, herkesle önce yüz yüze görüşüyor. Programa katılım saatleri kişinin isteklerine göre esnek. Zeynep Emre, “Programları ortalama 3 gün ve 500 lira civarında tutmaya çalıştık. 78 farklı mesleği 99 farklı rehberle tanıtıyoruz” diyor.
HANGİ ATÖLYELER VAR?
Akrobasi pilotluğu ve pilotluk başlıklı iki ayrı eğitimi, Ali İsmet Öztürk veriyor. Aşçılık programı 360 İstanbul’da 3 gün mutfağa girilerek alınıyor. Moreish Restoran da bu programda gidilebilecek bir yer. No: 39 Ayakkabı Atölyesi’nde ayakkabı tasarımını tanıyabiliyor, bar işletmeciliği öğrenmek için NişantaşıOn veya Touchdown’a gidilebiliyor. Basketbol antrenörlüğünde Darüşşafaka takımının antrenmanına katılıyorsunuz. Butik otel işletmeciliği Alaçatı’daki Taş Otel’de, İstanbul’da Sumahan Otel ya da Ada Otel’de yapılabiliyor. Dans Stüdyosu için Çıplak Ayaklar Kumpanyası, editörlük için All Alışveriş Dergisi adres olmuş.
SAAT TAMİRCİLİĞİNİ SARAY USTASINDAN ÖĞRENİYORUM
Deniz Çelik (32)- Ericsson’da satış yöneticisi. Saat Ustası Recep Gürgen’den bu konuda rehberlik aldı: “Saatle haşır neşir olmam 4-5 sene önce elime eski bir saatin geçmesiyle başladı. Kapalıçarşı’da eski saatçileri, müzayedeleri gezmeye başladım. Recep Gürgen Bey’i duymuştum, böyle bir fırsat olduğunu görünce cazip geldi. Recep Bey saray saatlerinin bakımını yapan son temsilci. Bu aslında benim için bir hobi ama öyle heyecan duydum ki, saat ustalığının ekonomik açıdan tatmin edici olacağını bilsem, geliştirebilirim diye bile düşündüm.
ÖĞRENDİKLERİMİ DENEYECEĞİM BECERİRSEM İŞ KURACAĞIM
Serpil Önügören (50) üst düzey yöneticilikten emekli. Onun içinde kalan ukde, makyaj. Nur Toktay’dan makyaj sanatçılığı konusunda rehberlik aldı: “İlk başta bana bugüne kadar yapılan makyajların doğru olup olmadığını öğrenmek için gitmiştim. İki genç kızım ve çok sosyal bir hayatımız var. Dışarıda yaptırdığımız makyajı eve gelince beğenmeyip sildiğimiz çok olmuştu. Kişisel merakım da bulunduğu için bu programa katıldım. Benim için çok büyük fırsattı. Nur Toktay çok mütevazı bir şahıs. Önümde yaptığı makyaj kendisi için 10 dakikalık bir işti ama benim için uzatarak anlattı. Çok ustaca yapıyordu. Hangi rengin neden kullanıldığını izah etti, malzemeleri tanıttı. Öğrendiklerimi deneyeceğim. Başarı elde edersem bu işi ciddi olarak da yapmayı deneyebilirim.
Ayten Serin, Hürriyet