Hayatımız zor. Kadın olmak tarih boyunca zordu galiba, şimdilerde ise kalp çarpıntılarımıza her gün bir yenisi ekleniyor. Hedefler, baskılar, bize öğretilenler (ve unutturulanlar), bir de tüm dünyada popüler kültürün bir parçası haline gelen ‘mutlu olmak zorundasın’ mottoları...
Dalai Lama şöyle diyor: "Mutluluk size hazır bir şekilde gelmez, sizin kendi eylemlerinizden doğar." Öyleyse mutlu olmak sadece isteyip beklenecek bir şey olabilir mi? Kendimizi mutsuz veya sadece durgun hissediyorsak, öncelikle durumu kabullenmekle başlayalım. Yaşam koçları, gurular, psikologlar, meditasyon eğitmenleri hepsi genel olarak ortak bir ana fikirde birleşiyor: "Mutluluğu aramayın, mutluluğu yaratın."
Mutlu insanlarla ilgili anonim bir söz var: "Mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildir, onlar her şeyi en iyisi haline getirirler." Siz de gerçekten böyle biri misiniz? Yoksa sürekli endişeler içinde ve şikayet edenlerden misiniz? Pieter Pelgrims ve Thierry Blancpain adında iki girişimci bir deney başlatmış ve deneklerin bir ay boyunca ne olursa olsun hiçbir şeyden yakınmamalarını ve şikayet eden cümleler kurmamalarını istemişler. Deneyin sonunda katılan kişilerin bu alışkanlıklarını büyük ölçüde değiştirdikleri ve daha pozitif insanlar haline geldikleri ortaya çıkmış. Bu demek oluyor ki öncelikle pozitif düşünceyi zorlanarak dahi olsa alışkanlık haline getirmek büyük farklar yaratabilir! Düşünce sisteminizi olumlu yönde değiştirmek için çalışırken, günlük hayatınızda ufak değişiklikler yaparak mutluluğu hayatınıza daha kolay kabul edebilirsiniz. Mutlu olmanın 6 kolay yolu yazımız bu konuda size ilham verebilir.
1. Bırakmak özgürleştirir
Mutluluğun bir formülü yok. Onu kendi çabalarımızla hayatımıza dahil edebiliriz. Bu aslında isteyince hiç de zor değil. Bugünden itibaren mutlu olmayı seçebiliriz. Yüzlerce insana konuşmalarıyla ve kitaplarıyla ilham veren Louise Hay, "Mutluluk insanın içinde olan bir şey. Ben düşüncelerimi olumlu seçtiğim sürece evren bana sadece ve sadece her şeyin olumlusunu ve en güzelini getirir." diyor. Çekim yasasına göre negatif negatifi, pozitif pozitifi çeker. Pozitif düşünce vücudumuzdaki en ufak hücreye kadar etkisini gösterir. Pozitifi çekmek için pozitife bir adım atmak yeterli... Pozitife adım atmak için de hayatın olumlu taraflarına odaklanmak ve kendinle barışmak gerekli.Kendimizle barış yapmak pozitif düşünce kadar önemli bir şey mutlu olmayı öğrenirken. Geçmişimizden taşıdıklarımız artık yük oluyorsa onları bırakmak, bir insan bizi artık mutlu etmiyorsa bırakmak ve bir durumdan vazgeçmemiz gerekiyorsa bırakmak... Zor da olsa hayattaki en önemli derslerden biri: Bırakmak. Buda diyor ki, "Bırakmayı öğren, mutluluğun anahtarı budur." Kendimizle barışmak için bırakmayı öğrenmek ve bırakmak bazen beraberinde çok daha güzel şeyler getirebilir. Bırakmak hem benliğinize hem de tüm ilişkilerinize yenilik kazandırabilecek bir güce sahip.
Zen Budist Rahibi Thich Nhat Hanh, bırakmakla ilgili şu sözleri söylemiş: "Size artık faydası olmayan her şeyi bıraktığınızda mutlu olabilirsiniz. Bırakmak bizi özgürleştirir ve mutlu olmak için özgür olmak gerekir. Eğer kalbimizde bize hala kızgınlık ve endişe veren şeyleri yük etmeye devam edersek özgürleşemeyiz."
2. Anda kalın
Anda kalmak, anı yaşamak mutluluğu hayatımıza sokmak için son derece önemli. Bir yemek yerken sadece yemeğe odaklanıp tadını almak, bir insanla konuşurken kafamızdan endişe verici düşüncelerin akmasına izin vermeden konuşmaya odaklanmak, bir köpek yavrusu severken sadece onu sevdiğimizi hissetmek... Anda kalmak hayatımızı daha dolu ve anlayarak yaşamamızı sağlar. Anın dışına çıkıp negatif düşüncelerin zihnimize dolmasına izin vermemeliyiz.Thich Nhat Hanh öğretisinde anda kalmayı şöyle anlatıyor: "Bulaşıkları yıkarken, ardından içeceğiniz çayı düşünebilir ve böylelikle mümkün olduğu kadar çabuk oturup çayınızı yudumlamak için bulaşıkları ortadan kaldırmaya çalışabilirsiniz. Ancak bu bulaşıkları yıkadığınız sırada yaşamaktan aciz olduğunuz anlamına gelir. Bırakın bu hayatınızın en önemli şeyi olsun. Ağaç budamak meditasyondur, su taşımak da öyle."
Taocu öğretinin kurucusu Lao Tzu, anda kalmayı çok güzel bir motto haline getirmiş: "Mutsuzsan geçmişte yaşıyorsun demektir. Kaygılıysan gelecekte yaşıyorsun demektir. Huzurluysan 'şu anda' yaşıyorsun demektir."
3. Kendi yolculuğunuzdan korkmayın
Hayat bir yolculuk ve hepimiz kendi yolumuzda ilerliyoruz. Yol bazen zor ve dikenli olsa da geri dönüp bakmadan, kendimize güvenerek ve en önemlisi umutsuzluğa kapılmadan bu yolda ilerlemek mutluluğu hayatımıza kazandırabilmek için gerekli. Geçmişte ne olmuş olursa olsun kendi yolculuğunuza güvenin.Spiritualist Rehber, Şimdinin Gücü kitabının yazarı Eckhart Tolle yaşamdan şöyle bahsediyor: "Yaşam sanatını özetleyen, bütün başarıların ve mutluluğun sırrını veren sadece üç kelime var: Yaşamla Bir Olun. İnsanın yaşamla bir olması, şimdiyle bir olmasıdır. O zaman aslında hayatı yaşamadığınızı, hayatın sizin sayenizde yaşadığını görürsünüz. Hayat dansçıdır ve siz de danssınız."
Lao Tzu’nun da dediği gibi, mutluluğu aç gözlülükle aramamak ama mutluluktan da korkmamak en önemlisi. Mutluluğu ulaşılması gereken bir an gibi görmekten çıkıp, onu hayatın her anına yayılan bir durum veya süreç gibi görebilmek, her durumda ona korkmadan kapımızı açabilmek de cesaretlerin en büyüğü olsa gerek.