Yalnızlık, duygusal ve davranışsal sonuçları olan, bir sosyal gruba ait olmama, kopukluk hissidir ve bu, zihinsel ve fiziksel sağlık açısından bir dizi olumsuz sonuçla ilişkili. Yalnızlık ile beden ve zihin sağlığı arasındaki ilişkiyi inceleyen farklı araştırmalar var. 2010 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Brigham Young Üniversitesi'nde yapılan ve güçlü sosyal ilişkileri olan bireylerin, yaşadıkları çevreyle daha az etkileşim kuranlara kıyasla daha uzun süre hayatta kalma olasılıklarının yüzde 50 daha fazla olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Farklı çalışmalar yalnızlığın uzunca bir süre ilerleyen yaşla ilişkilendirildiğini söylüyor. Buna karşın son dönemde birçok ülkeden gençler arasında yalnızlık hissi yaygınlaşıyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de var.
Türkiye’de Aile ve Yalnızlık Araştırması'nın 2022 sonuçlarına göre 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 40’ı, 55 yaş üstündeki kişilerin ise yüzde 26’sı kendini sıkça yalnız hissettiğini belirtiyor.
Kasım 2022 ayı boyunca Türkiye’nin 81 ilinde 18-70 yaş aralığında toplam 6 bin 100 kişi ile yapılan çevrimiçi ankette her üç katılımcıdan birinin sıklıkla yalnız hissettiğini ortaya çıktı. Üsküdar Üniversitesi ve Metod Araştırma Şirketi ortaklığında yapılan araştırmaya göre kadınlarda sıklıkla yalnız hissettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 40'ken, erkeklerde bu oran yüzde 26. Kadınlarda 2019’da yüzde 20 olan yalnızlık hissiyatının, 2022’de iki katına çıktığı belirtiliyor.
Peki yalnızlık neden son yıllarda acil bir halk sağlığı sorunu haline geldi?
Klinik Psikolog Dorli Kamkhagi'ye göre, buna sebep olan çeşitli faktörler var. Bunlardan ilkinin pandemi süreci olduğunu söyleyen Kamkhagi, "Artık sağlık krizinde değiliz ama bazı insanlar dışarı çıkmak ya da başkalarıyla yüz yüze görüşmek istemiyor" diyor. Başka bir deyişle, koronavirüsten korunmak için evde kalma ihtiyacı, birçok insanın ev ortamını artık ayrılmak istemedikleri bir konfor alanı olarak görmesine neden oldu. Lancet yazarları yalnızlığı etrafımızdaki toplumların ve dünyanın kuruluş biçimiyle ilgili bir sorun olarak tanımlıyor. Hatta bazı yazarlar birçok şehrin “yalnızlaştırıcı ortamlar” üzerine inşa edildiğinden bile bahsediyor.
Kentsel planlamanın belirlediği fiziksel çevrenin sosyal bağlantı kurmayı zorlaştırabileceğini söyleyen yazarlar ayrıca bu bağlama katkıda bulunan diğer unsurları da vurguluyor. Bunlar arasında artan sosyal kopukluk hissiyle ilişkilendirilen sosyal ağlar var.
Lancet yazarları, “Tasarruf, yoksulluk, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı da eşitsizliğe ve dışlanmışlık duygusuna neden oluyor. Kolektivizm ve aidiyet duygusuna zarar verecek şekilde bireyciliğe yönelik toplumsal eğilimler, yalnızlık duygusunun yaşanma riskini artırıyor” diyor.
Kaynak: BBC
İLGİLİ HABERLERİMİZ:
Yalnızlık korkusunu yenmenin yolları
Yalnızlık bazen geçici bir histen öteye geçip, bir korkuya dönüşebiliyor. Monofobia olarak da adlandırılan yalnızlık korkusunu Emsey Hospital'dan Psikiyatri Uzmanı Op. Dr. Orhan Karaca, Pudra.com için yazdı.
Nasıl daha mutlu olabiliriz?
Empati kurarak. Uzmanlar, “Başkalarına karşı empati duygunuz ne kadar gelişirse kendinizi o kadar mutlu hissedersiniz” diyorlar. Peki empati duygumuz nasıl oluşur? Yanıtı Pudra.com’da.
Hayata daha mutlu bakmak için 10 tavsiye...
Herkesin hayatında iyi günleri gibi kötü günleri de olabilir. Zor günleri atlatmak için moralinizi yükseltecek ve hayata daha mutlu bakmanızı sağlayacak 10 öneri...
Sosyal medya psikolojimizi nasıl etkiliyor?
Elimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlar, sosyal medya bağımlılığının en büyük nedeni. Peki bu yaşam biçimi psikolojimizi nasıl etkiliyor? Sosyal medyanın insan psikolojisine etkilerini Psikolojik Danışman Petek Halman Pudra.com için yazdı.