‘‘Hayat sana limon sunuyorsa, sen de suyunu çıkart ve leziz bir limonata yap!’’
‘‘Güçlü insan kimdir?’’ sorusuna verilebilecek en güzel yanıttır bu söz. Güçlü insan elindekini tanıyan, neye dönüşebileceğini hayal edebilen ve elindekini çok daha tatlı ve lezzetli bir şekle sokabilendir. Belki de hayatla mücadelenin birinci kuralıdır limondan limonata yapmayı öğrenmek.
Araştırmalar güçlü olabilen kişilerin, stres altında daha esnek ve verimli olabildiklerini ortaya koyuyor. Sağlam duruş ve yıkılmadan elindekinden üretebilme yeteneği performansa olumlu yansırken, özellikle lider pozisyonundaki kişiler için sırtlarını dayadıkları en önemli yetkinliklerden biri olur.
Peki bu sağlam duruş ve gücün sırrı nedir? Psikolog Salvatore R. Maddi, Ph.D.’nin yaptığı 12 yıllık uzun dönemli araştırma bu soruyu cevaplamamızı yardımcı oluyor.
Araştırma 1981 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Illinois Bell Telephone (IBT) şirketinin 26 bin kişiyi işten çıkardığı bir küçülme yaşadığı dönemde başladı. Bu daralma sonucunda geride kalan çalışanlar, değişen iş tanımları, hedefler ve yöneticiler ile karşılaştılar. Örneğin uzman pozisyonundaki bir kişi, bir yıl içinde 10 yönetici değişimi yaşadığını belirtti. Dr. Maddi ve araştırma ekibi daralma öncesi 400 yönetici ve uzmanı incelemeye aldı ve 1987 yılına kadar düzenli olarak aynı ekibi takip etme imkanları oldu.
Araştırmanın sonuçlarına göre çalışanların üçte ikisi yoğun stres ile baş edemeyerek performans kaybı, liderlik becerilerinde gerileme ve sağlık problemleri yaşadı. Buna karşın geri kalan üçte birlik kısım, aynı derecede stres yaşadıkları halde yüksek performans sergiledi ve kariyerlerinde atılım yaptı. Aynı zamanda bu çalışanlar sağlıklarını korudu ve ortalamanın üzerinde bir mutluluk seviyesine sahip olduklarını belirttiler.
Bu farkı ne yaratıyor olabilir? Dr. Maddi’ye göre iki grubun yaklaşım ve yaşantısını şekillendiren üç farktan bahsedebiliriz: Baş koymak, kontrol sahibi olmak ve zorlanmaya karşı duruşları.
Baş koyabilen, karar alıp uygulamaya geçirebilen kişiler dönüşümün içinde daha aktif rol oynadıkları için kaybolmuş ve soyutlanmış hissetmediler.
Kontrol sahibi olmak ise bireylere sonuçları etkileme gücünü kazandırdı. Ortaya çıkacak sonucu etkileyebileceklerine inanan ve etkilemek isteyen bireyler pasif ve güçsüz kalmazlar.
Zorlanmaya karşı olumlu duruş sergileyen kişiler ise zor durumları öğrenme fırsatlarına çevirerek olumsuzlukların onlar için itici güç olmasını sağladılar.
Kısacası, özel yaşamında da iş yaşamında da yaptığı işe bağlanabilen, bir başka deyişle baş koyabilen, hayat oyununun kurallarını kontrol edebilen ve zorlukları fırsat olarak gören kişiler daha dayanıklı ve huzurlu olurlar.