Genellikle aşırı strese girmek, düzensiz beslenmek ve uykusuz kalmak gibi hatalı yaşam alışkanlıkları nedeniyle gelişen baş ağrıları hayat kalitesini düşürse de tehlikeli yaratmıyor. Ancak bazı tip baş ağrılarının ihmal edilmesi hayatı tehdit edebiliyor veya bazı ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nebahat Bilici baş ağrısında asla atlanmaması gereken 6 sinyali anlatıyor.
1. Şiddetli ve ataklar halindeyse: Şiddetli ataklar halinde ve zonklayıcı özellikte ise genellikle başın bir yarısında gelişiyorsa, bulantı-kusma eşlik ediyorsa, ışık-ses hassasiyeti varsa ve bu sorunlar günlük yaşamsal aktiviteleri etkiliyorsa migren ağrısına işaret ediyor olabilir.
2. Şiddetli ve patlayıcı tarzdaysa: Aniden ortaya çıkmışsa, şiddetli ve patlayıcı tarzdaysa ve eforla artıyorsa (egzersiz sonrası, cinsel aktivite sırasında, ıkınma gibi), anevrizma kanaması olabiliyor. Bu tip baş ağrısında acil servise başvurmanız yaşamsal önem taşıyor.
3. Bayılma-kişilik değişikliği oluyorsa: Başın hep aynı bölgesinde lokalize ise zaman zaman bayılma ve/veya kişilik değişiklikleri eşlik ediyorsa nedeni beyin içindeki bir tümör veya arteriovenöz malfarmasyon gibi bir kitle olabiliyor. Bu durumda mutlaka beyin görüntüleme ve EEG çekimi yapılması gerekiyor.
4. Yüksek ateş eşlik ediyorsa: Baş ağrısına yüksek ateş eşlik ediyorsa zeminde sinüzit, menenjit veya orta kulak yolu iltihabı gibi mikrobik bir hastalık yatıyor olabilir.
5. Kol ve bacakta uyuşma-güç kaybı hissediliyorsa: Konuşma bozukluğu, kol-bacakta uyuşma-güç kaybı ve görme bozuklukları eşlik ediyorsa beyin damar hastalıkları, inme veya beyin içi kanamadan kaynaklanıyor olabilir.
6. Sabah baş ağrısı varsa: Sabahları baş ağrısı oluşuyorsa, uykudan yorgun kalkılıyorsa, motivasyon kaybı varsa, unutkanlık, kontrolsüz kilo alımı, gündüz uyku hali mevcutsa nedeni uyku apne hastalığı (uykuda nefes kesilmesi) olabilir. Bu durumda en kısa sürede bir uyku uzmanına başvurmanız gerekiyor.
Dr. Bilici, baş ağrısının nörolojik rahatsızlıkların yanı sıra guatr, kan şekerindeki düzensizlikler, kansızlık, uyku apne sendromu, romatizmal hastalıklar, tansiyon yüksekliği ve kalp hastalıklarının da habercisi olabileceğine dikkat çekerek şu bilgileri varıyor: “Bu nedenle baş ağrısı yakınmasında yapılacak olan detaylı tetkikler yaşamsal öneme sahip. Baş ağrısının neden kaynaklandığını belirlemek içinse geniş bir hasta hikayesi alınması, nörolojik muayene ve beyin görüntülemesinin yanı sıra kan-idrar tahlilleri, EEG (elektroensefalografi), gereken durumlarda lomber ponksiyon (belden su alma) işlemleri yapılması gerekiyor.”
Gelişigüzel ilaç kullanımı baş ağrısını kronikleştirebilir
Baş ağrısı primer ve sekonder olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Primer baş ağrısında, ağrıyı açıklayacak herhangi bir sistemik veya beyin hastalığı olmuyor. Bu grupta migren, gerilim tipi baş ağrıları, küme baş ağrısı gibi baş ağrısı tipleri yer alıyor. Primer baş ağrılarında hastaların çözümü genellikle gelişigüzel aldıkları ilaçlarda bulduklarını belirten Dr. Bilici şunları söylüyor: “Oysa doktora gitmeyen ve sürekli ağrı kesici kullanan kişilerde ilaca bağlı kronik baş gelişebiliyor. Bu dönüşüm baş ağrısı tedavisini içinden çıkılmaz bir döngüye çevirebiliyor. Hastanın yaşam kalitesi ileri derecede bozuluyor, sosyal ve iş başarısı düşmeye başlıyor."
Baş ağrısı psikolojik çöküntü yaratabilir
Yüzde 60’lık bir oranla en sık görülen baş ağrısı tipi olan ‘gerilim tipi baş ağrısı’ stresten kaynaklanıyor. Bu hastaların yüzde 80'ninde kaslarda gerginlik oluyor ve hastalar sıklıkla dikkat eksikliğinden yakınıyor. Baş ağrısına depresif ruh durumu, anksiyete bozukluğu, somatoform bozukluklar ve diğer yakınmalar eşlik edebiliyor. Bazı hastalarda fibromiyalji ve miyofasyal ağrı sendromu da görülebiliyor.